Eski Mali Şube Müdürü Furkan Sezer: Çiftlik Bank'ta da gördük bunu!
Programa katılan eski Mali Şube Müdürü Furkan Sezer, 100 milyon liralık dolandırıcılık iddiasıyla ülkenin gündemine oturan sosyal medya fenomeni çiftin kullandığı dolandırıcılık sisteminin isminin ‘ponzi’ sistemi olduğunu belirtti. Sezer şöyle devam etti:
“Bu sistemle ilk dolandırıcılık 1920 yılında yapılıyor. Yaklaşık 103 yıldır kullanılan bir dolandırıcılık sistemi ponzi sistemi. ‘Saadet zinciri’ diye de biliyoruz. İlk dolandırıcısından ismini alıyor. Bir hikâye uyduruyor. Yatırım yapacak kişileri ikna ediyor. ‘Arbitraj karı ile para kazanıyorum' deyip, ‘Pul alıyorum pulların satışımda para kazanıyorum' deyip, 2 ayda 15 milyon dolar para kazanıyor. Yatırım yapacak kişiyi ikna ediyorsunuz, sürekli aşağıdan gelen yeni yatırımcılardan üstteki ilk üye olanların kârını ödüyorsunuz. Her yeni kazanan altına birtakım kişileri eklemek zorunda ki hem kendisi para kazansın hem de yukarıya para çıksın. Sonsuz bir sistem değil, mutlaka bir yerde tıkanıyor. Ya son katılanın parasını ödeyemez hale geliyorsunuz, aynı hızla, aynı sayıda ve nitelikli mağdurlar gelmediği sürece. Sistem bir yerde tıkanıyor. Çiftlik Bank'ta da gördük bunu”
“Yasal boşluklardan kaçabilmek için network marketıng diyorlar”
Ponzinin suç olduğunu kaydeden Sezer, “Ponzi direkt suç. Yasal boşluğundan kaçabilmek için diyor ki; ‘Biz network marketing' yapıyoruz. Ne yapıyor? Markası kendisine ait bir araştırma yaptığınızda başka hiçbir yerde satılamayan ürün seçiyor. Bir saat yaptırıyor, kendi markasını bu saate veriyor. ‘Ben saati satıyorum, parfüm satıyorum. Yaptığım ponzi değil network marketing' diyor. Ama sistem aynı şekilde işliyor. Bu saati vergi incelemelerinden, müfettiş incelemelerinden, bilirkişi incelemelerinden kaçabilmek için, farklı yerlerden fiyat karşılaştırması olmaması için kendi markasıyla satıyor. Yüklü miktarlarda da ücret karşılığında satıyor. Evet her network marketing bir ponzi sistemi değildir. Ama bunu suistimal eden çok sayıda şirket mevcut” şeklinde konuştu.
“Para kendisinden gitmiyor, başkalarına ödetiyor”
Programda Beril Talu'nun söz konusu sistemi anlattığı ses kaydının yayınlanmasının ardından konuşan Avukat Feyza Altun, dosyanın mağdurlarından biriyle de konuştuğunu belirterek, şunları söyledi:
“Beril Talu'nun ajanslardan birtakım şeyler üzerinden uzaklaştırıldığı iddia ediliyor. Yakın çevresine de yapmış, insanlar uzun zamandır tanığı için güveniyor. ‘Film çekeceğim' diyormuş. Yapımcıymış kendisi, ‘Bana 300 bin TL lazım, 5 gün sonra bunu 350 bin TL olarak ödeyeceğim' diyor. Güvenle para gönderenler olmuş. Gerçekten de ödemiş bazılarına. Para kendisinden gitmiyor, insanlara ödetiyor. Başkalarının parasıyla kapatıyor açıklarını. Bazılarına da ‘Dur bekle sistemde paran işlesin, bu kadar faizi banka bile vermez. Yasa dışı bir şey yapmıyoruz' demiş. Ponzi olduğunu düşünmüyorum. Ponzi sistemiyle bu sistem bence bir değil. Şöyle söylüyor insanlara; ‘Ben yapımcıyım, beni finanse ettiğin için sana kârımdan vereceğim'. Diğer insanlar birbirini tanımıyor. Başka hesaplardan para geliyor. ‘Hızlı para arayan ya yargılanır ya dolandırılır' diyorum ben.”
Nedim Türkmen: Ponziye benziyor, piramit satış
Sözcü yazarı Nedim Türkmen de, “6502 sayılı kanunda sayılan 3 şartı taşıyor. Sistem ponziye benziyor. Piramit satış. Çiftlik kurdum dememiş de, film çekiyorum, sürekli sisteme birilerinin girmesi gerekiyor, birilerini birilerine ödetmiş. Melek yatırımcı bulmuş” görüşünü ifade etti.