VeryansinTV.com adresinde yayımlanan açıklama metninde Montrö Sözleşmesi'ne ilişkin şu ifadeler var:
Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.
(…) Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
Açıklamada Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine dair de şöyle deniyor:
(…) son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.
TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
Bildiriye hükümetten ardı ardına tepki mesajları geldi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bildiriye Twitter hesabından şu sözlerle tepki gösterdi:
Neymiş, birkaç emekli amiral bir araya gelip bir bildiri yazmışlar! 5. kol unsurları da hemen heyecanlanmış. Oturun oturduğunuz yerde. O Türkiye eskide kaldı! Bu millet 15 Temmuz'da darbe heveslilerini nasıl tepelediğini dosta düşmana gösterdi. Haddinizi bilin! Siz kimsiniz? Ne hakla milli iradenin meşru temsilcilerine parmak sallıyorsunuz? Türkiye bir hukuk devletidir. Bunu asla unutmayın. Vesayetçiler bir daha asla demokrasimize zarar veremeyecek. Dış güçlerin ezik piyonları büyüyen, güçlenen Türkiye'nin önünü kesemeyecek!
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da Twitter hesabından paylaştığı mesajlarda Eski Türkiye sevdalısı, vesayetçi, kendisini milli iradenin üstünde gören zihniyetin bazı temsilcileri yayınladıkları sözde bildiri ile siyasete akıl, millete ayar vermeye çalışıyorlar. O devirler geride kaldı! Haddinizi bilin! İçinize sinmese de şunu çok iyi anlayın ki; bu millet, vatanı da, mavi vatanı da, demokrasiyi de, milli iradeyi de bedelini ödeyerek korumuştur ve koruyacaktır dedi.
Hükümet tarafından bir diğer tepki de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan geldi. Soylu Büyük Türk milleti üniformaya aşıktır. Üniformayı taşımak şereftir. O şerefi emekli olduktan sonra taşımak daha büyük şereftir. Demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları daima şükranla yad ederiz... Ya diğerleri... ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop da bildiriyi darbe çağrışımlı olarak tanımlayıp, Kahraman milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETÖ'cü darbecileri değil, aynı kaynaktan beslendiğini bildiğimiz bütün darbe sevdalılarını da toprağa gömdü. Düşünce açıklama başka, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak başka. Yıllardır, içerde dışarda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler; belli dedi.
Soruşturma başlatıldı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bildiri hakkında soşturma başlattığını duyurdu.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
04/04/2021 tarihinde bazı internet siteleri ve sosyal medya mecralarında paylaşılan ve '103 amiralden Montrö bildirisi' başlığı altında yayınlandığı belirtilen açıklamayı hazırlayanlar ile varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re'sen soruşturma başlatılmıştır.
Muhalefet ne dedi?
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, emekli amirallerin bildirisine tepki gösteren hükümet temsilcilerini eleştirdi. Twitter'da İletişim Başkanı Altun'a cevap veren Özkoç Tuğamiral Mehmet Sarı'nın fotoğrafını paylaşarak, Siz önce kendi yarattığınız vesayetçilerle savaşın. O eleştirdiğiniz amiraller 15 Temmuz'un önünde de sonunda da dimdik durdular. Deniz Kuvvetlerini ağzına kadar FETÖ'cü dolduranlar, 15 Temmuz'un ertesinde Atatürk ilke ve devrimleriyle yetişmiş subaylar olmasa bugün koltuklarında oturamıyor olacaklardı. Şimdi çıkmışlar 5. kol faaliyeti filan. Hadi oradan... Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum dedi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da, AKP'liler tarafından getirilen darbecilik yorumlarını işaret ederek, Seçilmiş milletvekillerini, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atıp milli irade ahkamı kesmek riyakarlıktır. Darbeci arıyorsanız aynaya bakın paylaşımını yaptı.
Montrö Sözleşmesi nasıl gündeme geldi?
Montrö Sözleşmesi tartışması, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çıkılmasının ardından başladı. Kararın hukuki boyutu ve geçerliliği sorgulandı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Bir Cumhurbaşkanı Montrö'yü de feshedebilir mi? sorusuna Teknik olarak evet yanıtını vermesi, Montrö Sözleşmesi'ni bir daha gündeme getirdi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 24 Mart Çarşamba günü Habertürk TV'de katıldığı bir programda İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekilmenin mümkün olup olmadığıyla ilgili soruya Teknik bir ifadeyle Meclis onaylama izni veriyor ama Cumhurbaşkanı onaylamayabilir veya onaylayabilir sonra geri çekebilir. Parlamento aşaması bir izin aşamasıdır sadece. Bu yeni değil, 1963'ten bu yana böyle oluyor bu. Bunun örnekleri var. yanıtını verdi.
Şentop, yanıtın ardından daha önce Cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye'nin çekildiği bazı uluslararası anlaşmaları sıralayarak örnekleri olduğunu söyledi.
Bunun üzerine gazeteci Muharrem Sarıkaya, Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çekildim derse veya Montrö'yü tanımıyorum feshettim derse… diye sordu.
Şentop Teknik olarak yapabilir yanıtını verdi:
Sadece bizim sistemde değil Almanya da Amerika da Fransa da bunu yapabilir. Ama mantıkta mümkün-muhtemel arasında bir fark vardır. Marmara Denizi'nden ayran yapmak mümkün müdür? Yeterli miktar yoğurt bulursanız, Marmara Denizi'ni de karıştırırsanız aklen mümkün olabilir. İhtimal ise gerçeklerden hareketle bir işin olabilirliği üzerine, bu muhtemel değildir.
Şentop'un bu sözlerine CHP ve İYİ Parti tepki göstermişti.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay Cumhurbaşkanının bozacağı anlaşmalar Meclis onayına ihtiyaç duyulmayan anlaşmalardır. Almanya da Hitler'e böyle bir yetkiyi tam da 23 Mart'ta vermişti. Ülkenin başına ne belalar açtığı ortada. TBMM Başkanımızın yasama yetkisini tek adama altın tepside sunması beni incitiyor dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünzile Yüksel de, Şentop'un sözlerine karşı Montrö, Türkiye'nin boğazlardaki bağımsızlığıdır. Dünya'yı bıçak sırtında tutan bir anlaşma asla tek bir kişinin isteği ile kaldırılamaz açıklaması yaptı.
Tartışmanın büyümesi ve birçok muhalif siyasetçi tarafından da dile getirilmesi üzerine Şentop, konuyla ilgili 29 Mart'ta bir açıklama daha yaparak Ben herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. İsim telaffuz etmeksizin Anayasa'nın 90. maddesinde ve ilgili mevzuatımızda uluslararası antlaşmalarla ilgili iç hukuktaki düzenlemelerden bahsettim dedi.
Erdoğan daha önce 'Montrö ne kazandırmıştır ne kaybettirmiştir, düşündünüz mü?' demişti
Montrö Sözleşmesi, Aralık 2019'da Kanal İstanbul'un Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun onaylandığının açıklanması üzerine bir kez daha gündeme gelmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bir İstanbul boğazımız var. Siz Independenta olayını unutuyor musunuz? Hepsinden öte Montrö Anlaşması Türkiye'ye ne kazandırmıştır ne kaybettirmiştir? Bunu hiç düşündünüz mü? açıklaması yapmıştı.
30 Aralık'ta da Kanal İstanbul projesine yönelik itirazları değerlendirirken Erdoğan Montrö Sözleşmesi'nin siyasi tehdidine dikkat çekmiş; sonrasında ise katıldığı bir televizyon programında konuyla ilgili soruya Montrö'yü kafaya takmayın yanıtını vermişti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu ifadeler üzerine Kanal İstanbul, Montrö'yü baypasa dönüştürebilir ve sıkıntı yaratabilir. Kafada bu varsa, o zaman Çanakkale ile ilgili de bir müdahale gerektirir ki Allah korusun yorumu yapmıştı.