Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüs önünde 25 Mart günü LGBTİ bayrakları taşıdıkları için gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 12 kişinin ilk duruşması bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde görüldü. Mahkeme duruşmayı 28 Haziran'a erteledi. Yargılanan öğrencilerin adli kontrol kapsamında uygulanan imza atma zorunluluğu kaldırıldı, yurt dışına çıkış yasaklarının ise sürmesine karar verildi.
Evrensel'de yer alan habere göre; Kağıthane Kaymakamlığı adliye çevresindeki açıklama ve eylemleri bir gün süreyle yasakladığını duyurmuştu. Adliye önüne arkadaşlarına destek olmak için gelenler yasaklama girişimine rağmen kısa bir açıklama yaptı.
Boğaziçi Üniversitesine rektör atanmasından sonra başlayan akademiye ve öğrencilere yönelik baskılara tepki gösterilen açıklamada, öğrencilerin kampüs önünde LGBTİ bayrakları taşıdıkları için gözaltına alındığı hatırlatıldı, "LGBTİ+lar susturulamaz ve gökkuşağı yargılanamaz!" denildi.
Açıklama şu şekilde:
"Bugün 3 haziran ve biz yine Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, lgbti+lar ve mevcut hükümetin keyfi insan hakları ihlallerine karşı çıkanlar olarak Çağlayan Adliyesi önünde haksızca yargılanan arkadaşlarımızla dayanışmak için toplandık. Burada toplanışlarımızın ne ilki ne de sonu. Bunu biliyoruz ancak varoluş haklarımızı savunmaktan da bir gün bile geri duymayacağımızı avazımız çıktığınca haykırıyoruz. Boğaziçi direnişinin ilk gününden beri bu mücadeleye omuz veren ve direnişin en çok saldırıya uğrayan kesimlerinden olan lgbti+lar olarak üzerimizdeki baskıların başarısız olduğunu, bizleri ayrıştırmak yerine daha sıkı kenetlenmemizi sağladığını herkese defaatle gösteriyoruz.
Kulübümüzü kapattığınızı zannettiniz, biz her kulüp bülgbti+dır diye cevap verdik. Alanlarda taşıdığımız bayraklarımıza ülkeyi boğmak için kullandığınız medyanızla saldırdınız, bizse meydanları ve sokakları renklerimizle donattık. Onur yürüyüşlerimizi hedef aldınız, bizler onur haftamızda sizlerin hiçbir saldırısından korkmadığımızı haykırmak için karşınıza dikildik. Protesto hakkımızı bir gün önceden kaymakamlık eliyle çıkardığınız yasaklar ile engellemeye çalıştınız ama gördüğünüz gibi biz yine de buradayız. Varlığımıza alışacaksınız, barışacaksınız, çünkü buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz.
Devletin ve polisinin insanlık dışı pratiklerine asırlardır maruz kalan lubunyaların sokakta olmasının ve elinde bir gökkuşağı bayrağı taşımanın dahi suç sayılmaya çalışıldığı bir ülkede bize yaşama hakkı tanındığını kim iddia edebilir? Bizler toplum baskısını da, devlet eziyetini de, mevcut rejimin kurmayı amaçladığı tahakkümü de çok iyi tanıyoruz, ve her fırsatta bizi ezmeye çalışan bu güçlere karşı varoluşumuzu sürdürüyor ve savunuyoruz. Sokaklarda kendi renklerimizle yürümemizin yasaklanmaya çalışıldığı, her türlü eylemden lgbti+ların silinmeye çalışıldığı, iç içe olduğumuz feminist mücadeleyle 8 Mart’ta ve öncesinde gökkuşağı bayrakları üzerinden ayrıştırılmaya çalışıldığımız bir rejimde yaşamayı kabul etmiyoruz, mücadelemizden vazgeçmiyoruz.
Ve bugün, 25 mart günü ellerinde gökkuşağı bayrağıyla kampüsümüzün önünde usulsüzce ve haksızca gözaltına alınmış arkadaşlarımızın asla yalnız yürümeyeceğini haykırmak için toplandık. Onların bizlerle gösterdiği dayanışmanın bizim cesaretimizi ve birliğimizi nasıl kuvvetlendirdiğini öğreneceksiniz ve bizi korkutmaya çalıştıkça karşınızda bir çığ gibi büyüyen bu direnişin çok yakında altında kalacağınızı göreceksiniz.
Bizi kendimiz olmaktan bir gün bile alıkoyamayacaksınız. Gökkuşağını gökyüzünden silmek ne bir bulutun, ne bir rüzgarın, ne de faşist diktanın elinden gelir. Tüm renklerimizle parlamaya devam edeceğiz ve sizlerin üzerimize bir set gibi çekmeye çalıştığı karanlığı boğacağız. Varoluşumuz yasaklanamaz, LGBTİ+lar susturulamaz ve gökkuşağı yargılanamaz!"
***
NE OLMUŞTU?
25 Mart’ta Boğaziçi Üniversitesi’nin de yer aldığı Hisarüstüstü Mahallesi’nde dört öğrenci “LGBTİ+ bayrağı taşıdıkları” gerekçe gösterilerek gözaltına alınmıştı. Aynı gün Boğaziçi Üniversitesi rektör atanmasını protesto eylemleri sırasında LGBTİ+ bayrağı taşıyan bir öğrenciye açılan disiplin soruşturması açılmış ve öğrenciler arkadaşlarına destek olmak istemişti.
Polisin gözaltıları Kuzey Kampüs’te, üniversitenin Bebek kapısında ve 26 Mart’ta ise gözaltındakilerin çıkarıldığı İstanbul Adliyesi’nde de devam etmişti.
25 Mart'ta gözaltına alınan 12 kişiye “toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet” suçlamasıyla dava açılmıştı.
Kağıthane Kaymakamlığı, Çağlayan Adliyesi meydanı ve çevresinde gerçekleştirilmesi planlanan eylem, gösteri, toplanma, toplantı, basın açıklaması ve oturma eylemi gibi etkinliklerin bir gün süreyle yasaklandığını duyurmuştu.