Karı koca olarak istilacı midye türlerinin büyük Great Lakes bölgesindeki etkisini araştırmak üzere Huron Gölü açıklarına giden çift Yvonne Drebert ve Zach Melnick, 1895 yılından kalma bir gemiye rastladı. Haziran ayının bir Cumartesi gününde öğleden sonra göl etrafında keşif yapan çift, başka bir araştırmacının gölün dibindeki sonar radarlarında anormal bir şey olduğunu belirtince, derinlerde ne olduğunu tespit etmek istedi. Bunun muhtemelen kaya yığını olduğunu düşündüklerini söyleyen çift, ultra düşük ışıklı ve yüksek çözünürlüklü bir kamera sistemine sahip uzaktan kumandalı araçlarla derinlere bakmaya başladılar.
Gazetede anlatılana göre, araştırmacı çiftlerden Zach, Sürpriz, sürpriz, bir sürü midyelerimiz var! Hatta düşündüğümüzden çok ama çok daha fazla” dedikten sonra şok oldular. Denizin 85 kilometre altındaki devasa yapı kocaman ve sağlam vaziyetteki bir gemi enkazıydı. Gemi yıllar boyunca su altında durduğu için quagga midyeleriyle kaplanmıştı.
İlk bakışta geminin ne dönemden kalma veya hangi gemi olduğuna dair bir fikir yürütmek imkansızdı çünkü midyeler tüm gemiyi sarmıştı diyen çift, gemiyi temizlemeyi düşünselerde ABD’deki Ontario Miras Yasası'nı ihlal edileceği için herhangi bir müdahalede bulunmadı. Belli bir süre sonra gemi enkazı arkeolojik alan olarak kaydettirildi ve olasılıklar kayıp gemiler arasında üçe indirildi.
Geminin boyutu analiz ettirildikten sonra, yerel bir tarihçinin ve deniz arkeoloğunun yardımını alan çift, geminin etrafında bulunan kömürleri de hesaba katarak geminin Great Lakes bölgesinde yük taşımak için inşa edilmiş eski bir yolcu gemisi olan the Africa olduğunu belirlediler.
Belirtilene göre, the Africa gemisi 1895 yılında bir kar fırtınasında diğer bir gemi olan Severn ile arasındaki çekme halatının kopması ardından 11 kişilik mürettabatı ile ortadan kayboldu. Severn gemisi karaya oturdu ve mürettebat kurtarıldı, ancak the Africa gemisi bir daha asla görülmedi.
Deniz tarihçisi Patrick Folkes’ın açıkladığı bilgilere göre, Great Lakes bölgesi şiddetli rüzgarlar ve kar fırtınalarının sıklığı nedeniyle seyahat eden gemiler için özellikle tehlikeliydi. 1848 – 1930 yılları arasında sadece Saugeen yarımadasında en az 100 geminin kaza yaptığı veya kaybolduğu, bunlarının yarısının yerinin hiçbir zaman tespit edilmediği de belirtiliyor.
Gemi, güney Rusya ve Ukrayna'ya özgü istilacı bir midye türü olan ve kargo gemilerinin tanklarında yanlışlıkla Great Lakes bölgesine getirilen quagga midyeleriyle tamamen kaplanmıştı. Bu midyelerin yerel balık popülasyonlarını harap ettikleri biliniyor. Ancak istilacı quagga midyelerinin beklenmedik bir faydası da oldu: Midyeler planktonları ve diğer mikroorganizmaları sudan o kadar yüksek oranda süzdü ki, su inanılmaz derecede berraklaşarak daha fazla gemi enkazının keşfedilmesine olanak sağladı.
Araştırmacı Drebert, verdiği röportajda, Great Lakes bölgesinde o kadar quagga midyesi var ki, göl öncekine göre üç kat daha berrak. Bu nedenle de gemi enkazını neredeyse 85 km aşağıda olmasına rağmen gemiyi ek bir ışık olmadan tespit edebildik” dedi.
Buna rağmen midyelerin büyük bir olumsuz yanı da bulunuyor. İstilacı midyeler, gemi enkazlarının ahşaplarına tutunup gövdelerini yiyiyorlar. Bu nedenle, gelecek yirmi yılda batık gemilerin midyeler nedeniyle tanınması imkansız hale gelebilir.