Altaylı, 'Takas' başlıklı köşesinde, iktidara yakın ve geçmişte kamuoyunda çalışmış bir arkadaşının, Türkiye'nin Birleşik Arap Emirlikleri'nden 2 saha ajanına karşılık Sedat Peker'i istediğini aktardı.
Altaylı, "Dün, iktidara yakın ve kamu geçmişi bulunan bir isim aradı. Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye’nin yeniden başlayan ve hızla samimileşen ilişkilerinden söz etti ve şunu söyledi. 'Türkiye Sedat Peker’i Emirliklerden getirmek için uğraşıyor. Bunun için de geçmişte Türkiye’de yakalanan Birleşik Arap Emirlikleri ajanlarını koz olarak kullanmak istiyor. İki ajanın Emirliklere iadesi karşılığında Sedat Peker’in Türkiye’ye verilmesi teklifinde bulundular" diye yazdı.
Altaylı, arkadaşıyla konuşmasının devamında şunları söyledi:
Ben de hemen sordum.“Emirlikler ne yanıt verdi buna?”
Şimdilik yanıt vermemişler. Ama Türkiye yanıtın olumlu olma olasılığını yüksek görüyormuş.
Bana göre Türkiye’nin takas talebi doğru olabilir. Ama BAE’nin Peker’i bu kadar kolay vereceğini pek zannetmem.
Altaylı'nın yazısından ilgili bölüm şöyle:
"Detayını elbette hatırlamıyor olabilirsiniz ama geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de önce 2 ardından 1 Birleşik Arap Emirlikleri casusunun yakalandığı haberleri hafızanızın bir köşesinde kalmıştır.
Bunlardan ilk ikisi 2019 yılı Nisan ayının ortalarında Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ve İstanbul Emniyeti’nin ortak bir çalışması ile yakalanmış, 19 Nisan günü çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmışlardı.
Telefon görüşmelerindeki yoğunluk üzerine dikkat çeken ikili, MİT’in teknik ve fiziki takibine göre çokça yer değiştirmiş, İstanbul, İzmir, Ankara ve Diyarbakır’da çok temaslarda bulunmuşlardı.
Yakalanan iki Birleşik Arap Emirlikleri ajanının Kaşıkçı cinayeti dahil pek çok yurt dışı bağlantılı suçla ilişkili oldukları öne sürülmüş, Türkiye’deki siyasi durum hakkında BAE’ya sürekli bilgi verdikleri ve bazı provokatif faaliyetlerin içinde oldukları iddia edilmişti.
Tutuklandıktan sonra Silivri Cezaevi'ne koyulan iki BAE ajanından Zeki Yusuf Mübarek, tutuklanmasından 10 gün sonra, 29 Nisan günü öldü.
Rapora göre cezaevindeki hücresinde kendisini havlu ile tuvalet kapısına asmıştı.
2020 yılında da bir başka Birleşik Arap Emirlikleri ajanı yakalandı.
17 Ekim 2020 günü ele geçirilen Ahmet Mahmud Ayesh Al Astal, ifadesinde gazeteci olduğunu, Birleşik Arap Emirlikleri’nin kendisini maaşa bağladığını söylemiş “Ben gazetecilik faaliyetinde bulundum. Ajanlık yapmadım. BAE’nin bana maaş vermesi benim ajanlık faaliyeti yaptığımı göstermez” diye kendini savunmuş ancak o da tutuklanıp cezaevine koyulmuştu.
Al Astal’a yöneltilen suçlamalar arasında “Türkiye’deki muhalif Arapları izleyerek hakkında bilgi toplamak ve rapor hazırlamak, Müslüman Kardeşler’in Türkiye’deki faaliyetlerine gazeteci kimliği ile sızmak ve bağlantılarını ortaya çıkarmak" vardı ve bu iddialar sonrasında 21 Ekim 2020 günü o da tutuklandı.
Şimdi bunları size niye anlattım?
Dün, iktidara yakın ve kamu geçmişi bulunan bir isim aradı. Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye’nin yeniden başlayan ve hızla samimileşen ilişkilerinden söz etti ve şunu söyledi:
“Türkiye Sedat Peker’i Emirliklerden getirmek için uğraşıyor. Bunun için de geçmişte Türkiye’de yakalanan Birleşik Arap Emirlikleri ajanlarını koz olarak kullanmak istiyor. İki ajanın Emirliklere iadesi karşılığında Sedat Peker’in Türkiye’ye verilmesi teklifinde bulundular.”
Ben de hemen sordum.
“Emirlikler ne yanıt verdi buna?”
Şimdilik yanıt vermemişler. Ama Türkiye yanıtın olumlu olma olasılığını yüksek görüyormuş.
Bana göre Türkiye’nin takas talebi doğru olabilir.
Ama BAE’nin Peker’i bu kadar kolay vereceğini pek zannetmem."