İşte o yazı:
''Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu için yayınlanan bir rapor, çevreye zararları hakkında zaten bir şüphemiz olmayan plastik endüstrisi ile ilgili yeni rakamları ortaya koydu.
Plastik sektörünün derin bir reform ihtiyacı olduğunu savunan Ellen MacArthur Derneği ve McKinsey danışmanlık firmasının yayınladığı Yeni Plastik Endsütrisi raporu 5 ana başlığa ayrılıyor.
Plastik sektörü havacılık sektörü kadar petrol kullanıyor
Plastik atıklarr çevre sorunu olduğu kadar kaynak yönetimi sorunu da. Ellen MacArthur derneğinden Joss Bierlot, şu an plastik sektörünün petrol üretiminin yaklaşık %8’lik payını kendisi için harcadığını belirtiyor.
Buna plastik kulanımındaki artışı da eklediğimizde 2050 yılına gelmeden üretilen petrolün %20’sinin plastik sektörü için kullanılacağı düşünülüyor. Bu yeryüzündeki plastik miktarında büyük bir patlama yaşanması; eğer bu plastik üretimi azaltılıp, yeniden değerlendirilmezse hem çevresel hem de ekonomik bir afet olacağı kesin.
Plastik kullanımının 2050 yılına 4 katına çıkması bekleniyor
Son 50 yılla plastik üretimi 15 milyon tondan, 311 milyon tona çıkarak 50 kat bir büyüme yaşadı ve Yeni Plastik Endüstrisi raporuna göre 2050 yılına 1,1 milyar tona çıkması bekleniyor.
Ama rapora göre bu büyüme aslında ekonomi için bir kayıp, çünkü plastik üretiminin %95’inin ekonomiye hiç bir kalıcı katkısı olmayan tek kullanımlık plastik ambalaj üretimi olduğunu belirtiyor.
Akıllıca dizayn edilmiş, gerç dönüştürülebilir plastiklerin hem ekonomiye hem de hammadde kullanımına katacağı ekonomik değerin daha fazla olması bekleniyor.
Okyanuslara dakika başına bir kamyon plastik atık karışıyor
Her yıl okyanuslara 8 milyon ton plastik atık karışmakta ve bu dakika başına bir kamyondan fazla plastiğin okyanus habitatının dengesini bozması demek. Şu an okyanuslarda 150 milyon ton plastik olduğu düşünülüyor,
Bu büyüme kontrol altına alınmazsa 2025 yılına kadar okyanuslarda her 3 ton balığa karşılık 1 ton plastik atık olacak. 2050 yılına geldiğimizde ise toplam ağırlık göz önüne alındığında okyanuslarda balıklardan daha fazla plastik olacak.
Plastik atıkların okyanuslara yaptığı etki şu an bile afet boyutunda. Okyanusların besin zincirinin her halkasında, ki buna deniz kaplumbağaları, balinalar, ve hatta insanlar da dahil plastiğin etkilerini görmek mümkün.
Plastik ambalajların sadece %5’i geri dönüştürülüyor
Geri dönüşümün yaygın hale gelmesini hedefleyen “geri dönüşüm okları”’nın ilk kullanımından itibaren 40 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen, plastik ambalajların sadece %14’ü geri dönüşüm için işleniyor. Maalesef geri dönüşüm sürecindeki kayıplar ile bu rakam %5’e kadar iniyor.
Düşük gelir getiren ama yüksek miktarlarda yapılması gereken plastik geri dönüşümünün ekonomik çekiciliği çok fazla değil, bu yüzden altyapı ve teknoloji yatırımlarının oranı da aynı derecede düşük. Plastik ambalajların %40’ının katı atık sahalarına, %32’sinin kontrol altına alınmadan doğaya atıldığı ve %14’ünün enerji için yakıldığı belirtiliyor.
Basit çözümler yeni innovasyonlara yol açabilir
Şu anda tüketicilerin eline geçen plastik ambalajlar ayrıştırması oldukça güç olan plastik karışımlarından üretiliyor. Bu yöntemin değişmesi; plastik ambalajların küresel olarak geri dönüştürülebilir tek bir materyalden üretilmesi demek.
Yeni Plastik Endüstirisi raporuna göre burada dikkat edilmesi gereken şey tek bir materyalin kullanılması ile gelen dezavantajları çözmek için yapılacak yatırımlar ile gelecek innovasyonlar. Özellikle yiyeceklerin raf ömrünü uzatan plastik karışımlı ambalajlar yerine geçecek tasarımların bu açıkları kapatması lazım.''