Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Bursa’da bir dizi programa katıldı. Sabah hâl esnafı ziyaretinin ardından Küçük Sanayi Sitesi’ne gelen İnce, esnafı selamladı.
Ardından Bursa Beşevler Sanayi Sitesi Kooperatifi Başkanı Sabri Koçoğlu ile görüşen İnce, basın mensuplarına açıklamalar yaparak, sorularını yanıtladı.
AK Parti iktidarının ülkeyi yönetemeyecek duruma geldiğini belirten İnce, muhalefete de yüklendi.
'Yüreğiniz varsa, gelin tüzüğünüzü değiştirin'
Güçlendirilmiş parlamenter sistemi isteyen muhalefetin halka yalan söylediğini iddia eden Muharrem İnce, şunları söyledi:
Muhalefet Türkiye’de ne istiyor? Güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyor. Bu başkanlık sitemi ucube bir sistem. Doğru bir sistem değil. Bunu biz de istemiyoruz. Yasama, yürütme, yargı tek kişinin elinde. Bu doğru değil. Peki parlamenter sistemi isteyen muhalefet millete yalan söylüyor. Ey aziz milletim bu muhalefet size yalan söylüyor. Partilerinde şu anda başkanlık sistemi var. Türkiye’de biz hariç bütün partilerde başkanlık sitemi var. Ama millete Türkiye’yi yönetirken ‘Güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyoruz’ diyorlar. Siz madem parlamenter sistem istiyorsunuz, madem bu kadar demokrasi aşığısınız neden kendi tüzüğünüzü değiştirmiyorsunuz? Bırakın anayasayı değiştirmeyi. Hadi gelin yüreğiniz varsa partiler tüzüklerini değiştirsin. Tüzüğünüze ‘Genel başkanları üyeler seçer diye’ yazsanıza. ‘Milletvekillerini üyeler belirler’ diye yazsanıza. Siz grup başkan vekillerini bile milletvekillerine seçtirmiyorsunuz. Onu bile atama ile yapıyorsunuz. Dolayısıyla aziz milletimize ısrarla bunu söylüyorum. Muhalefetin ayak oyunlarına kanmayın. İktidar aklı yitirmiş. Bilimi, hukuku kaybetmiş. İktidar, Türkiye’yi yönetemiyor. Ama muhalefet de size doğru şeyler söylemiyor. Madem Türkiye’de demokrasi istiyor bu muhalefet hadi hep birlikte tüm siyasi partiler anayasa değişikliğine de gerek yok tüzüklerini değiştirsin. Partilerimizi demokratik hale getirelim. Asla yapmazlar. Çünkü onların derdi parlamenter sistemi güçlendirmek değil, kendilerini güçlendirmek. Önceden milletvekilleri belediye başkanlarını belirlerdi, şimdi belediye başkanları milletvekillerini belirliyor. Olacak iş değil. Türkiye’yi demokratikleştirmek, özgürleştirmek istiyorsak, hiç telaşa gerek yok. Yüreğiniz varsa, gelin tüzüğünüzü değiştirin, oradan başlayın.
‘Bu ittifak işi Türkiye’de abartıldı, her parti kendi işine bakmalı
Bir seçim ittifakında yer alır mısınız sorusu üzerine İnce şu cevabı verdi:
Bu sistemden önce ‘Türkiye’yi koalisyonlara mahkum etmeyeceğiz’ diye yola çıktılar. Önceden Türkiye’de koalisyonlar seçimden sonra kurulurdu, şimdi seçimden önce kuruluyor. Bu ittifak işi Türkiye’de abartıldı. Ortada seçim filan yokken ittifak olmaz. Her parti kendi işine bakmalı. Biz seçimde yüzde 50+1 almayı hedefliyoruz. Yola böyle çıkıyoruz. Dostlar filan yok, ne dostu? Dostlar 85 milyon vatandaşımızdır. Ama biz bir siyasi partiyiz. Önce kendi gücüne güveneceksin.”
‘Benim suçum yüzde 8 fazla oy almaktı’
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında olurum, karşısında olmam” sözlerinin hatırlatılması üzerine İnce, şunları kaydetti:
Ben CHP’de büyük bir suç işledim. O yüzden beni istemediler. Hatta gitmemden mutlu oldular. O lafları ben ettim doğrudur. Ziraat Bankası’nda yanlış olur, Muharrem İnce’de olmaz. Sözüm söz ben onları söyledim. Beni çok seviyorlardı, 24 Haziran akşamından itibaren beni sevmediler ve partiden gitmem için her şeyi yaptılar. 24 Haziran’da bir seçim oldu. Seçim bitti 56 gün sonra değerlendirme toplantısı yapıldı. Oraya beni çağırmadılar. Assolist benim, siz ne toplantısı yapıyorsunuz? Seçimi ben yaptım, toplantıyı onlar yaptı. Utanmadınız mı o toplantıyı yapmaya? Yazıklar olsun size. Ben seçimi yaşadım. Kortizonlu iğneleri ben yedim. Benim sesim kısıldı, ben yenildim. Siz aday olamadınız. Suçum neydi biliyor musunuz? CHP tabanından özür diliyorum. Ben 41 yıl sonra seçimde yüzde 30 barajını aştırdım. Özür dilerim aştırdığım için. 8 puan fazla almaktı benim suçum.”
İnce, sözlerini şöyle tamamladı:
İzmir’de Kılıçdaroğlu da ben de adaydım. Kılıçdaroğlu milletvekili listesinin üst başındaydı, cumhurbaşkanı adaylığında adım vardı. Benim oyum sadece İzmir’de 350 bin fazlaydı. Herhalde Bursa’da 110 bin fazlaydı. 81 şehrin 81’inde de partinin aldığı oydan fazla oy aldım. Ben 8 puan fazla oyu alınca bu arkadaşlar başarı istemiyorlar. Sevmediler bu durumu. Ben de ayrıldım.”