9 yaşında yeniden Tıp Fakültesi eğitimine başlayan Nimet Süner, okula büyük bir sevinçle gidip geldiğini söyledi ve duygularını şöyle dile getirdi: "Gencecik arkadaşlarım oldu. En güzel tarafı da oydu. Şimdi onlardan ayrılıyorum diye üzülüyorum. Bütün arkadaşlarım beni çok severdi. Bir çocuğum iki de torunum var. En çok da onlar gururlandı, torunlarım benden "benim babaannem doktor" diye bahsediyorlardı."
HERKES BİR KERE OKURKEN BEN ÜÇ KERE OKUYORDUM
Ders çalışırken hafızasının zayıflamış olduğunu hissettiğini söyleyen Süner, "Bir okuyuşta aklınıza girmiyor. Herkes bir kere okurken ben üç kere okumak durumundaydım. Bir tek o sıkıntım vardı onun haricinde hiçbir şey zorlamadı. Yaş 74 olunca biraz da düşünüyorsunuz ileriye dönük sağlık durumunuz ne olacak diye. Ama işyeri hekimliği yapmayı düşünüyorum, mutlaka doktorluk yapacağım" dedi.
"BENİ ÖĞRETİM ÜYESİ ZANNEDİYORLARDI"
Okulda kendisini öğretim üyesi zanneden hocalar olduğunu söyleyen Nimet Süner, yaşadığı bir anısını şu sözlerle anlattı: "Bir ders arasında bilgisayardan notları alıyordum. Ara bittiğinde hoca geldi ve ben kürsüdeydim. 'Ah çok afedersiniz hocam ders bitmemiş miydi ben çıkayım sonra gireyim' dedi. 'Hocam ben öğrenciyim buyurun çekiliyorum' dedim. Zaten bütün hocalarım benden küçüktü."
HOCASINA ROL MODEL OLDU
Nimet Hanımın hikâyesini bir kadının ertelediği ideallerine yaş sınırı koymadan kavuşması olarak tanımlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Şansın Tüzün, "Nimet Hanım Cerrahpaşa Tıp Fakültesi staj grubundayken beşinci sınıfta geldi bana. Normalde öğrencilerimiz 21-22 yaşlarında geliyor bana. Tabi Nimet Hanım 74 yaşındaydı ama çok ilgiliydi, en ön sırada oturup not tutardı. Ben ders anlatırken azimle karşımda ders dinlediğini görmek bende de ona karşı farklı bir saygı oluşturdu. Ben onun hocasıyım ama bana bile rol model oldu" dedi.
Azmin yaşı olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tüzün, "Diplomasını özellikle benim vermemi istedi, ben de çok mutlu oldum. Bu törende sanki dünya tersine dönmüş gibi hissettim. Kep atma töreninde hep babaanneler, anneanneler torunu için gelir. Burada torunu babaannesi için geldi. Geçtiğimiz iki yıl bize şunu öğretti ki, artık dünyada böyle şeylere alışmamız, ideallerimizi ertelemememiz lazım" şeklinde konuştu.