Kimsesiz hissedenlerin yanında olacağız. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bizlere bıraktığı cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız.
Milletvekili arkadaşlarım Türkiye'nin bütün illeri ve ilçelerine gidiyorlar, vatandaşların sorunlarını dinliyorlar, sonra ben gidiyorum, sonra yeniden arkadaşlarımız gidiyor. Bir hareketin arkasını bırakmıyoruz. Vatandaş kendisini çok yalnız hissediyor, derdini anlatacak kişiler arıyor, çözüm bekliyor. Gittiğimiz her yerde çözümün adresinin CHP olduğunu arkadaşlarımız anlatıyorlar.
Buradan akademik kadrolara da çağrıda bulunuyorum. Arzu ederlerse CHP vekilleri her bir il itibariyle düzenledikleri raporları kendilerine ulaştırabiliriz.
Devletin saygınlığını koruyacağız. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok, bütün sorunlarını çözme vaadinde bulunan ve samimi olan CHP'yi dinleyeceksiniz. Devlet yönetiminde siyasal iktidarın samimi olması lazım. Kuraklık var mıydı vardı, ziraat odası başkanları bağırıyorlardı.Üretim düşüklüğü oldular, bunun üzerine karar çıkardılar. Para ödenmedi, neden ödenmedi? Beşli çeteye gelince dünyanın parasını veriyorsun, üreticiye gelince para yok. Sonuna kadar takip edeceğiz.
Çiftçinin nefes alacak hali kalmadı. Çiftçi kardeşlerime sesleneyim: Sorunlarınızı çözeceğiz. İktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde aldığın kredilerin faizlerini sileceğiz.
Çiftçi bilimsel olarak çalışmalarını sürdürecek. Orman yangınlarından sonra fidan dikimi başladı. Fidan dikimini daha çok köylü kadınlar yapıyor. Bu kadınlar vahidi fiyat deniyor. Sigorta primini Orman Genel Müdürlüğü ödemeli. Balıkçıların sorunlarıyla da ilgilendik. 7 ilden raporlar gelecek. Varolan iktidarın en temel sorunu halkın iktidara güven duymaması.
Arka arka zam yağmaya başladı. Bu millet siyasi tasarrufu yapacak, ampulü söndürerek bu işi bitirecek. Az kaldı.
Kanal İstanbul projesini hiç kimse alamayacak dedim. Alan olursa ağır bedeller ödeyecektir.İster içeriden ister dışarıdan bu coğrafyaya ihanet etmek üzere açılan ihaleyi birisi alıyorsa, iklim krizinin bu kadar yaygın olarak konuşulduğu bir dünyada siz hâlâ İstanbul'a ihanet etmeye devam edeceksiniz, bunun ihalesi açılacaksa, o ihaleye girenler ağır bedeller ödeyecektir.Bunun herkesin bilmesini isterim dedim. İhaleye dışarıdan da gelebilirler. İstanbul'un talan edilmesini istemiyoruz. Büyükelçiliklere de yazı yazdım. O da ağır bedeller ödeyecektir dedim.
Ülkenin çıkarlarını korumak, İstanbul'u korumak ne zamandan beri yabancılara ihbar oldu. Bunu söyleyenler bizim milliyetçilerimizi asla sorgulayamazlar. Cumhur İttifakı'nın en temel sorunu şu birisi diyor ki ben milliyetçiyim, öbürü diyor ki ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım. Bunlar koalisyon kurmuşlar. Hiç kimse merak etmesin, bu ülkenin çıkarlarını, İstanbul'a ihanet edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Yine herkese söylüyorum Kanal İstanbul ihalesine kim girerse ağır bedeller ödeyecektir.
Kadınlara bir hak filan vermiyoruz. Kadınların hakkını kadınlara teslim edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nin ilk bir hafta içerisinde imzalayacağız ve Resmi Gazete'de yayımlanacak. Kadınlar, bu kardeşiniz sizin haklarınızı sonuna kadar savunacak, hiç endişe etmeyin.
Kesinlikle cezalarda en ufak bir indirim olmayacak. Bu konuda özel yetkili mahkemeler kurulacak. Ev içi şiddet olursa, olay karakola intikal ederse, eğitilmiş ekipler olacak.
Hem kadına hem aileye sosyal güvence sağlayacağız Aile destekleri sigortası 1971'den beri uygulanmıyor. Kadının da çocuğun da ailesinin de yüzde yüz sosyal güvenliğini sağlayacağız. Bundan da herkesin emin olmasını istiyorum. Sağ elin verdiğini sol elin görmediği bir düzeni inşa edeceğiz.