Afrikalı Amerikalı bir çocuk olan Brown'un, 1951 yılında Kansas eyaletinin Topeka kentindeki bir ilkokula kaydı engellenmişti.
Linda Brown'un babasının öncülüğünde açılan dava ile o dönemde egemen olan ayrı ama eşit anlayışının, Afrikalı Amerikalıların haklarını ihlal ettiği savunulmuştu.
1954 tarihli Brown - Eğitim Kurulu'na karşı isimli o dava sonucu Yüksek Mahkeme, ABD'deki okullarda ırk ayrımcılığını sonlandırdı.
1985 yılında yaptığı bir röportajda Brown, babasının bu mücadeleye atılma sebebini, siyahların ikinci sınıf vatandaş olmayı kabullenmesini yanlış buluyordu sözleri ile anlattı.
Sumner isimli ilkokula yalnızca birkaç sokak mesafede yaşamasına karşın Linda Brown'un bu okula kaydı engellenmiş ve küçük kız yaklaşık 4 kilometre uzaklıktaki bir okula gitmek zorunda bırakılmıştı.
9 yaşındaki Brown'un bu mesafeyi gidebilmek için tek başına otobüslere binip, tren yollarından geçmesi gerekiyordu.
ABD'deki çeşitli kadın örgütleri, Brown'un ölümü üzerine anma mesajları paylaştı.
1950'li yıllara damga vuran ve yıllar süren davanın ilk aşamasındada bir sonuç elde edilememiş ancak siyah hakları konusunda ulusal çapta bir hukuki örgütün devreye girmesi ile ayrımcılığı ortadan kaldıran hukuki süreç yaşanmıştı.
Toplam 13 aileyi bu hukuki süreçte temsil eden Thurgood Marshall isimli siyah avukat da sonrasında ABD Yüksek Mahkemesi'ne seçilen ilk siyah hakim olmuştu.
1954 tarihli Yüksek Mahkeme kararı oybirliği ile alınmamıştı ve sonrasında uygulamaya konulmasında da sıkıntılar çıktı.
Bazı eyaletlerde yerel yetkililer kararı uygulamayı reddetmeye kadar gitti.
BBC Türkçe