Siyasal İslam tartışmaları arasında gözden kaçırdığımız şöyle bir gerçek vardı” diyen Dilipak, Bunlar para ve iktidarın tadına varınca kendi aralarında yarışmayı bırakıp birbirileri ile önce rekabet ederler, sonra birbirleri ile çatışmaya başlarlar. Birbirlerini nötr hale getirirler, bir adım sonrasında da gelecek nesiller, neye inanacaklarını şaşırırlar. Düne kadar Türkiye nüfusunun hep yüzde 90’ı Müslüman olarak tanımlandı. Artık geçmiş olsun. Öyle bir kitle yok. Zaten o rakam da din olarak değil, bir kültürel aidiyet olarak insanlar kendilerini Müslüman olarak tanımlıyordu. Yoksa nüfusun önemli bir kesimi amentüyü bile bilmiyor, bırakın inanmayı” görüşünü dile getirdi.
On binlerce fanatik taraftar, politik trolden söz edildiğini belirten Dilipak, Bunlar hangi cemaatin mensubu ise onların utancıdır. Hani bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecekti. Hani adil şahitler olacaktık” diye yazdı.
Bugün bilgiye erişim kolay gibi görünse de gerçeğe, hakikate ulaşmanın o kadar kolay olmadığını ifade eden Dilipak, Resmi din, resmi tarih hepsi marazlı. Cemaat yapılar bir şekilde ele geçirilmiş, ahlak ve aile çökmüş. Herkesin bildiği yolsuzlukların, hukuksuzlukların bile üstüne gidilmiyor. Bu her yerde böyle. Sadece siyasette değil. Media, sivil toplum, piyasa aynı!” değerlendirmesinde bulundu.