Dilipak, kulağa hoş gelen kimi çözümlerin uygulamada beklenin tam aksi sonuçlar verebileceğini belirterek CEDAW, İstanbul Sözleşmesi, Lanzarote, hayvan hakları yasasını örnek verdi.
KADEM’in de desteklediği Meclis’e sunulan kadına şiddete cezaları artıran teklifi eleştiren Dilipak, özetle yazısına şöyle devam etti:
Bu gidişat hayra alamet değil. Beklentilere cevap vermek yerine, aksi yönde emrivaki şeklinde uygulamalar ve talepler örgütleniyor.
Bu iş Hakk’ın da halkın da gücüne gider. Bu işlerde hayır yoktur. Dilerim bu tartışmaya taraf tüm kurumlar, yasama, yürütme yargı üzerine düşeni yapar. Belediyeler Birliği ve belediyeler, üniversiteler bu oyuna daha fazla alet olmazlar, STK’lar ve meslek odaları da.
Uyarı-yorum, ortam çok gergin. Kaos planı devrede.
Soylu ve Ümit Özdağ hesaplaşması, Geziciler, bulanık suda balık ya da puslu havada ava çıkanlar, dağılan aileler, anası ağlatılan çocuklar, kaybolan genç nesil, ekonomik kriz, içtimai sorunlar, siyasi hesaplaşmanın derinleşmesi, dünya ve bölgemizdeki gelişmeler hepsi üst üste geldi. Bakın, zararın neresinden dönülürse kârdır.
Aile krizini daha fazla gererseniz, dağılan aileler meydanlarda çadır kurarsa şaşmayın. Kadınları koruyalım derken, bakın, kadın ya da erkeği ağlatırsanız, onun arkasında ağlayan bir anne, bir kız kardeş, bir kız evlat vardır. Bunu unutmayın. Milletin anasını ağlatmaya ant içmiş sureti haktan gözüken, ıslah edici rolü üslenmiş bozguncu fesat çetelerine yardım etmeyin.