Hayvan özgürlüğü hareketleri içerisindeki istihbarat çalışması. Bu düşünce yapısı yükselişe geçen hayvan hakları hareketlerini bastırmayı ve pasifize etmeyi amaçlar. Abolisyonizmin temel prensibi gündem haline gelebilecek tüm eylem biçimlerini “şiddet” ve “terör” olarak yorumlayarak kitlelerle iletişim kurulmasına set çekmek ve kara propaganda yapmaktır. Üyeleri tarafından hayvan hakları aktivistlerine çok sayıda davalar açılmış; darp, şiddet eylemleri olmuştur.
Abolistyonist hareket neden türcüdür?
Hayvanların kurtarılmasını “şiddet” olarak sunan abolistyonist hareketin temsilcileri tarafından bu pasifize etme girişiminin teorisi yazılmıştır. Hayvanların özgür kalmasına engel olmak için mantıklı gerekçeler sunulmaya çalışılmıştır. Hayvanları birey olarak görmeyen bu teoride “x adet hayvan özgür kalırsa yerine şu kadarı gelir” gibi hayvanlardan herhangi bir nesneden söz edermiş gibi açıklamalar vardır. Hayvanları birey olarak görmeyen abolistyonist hareket bu nedenle türcülüğünü gizleyememiştir.
Hayvanların özgürlüğü mü, kölecilik koşullarının iyileşmesi mi?
Tarihsel örneklere bakılırsa tüm istihbarat çalışmalarının temeli hedefi içeriden yok etmeye yöneliktir. Türkiye’de muhalif siyasi hareketler içerisinde, sendikaların önemi çok büyüktü, sendikal faaliyetlerin önüne geçmek için devlet tarafından sarı sendikalar kuruldu, böylelikle sendikaların işçilerle iletişim kurmasının önüne geçildi, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in öldürülmesi de bu sürecin bir parçasıydı.
Bu nedenle abolisyonizmin karşımıza hayvan hakları hareketi olarak çıkması ve ısrarla tek söz sahibi olmak istemesi şaşırtıcı değildir, bu nedenle hayvan hakları aktivistlerine yönelik şiddet eylemleri vardır, bu nedenle davalar açmışlardır. Bu nedenle hayvanların özgürlüğünden değil de daha “insani” koşullarda yaşamaları gerekliliğinden söz ederler, aksi halde yok etmeye çalıştıkları hedefin yerine geçebilmeleri mümkün değildir. Geniş kafesler, acısıyla yüzyüze bırakılmış, terk edilmiş hayvanlar bu nedenledir.
Kandırılmış gençler mi, istihbaratın Türkiye ayağı mı?
Türkiye’de abolistyonist hareketin içerisindeki gençlerin bu teoriye inandıkları ya da Türkiye’deki istihbarat faaliyetlerinin bir parçası mı olduklarına yönelik henüz yeterince bir bilgi henüz yok, yaptıkları çalışmaların, çıkardıkları dergilerin finansal kaynağına dair henüz bir veri yok fakat bu teoriyle adı anılan Gary L. Francione’in bir istihbaratçı olduğu her kesim tarafından bilinmektedir. Avrupa’da hayvanların özgürleştirilmesi basın tarafından “terör” olarak sunulurken ardından Gary L. Francione’in açıklamaları “hayvanları seviyorsanız bunun gibi sevin” cinsinden servis edilmiştir. Türkiye’de ise hayvan özgürlüğü aktivistlerini küçük düşürücü makaleleri; seksist, cinsiyetçi şekilde sundukları çok sayıda iftira içeren haberleri yer almaktadır.
Kitle yönlendirme silahı olarak Abolisyonizm
Abolistyonist hareketin Türkiye’deki temsilcilerinin DSİP içerisinde faaliyet yürüttükleri DSİP’in de “Yetmez ama evet” gibi devletçi projelerde yer alması bir çok kesimde soru işaretleri yaratmıştır. Bu bir tesadüf müdür yoksa bu çalışmanın bir ayağı mıdır henüz bilinmemektedir.