Son Dakika Haberi - Adana Cezaevinde işkence! Makatınıza bir çubuğun girmesi kaçınılmaz...

Son Dakika Haberi - Adana E Tipi Cezaevi'nde 2002'den bu yana akılalmaz işkenceler devam ediyor. Erdal Ergüler Adana E Tipi Cezaevi eski hükümlüsü M. K ile işkenceler hakkında röportaj gerçekleştirdi.
Adana  Cezaevinde işkence! Makatınıza bir çubuğun girmesi kaçınılmaz...
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2022-03-30 06:58:22    

Erdal Ergüler/Vehaber

Adana E Tipi Açık Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından dövülen mahkumun kolu kırıldı. Cezaevinden yeni çıkan tutuklunun verdiği ifadeye göre mahkumun kolunun kırık olduğu, mahkumun korkudan hiçbir şey söyleyemediği ve kırık kolunun alçıya alındığı belirtildi.
Erdal Ergüler Adana E Tipi cezaevi eski hükümlüsü M. K İle Adana Cezaevi'nde yaşanan işkenceler hakkında görüştü.

Adana E Tipi cezaevine kaç yılında neden girdiniz?
2002 yılında cinayetten girdim.

Bugüne kadar kaç çeşit cezaevinde yattınız?
4 değişik cezaevinde yattım. Adana E Tipi Kapalı Cezaevi, Ceyhan M Tipi, Kozan M Tipi Cezaevi, Adana Açık Cezaevi

Cezaevi koşulları hakkında bilgi verir misiniz?
Adana hariç tüm cezaevi koşulları ve personelleri mükemmeldi.

Adana Cezaevi'nde neler yaşadınız?
2002 yılında Adana Cezaevi'ne tutuklu olarak girdim, yaklaşık 1 yıl kaldım ve oranın Türkiye Cumhuriyeti olduğuna inanamadım.

Tutuklulara nasıl davranılıyordu?

Adana Cezaevi'ne girdiğim andan itibaren infaz memurundan müdürüne kadar herkese "başkanım" demek zorundasınız. Girdiğiniz ilk gün büyük bir paspası alıp başka bir mahkumun sırtına binerek uzun koridorları paspas çekıyorsunuz, bunun adı hoş geldin.
Zaten uyuşturucudan geldiysenız makatınıza herhangi bir çubuğun girmesi kaçınılmaz ve benim gibi bu yapılanlara karşı çıkarsanız en az 10 infaz memuru (gardiyan) "Demek sen bize küfür ediyorsun" deyip alabildiğince dövüyorlar. Şikayet etmeye kalkarsanız tutanağı hazır edip diğer mahkumları korkutarak imzalatıyorlar ve mahkum üzerinde güç kullandıracak tüm suçları üzerinize atıyorlar.

Siz kişisel anlamda neler yaşadınız?
Ben de sağdan soldan duyduğuma göre, devlet büyüklerinin sözlerinden, televizyon ve gazetelerden kesinlikle işkencenin olmadığını duydugumdan dolayı itiraz ettim. Ve bir çok kere dayak yedim, ne paspas çektim ne de küfür ettim ama bir çok arkadaşıma imza attırarak hakkımda suç duyurusu yapıp disiplin cezası verdiler. Suçum ise paspas çekmemek, infaz memuruna "başkanım" dememek, hazır ol vaziyette yürümemek, kafamı onu eğip sağa sola bakmadan yürümemek, uykuda bile olsanız onlardan biri geldiğinde hazır ola geçmemek. Yediğiniz dayağın üzerine disiplin cezası almanız kaçınılmaz.

Ne gibi disiplin cezaları var?
En ufak suçta bile tutanak hazırlayıp 6 ay disiplin cezası veriyorlar. Bu arada suç dediğiniz şey de diğer mahkumları korkutarak zorla hakkınızda yalan tutanak imzalatmak ve ifade verdirmek, zaten ifadeyı alan da verdiren de kendileri. Disiplin cezasının 15 günü hücrede geçiyor.

Hücre koşulları hakkında bilgi verir misiniz?
5- 6 metrekarelik odalar, aynı odanın içinde tuvalet, betondan bir yatak, kesinlikle yastık yorgan yok.

Hücredeyken başka insanların sesini duyabiliyor musunuz?

Hücredeyken duyabildiğiniz tek ses dayak sesleri; "Lütfen beni çıkarın", "Bana yardım edin", "Astımım var", "Tamam paspas çekeceğim", "Başkanım ne olursun" tarzında çığlık sesleri.

Bu arada yediğim dayaklardan dolayı köprücük kemiğim çatladı, o taraftaki gözüm 15 20 gün neredeyse hiç görmedi. Dayak atanların elebaşı infaz koruma başmemuru Eyüp Beydir. Ona A takımının başı da deniyor.

Birinci müdür Sayın Mete Erdem'e bunları anlatmak için çıktım. Sağ kolumu bir gardiyan, sol kolumu ise bir başka gardiyan kıvırarak ve arkadan da bir gardiyan boynumdan tutarak Sayın Mete Erdem'in karşısına çıktım, verdiği cevap ise "benim memurum böyle bir şey yapmaz, akıllı ol yoksa koğuşta seni şişletirim" dedi. Bu anlattıklarım yaşadıklarımızın yanında yüzde 1 bile değil, 2002'den bu yana orada yatıp çıkan mahkumların kimlikleri, adreslerı bellidir.

Devlet gerekli bir araştırma yaptığında bu söylediklerimin çok fazlasıyla karşılaşacaktır. Her ne kadar ben şikayetci olduysam da kimi takipsizlik, kimi delil yetersizliği sebebiyle kapatılmıştır. Şu an devletimiz gizli bir müfettiş ile Adana Açık Cezaevi'ne bir kontrol memuru gönderse daha en fazla 1 haftalık olay olan dövülerek kolu kırılan mahkum şu an Adana Açık Cezaevi'nde yatmaktadır. "Açık hakkım ölür", "Denetimli serbestlikten yararlanamam" diye şikayet edemiyor psıkolojısı bu şekilde bozulmuş. Ayrıca belge üzerinde faal görünen Adana Cezaevi'ndeki bir çok kursların öğretmeni yok, belge üzerinde var, müfettiş geldiğinde herkes kurs alıyor gibi gösteriliyor. 2002 yılından bu yana bir çok kez Adalet Bakanlığı'na bu cezaevi şikayet edildiyse de hiçbir sonuç elde edilmemiştir. Sadece soruyorum Adana E Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi, Türkiye Cumhuriyeti'ne mi ait? Bunun cevabı "Türkiye Cumhuriyeti değil" ise içim rahatlayacak ama Türkiye Cumhurıyeti ise kimse işini yapmıyor. Basın da en büyük yalancı. hanı Türkiye'de işkence yoktu. Basın her şeyi araştırıyor da neden az cok bilindiği halde Adana Cezaevi 'ni araştırmıyor, neden üstü örtbas ediliyor? Bir çok kişiye söylediysem de bu şahıslar aman boşver "Orayı karıştırma" dediler, sonra da bu şahıslar basın özgürlüğünden söz ederler.