Adnan Oktar, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince 11 Ocak’ta "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme", "cinsel suçlar", "FETÖ’ye yardım", "siyasal veya askeri casusluk" gibi birçok suçtan 9 bin 803 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. Temmuz 2018’de tutuklandıktan sonra İstanbul Silivri Cezaevine konulan Oktar, burada bir süre kaldıktan sonra Edirne Cezaevine nakledilmişti. Edirne macerası da kısa süren Oktar’ın yine yeri değiştirildi. Oktar, bu kez Batman’ın Beşiri ilçesinde yeni yapılan yüksek güvenlikli T tipi cezaevine nakledildi.
3. cezaevi
Sabah gazetesinin haberine göre, yoğun güvenlik önlemiyle sevki yapılan Oktar, Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra yeni adresi olan Beşiri Cezaevine yerleştirildi. Adnan Oktar’ın 'Kediciklerim' dediği kadınları cezaevinden yönetmeye devam ettiği, görüş günlerinde ziyaretine gelen elemanlarına verdiği talimatlarla da örgütünü ayakta tutmaya çalıştığı öne sürülmüştü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğü tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, Adnan Oktar'ın avukatları Ayşe Toprak ve Sinem Mollahasanoğlu'nun internet üzerinden tüm resmi kurumlara dilekçeler gönderip, Oktar soruşturmasını yapan polis memurlarına "Kriptocu, FETÖ'cü, karanlık yapı" diye hakaretlerde bulundukları bildirildi. Başsavcılık da Avukatlık Kanunu gereğince bu iki avukat hakkında 'hakaret' suçundan soruşturma yürütmek için Adalet Bakanlığından "soruşturma izni" istedi. Bakanlığın soruşturmaya gerek görmesi üzerine savcılık şüpheli avukatlardan savunmalarını istedi.
'Tüm emniyeti hedef almadık'
Şüpheliler Ayşe Toprak ve Sinem Mollahasanoğlu ile avukatları Buket Malkoç savcılığa yazılı savunma verdi. Toprak ve Mollahasanoğlu, polis hakkındaki ifadelerinin suç olmadığını, Emniyet'te halen kripto FETÖ'cülerin olduğunu ve görevini layığıyla yapan memurları ayrı tuttuklarını savundu. Emniyet teşkilatını ya da Oktar soruşturmasını yürüten birimin tamamına yönelik ifade kullanmadıklarını savunan avukatlar, "hakaret" suçunun kişiye karşı işlenebileceğini, kurumlar veya kimliği belli olmayan memurlar için bu suçtan soruşturma yapılamacağını ileri sürdü.Savcılık, savunmaları alınan şüpheli avukatların "Devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçundan kovuşturma açılmasına yeterli delil bulunduğunu belirterek, bu kez dava açmak için Bakanlıktan "kovuşturma izni verilmesini" talep etti.
'İngiliz derin devleti' iddiası
Savcılığın Bakanlığa gönderdiği yazıda, Adnan Oktar'ın avukatlarının devlet kurumlarını yıpratmaya çalıştığı bildirildi. İngiliz derin devletinin basın, emniyet ve yargı içinde kontrol altında tuttuğu kripto FETÖ'cülerin desteğiyle Adnan Oktar'a kumpas kurduğunu iddia eden avukatların, devlet kurumlarını hedef aldığı dile getirildi. Bakanlığın "kovuşturma izni" vermesi durumunda avukatlar hakkında mahkemede dava açılacak ve yargılamaya başlanacak.