Davutoğlu’nun, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” sözleriyle başlayan tartışma, Erdoğan’ın Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’na mesaj olarak yorumlanan “Hafıza kayıtlarımızın içerisinde olanları da vakti geldiğinde paylaşacağız. Bu hafıza kaydının içerisinde çok şeyler var” çıkışıyla yeni bir boyut kazandı.
Çözüm süreci sırasında, 7 Haziran seçimlerinden yaklaşık 3 ay önce, 28 Şubat 2015 tarihinde, AKP ve HDP’lilerin katılımıyla 10 maddelik ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ açıklandı. Toplantıya o dönem AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP’den Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken katılırken, kamuoyuna da toplantının yapıldığı salondan bir fotoğraf verildi. Mutabakatın açıklanmasını izleyen saatlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Tabii silahların bırakılması çağrısı bizler için çok çok önemli bir beklenti idi. Bu demokratik açılım süreci ile başlayan bir çağrıdır. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan, şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır” açıklamasını yaptı.
Erdoğan, daha sonrasında ise “Ben oradaki toplantıyı doğru bulmuyorum. Çünkü bu toplantıda hükümetin başbakan yardımcısıyla şu anda parlamento içinde olan bir grubun yan yana fotoğraf vermesini doğru bulmuyorum” görüşünü dile getirdi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da konuyla ilgili olarak “Dolmabahçe’de açıklama şekli bile, hangi koltuklarda kimin oturacağı bilgisi Cumhurbaşkanı’na verildi. Şimdi çıkmış alay eder gibi ‘Şunu kabul etmem, bunu kabul etmem. Efendim bunu doğru bulmuyorum’ demesi bizden önce kendi arkadaşlarına sırt çevirmesidir” demişti.