AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Rûdaw TV'de Kemal Avcı'ya konuştu. Aktay'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
PKK ile müzahir olan o parti ile Kürt meselesini birbirinden fersah fersah ayırdık. Bizim için Kürt sorunu ayrıdır, bu teröristler ayrıdır. Kürtler de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı. Biz hep birlikte bir Türkiye’yiz. Biz Kürt meselesini hakikaten bitirdik, çözdük yani. Biz artık Kürtleri inkar etmiyoruz. Kürtçe üzerindeki baskıyı, yasağı kaldırdık. Bizden önce çok yanlış yapıldı ama biz bu tür yanlışları iktidarda olduğumuz dönemde bitirdik. Kürtlerin bir talebi varsa başımız gözümüz üzerine. Sorunlarını da taleplerini de ele almaya hazırız. Partimizde 70’e yakın Kürt milletvekili var. HDP’den daha fazla Kürt vekil bizim partimizde var. Onlardan herhangi bir talep gelirse değerlendiririz”
FETÖ Barzani’yi devirecekti”
FETÖ darbe girişiminin bir amacı da Irak bölgesel Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani'yi devirmekti. Eğer darbe başarılı olsaydı Barzani de ayakta kalamazdı çünkü bir hedef de oydu. Şu an da YPG, PYD ve PKK’nın birinci dereceden düşmanı Türkiye olduğu kadar Barzani’dir de. Barzani’ye karşı darbe yapmak istiyor. Çünkü Barzani milli bir çizgide. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a duydukları nefretin aynısını Barzani’ye de duyuyorlar.”
Belediyelere kayyım ataması
Valla tutuklamadık, her çeşit faaliyetine imkan verdik, hatta çözüm süreci dedik, ellerinde silah taşıdıkları halde dağlarda devriyeler halinde 10'ar 15'er 30'ar kişiler halinde gezmelerine bile ses çıkarmadı bu ülke. Dedik ki, demokrasi sahası daha geniş olsun, belki bunlar silahı bırakırlar. Bütün özgürlükleri, bütün serbestlikleri sağladık. Ne yaptılar, Bizim çözüm süreci dediğimiz günde onların silahları bırakıp ülkeyi terk etmeleri bekleniyordu öyle değil mi? Silahı bırakmadıkları gibi daha çok silahlandılar, Militanları yurt dışına gedeceklerine burada kaldılar ve geçmişe nazaran devletinde bu konudaki geçici tolerans durumunu suistimal ederek eskisine nazaran çok çok daha fazla sayıda insanı dağa çıkardılar.”
Oradaki DAİŞ, PKK, PYD, YPG ve Esat da orada kendi halklarına karşı suç işleyen, katleden ve kendi halklarına zulüm eden mahluklardır. Türkiye bütün hepsi ile şu anda mücadele halinde. Türkiye, Suriye'nin tekrar barışa dönmesini, Suriye'de barışın tekrar hakim olmasını istiyor. Halep'te kadınlar ve çocuklar öldürülüyor şu anda. Bu savaşan unsurlar ne yazık ki çok acımasızlar. Türkiye Suriye tezini yumuşatmış değil, sadece şu gerçeğin farkındayız. Esad'ın Suriye geleceğinde olup olmamasına Türkiye karar vermeyecek ki. Suriye halkı şu anda karar veriyor zaten. Şu şartlarda Esad'ın kalması mümkünse bırakalım kalsın. Ama Suriye halkı Esad'ı kabul ediyor mu ona bakmak lazım. Şu anda Esad'ı kabul edebilecek ve onunla yürüyebilecek bir Suriye halkı kalmamış durumda. Esad hakkında hepsi yalan söyledi, dünya dürüst davranmadı. Esad'ı görünmüyor gibi davrandılar ama Esad'sız bir Suriye istemediler. Esad'ın yerine gelmesini kabul edebilicek kişi yine Esad'ın bir parçası olabilecekti. Daha doğrusu Suriye'de hiçbir zaman tam anlamıyla demokrasi istemediler. Hep Esad'ın alternatifi kimdir diye bir şahıs sordular. O şahısta aslında zihinlerdeki diktatördü.”
ABD PDY’ye değil, PKK’ya destek veriyor”
ABD, Suriye'de fiilen PYD'ye değil, doğrudan doğruya PKK'ya destek veriyor. PKK ABD'den almış olduğu bu destek ile ne yazık ki Türkiye sınırında bir terör devleti ve koridor oluşturmaya çalışıyor. Bu bizim için kabul edilebilir bir şey değil. Biz Kürtlere karşı değiliz. Bilakis Kürtlerin Suriye'nin geleceğinde hak ettikleri ilişkiye ve topraklarına dönmelerini arzu ediyoruz
Halep’ten Rusya sorumlu”
Rusya ile ilişkilerin düzelmesinden sonra bu ülkenin PYD ve YPG'ye karşı tutumunda bir değişiklik oldu. Maalesef biz Rusya'nın bir durumunu hoş karşılamıyoruz. Esed rejimini koruma konusunda ortaya koyduğu ısrar ve bu ısrar çerçevesinde bugün Halep'te yaşanan katliamdan Rusya da sorumludur. Rusya'nın bu vebalin altında kalması mümkün değil.”
Irak'ta bir Kürt devletinin ilanı
Aslında resmi görüşümüz şudur; Biz Irak’ın bölünmesini istemiyoruz. Ne Irak’ın ne de Suriye’nin. Çünkü parçalanmaktan hiç kimse güçlenmemiştir. Yine de bu konu Irak’ın içişleridir, alacakları karara saygı duyarız.”