AKP'nin toplu köpek katliamı önerisinde neler var? Halk köpekleri öldürmelerine göz yumar mı?

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP), hayati tehlike oluşturduğu iddiasıyla, sokak hayvanlarının, özellikle de köpeklerin 30 gün içinde sahiplenilmemesi halinde “uyutularak”, yani enjeksiyonla öldürülmesine ilişkin yasal düzenleme hazırlığı Meclis’e gelmeden tartışma yarattı.
AKP'nin toplu köpek katliamı önerisinde neler var? Halk köpekleri öldürmelerine göz yumar mı?
2024-05-22 22:42:42   Güncelleme: 2024-05-22 22:42:42    

AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısı sürerken açıklama yapan parti sözcüsü Ömer Çelik, bu konuda toplumda “zıt talepler” olduğunu belirtirken, teklifin gelecek hafta Meclis’e sunulmasının planlandığını açıkladı.

Tartışma, İYİ Parti’nin “sokak hayvanlarına ilişkin sorunların belirlenmesi ve yerel yönetimlerin sorumluluk alanlarının tespiti, alınacak önlemlerin belirlenmesi” için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin öncelikli gündeme alınması için verdiği grup önerisinin görüşmelerinde Meclis gündemine taşındı.

Muhalefet, “uyutma” seçeneğine karşı çıkarken, yerel yönetimler ve ilgili bakanlıkların işbirliği ile popülasyonu azaltmaya dönük kısırlaştırma önleminin etkin uygulanmasını istedi.

Grup önerisi üzerinde ilk söz alan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir, sokak hayvanları sorununu yaratanın kim olduğunun sorgulanması gerektiğine işaret etti.

Özdemir, “Köpek ve kedilerin gruplar hâlinde aramızda dolaşmalarının asıl sorumlusu gerektiği gibi kısırlaştırma ve aşılama önlemleri almayan yönetimlerdir” dedi.

İlgili kurum temsilcilerinden oluşan “il hayvan koruma kurulları”nın görevini gereğince yerine getirmediğini ve bunun hesabının da sorulmadığını belirten Özdemir, yasa ve yönetmeliklerdeki hayvanlara eziyete yönelik hapis cezalarının iki yılın altında olması ve mahkemelerin “yatarı olmayan taktir hakkı” kullanmaları nedeniyle yetersiz kaldığını söyledi.

Kuran’daki Enam Suresi’nde, “Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve iki kanadıyla uçan her türlü kuş sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir” hükmünün yer aldığını anımsatan Özdemir, şu görüşleri dile getirdi:

“Bu nizamı bozmamalıyız, unutmayalım ki cehennemde hayvanlar olmayacak. Çocuklarımızın yaşadığı sorunlardan sadece sokakta yaşayan hayvanlar mı sorumlu? Sorumluluklarını yerine getiremeyen yerel yönetimlerin, yetkili kurumların suçu yok mu? İktidar gerekli kısırlaştırma ve aşılamayı zamanında yapmış olsaydı bu sorunları konuşuyor olur muyduk? İtlaf gibi çağ dışı yöntemlerle çözüm aramak insanlığımıza da inancımıza da asla sığmaz.”

'Savaş hali kaçınılmaz olacaktır'

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün ise başıboş köpek saldırı vakalarının son yıllarda arttığını ve bunun insanların haklı tepkisine yola açtığını, bir yandan da hayvanlara yönelik kötü muamelenin, hayvan severlerin öfkesini büyüttüğünü vurguladı.

İki tarafın tepkisindeki “aşırılaşma”nın sorunun çözümünü güçleştirdiğini kaydeden Ün, sorunun çözümünün öncelikle “hızlı ve medeni” şekilde yapılacak kısırlaştırmada aranması gerektiğini vurguladı.

Sokak hayvanlarının sokaklardan uzaklaştırılmasının zorunluluk olduğunu belirten Ün, “Hayvanların itlafı, uyutulması en uzak durmamız gereken belki de en hazin çaredir. Elbette henüz konunun oraya geldiğini sanmıyoruz ama insanların hayatı, saldırgan köpekler ve köpeklerle bulaşan kuduz hastalıkların salgın hâle gelmesi gibi ciddi sorunlara dönüşürse, o durumda bir savaş hâli kaçınılmaz olacaktır” ifadelerini kullandı.

'Bu yok etme kültürünü tanıyoruz'

DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, hayvanları koruma konusunda sorumluluğu bulunan bazı belediyelerin, “itlaf etme, uyutma”yı, sorununun çözümü olarak gördüğünü ve uyguladığı iddiasında bulundu.

Hayvanların, işkence, istismar, tecavüze maruz kalabildiğine işaret eden Boz, hayvan hakları konusuna “merhamet, koruma” anlayışıyla değil, “hak ihlali” ekseninde bakılması gerektiğini vurguladı.

Boz sözlerini şöyle tamamladı:

“Sonuç olarak stratejik herhangi bir plan yapılmadan hareket edilmemeli; diğer ülkelerde uygulanan hayvan haklarına dair, hayvanların bedensel bütünlüklerine dair politikalar incelenmeli, araştırılmalı ve buna göre uygulanmalı ama biz bu yok etme kültürünü tanıyoruz.

"Bu yok etme kültürünü Cudi’den gelecek, Geliye Goderne’den, Akbelen’den tanıyoruz. Halka, insanlığa, kültüre, dile, coğrafyaya, ekolojiye düşman olan bu akıldan tanıyoruz.”

'Kısırlaştır, yerinde yaşat'

CHP Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu, Türkiye’de halen 10 milyon dolayında sokak hayvanı bulunduğunu, o nedenle de “kısırlaştırmanın” büyük önem kazandığını vurguladı.

Yerel yönetimlerin, kısıtlı kaynakları ile barınak, tedavi, kısırlaştırma maliyetlerinin üstesinden gelmesinin mümkün olmadığını savunan İncesu, bu konuda devlet desteğinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül de hayvanların uyutulmasına karşı çıkarak, belediye başkanlığı döneminde uyguladığı projeyi anlattı:

“Uzun yıllar belediye başkanlığı yaptım, belediye başkanlığı yaptığım dönemde 'kısırlaştır, yerinde yaşat' projelerini hayata geçirdim. Özellikle Türkiye'de ilk defa hayvan hastanesini kurdum ve sokak hayvanlarının da mutlu olması için bütün hayvan sever dostlarla çalışmaları yerine getirdim.

"Bir tane can agresif davranıyor diye bütün sokak hayvanlarına aynı muameleyi yapamayız. O nedenle bütün Parlamentodan ricam; kısırlaştır, yerinde yaşat ve belediye başkanlarından da isteğim; lütfen, hayvan hastaneleri kuralım ve doğada yaşayan canlılara, can dostlara sahip çıkalım.”

'Ağır travmaları hiçbir çocuğumuz yaşamamalı'

AKP Adana Milletvekili Ahmet Zembilci ise iktidar partisi olarak, Hayvanları Koruma Yasası’nı çıkardıklarını, korunması, bakımı, sahiplendirilmesi konusunda önlemler aldıkları, ayrıca hayvana eziyetin cezasını artırdıklarını söyledi.

“Ancak hayvan severlerin bütün bu yaptıklarımıza karşı farklı davranmaları gerçeğini göz ardı edemeyiz” diyen Zembilci, çocukların, kadınların, yaşlıların can ve mal güvenliği endişelerini de görmezden gelemeyecekleri görüşünü savundu.

Zembilci şunları söyledi:

“Başıboş ve sahipsiz bu hayvanların elbette tedbirlerin alınması ve bu ağır travmaları hiçbir çocuğumuzun yaşamaması gerekiyor. Sokakta bütün vatandaşlarımızın can emniyetiyle okullarına, iş yerlerine, parklarına, sosyal hayatlarına devam edebilmelerini de sağlamak bizim görevimizdir.

"Dolayısıyla, biz bugüne kadar bütün televizyonlarda görmüş olduğumuz o acı haberlerin travmalarını kendimiz için de aynı şekilde empati yaparak düşünüyoruz. Dolayısıyla bu iki travmayı birlikte çözebilmek yine bu Parlamentoya düşen bir görev olacak.

"Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla İçişleri Bakanlığımız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, Tarım Bakanlığımız ve diğer ilgili Adalet Bakanlığımızla birlikte bir çalışma yürümekte.”

Görüşmelerin ardından, İYİ Parti’nin grup önerisi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.