Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Dengesini bozduğumuz doğamızın bize bir mesajı var. Yaşadığımız bu felaketlerle bize fark ettirilmek istenen bir gerçek var. İki gün sonra yani 17 Haziran günü dünya çölleşme ve kuraklıkla mücadele günü. İklim krizi tüm dünyayı özellikle de konumu nedeniyle ülkemizi derinden etkileyen acil sorunlarımızdan biri. Akdeniz havzası antroponejik yani insan eliyle meydana gelen iklim değişikliğini etkileri nedeniyle daha da kuru bir bölge haline geliyor. Türkiye kuraklığa karşı son derece kırılgan.
İklim krizi meselesi iktidar muhalefet meselesi değildir. Bu mesele kol kola hep beraber Türkiye'nin geleceğini kurtarma meselesidir. Biz ülkemiz için hayati öneme sahip iklim krizi ile ilgili atacağınız her türlü olumlu adımın yanında olacağız. Ey bizi yönetenler. Gelin iktidarınız döneminde bir ilke vesile olun, gelin bu sefer bari bir krizin sebebi değil önleyicisi olun. Gelin bir kez olsun cennet doğamızı katleden değil koruyan tarafta olun.
Biliyorsunuz, Antalya’da, Akdeniz Üniversitesi’nin içerisinde bulunan, Elmalılı Hamdi Yazır KYK yurtlarında, yaklaşık 1 aydır üst üste intihar vakaları yaşanıyor. 3 evladımızın, KYK yurtlarında 1 evladımızın da öğrenci evinde intihar etmesi hepimizi derinden etkiledi. Öncelikle evlatlarımıza Yüce Allah’tan rahmet, kederli ailelerine de baş sağlığı diliyorum. Ülkemizdeki ağır ekonomik koşullar nedeniyle yorulan, bunalan ve yıpranan gençlerimizin barınma imkânını bile zor buldukları yurtlarda neler yaşadıklarını bilmek zorundayız. Eğer ortada gençlerimizin hayatını baskılayan, özgürlüklerini kısıtlayan, onlara düşük kaliteli ve sağlıksız beslenme koşullarını dayatan şartlar varsa, bunu öğrenmek zorundayız. Öğrencilerimizin yaşadığı barınma sorunu; onları, dernek ve vakıflara ait, özel yurtlara mecbur bırakırken ve Enes’in acısı, hâlâ yüreğimizdeyken, KYK yurtlarının da başıboş yönetimlerin eline bırakılmasına göz yumamayız.
O nedenle Elmalılı Hamdi Yazır yurtlarında yaşanan olayların araştırılması, soruşturulması ve gerçeklerin bir an önce gün yüzüne çıkarılması için, konunun takipçisi olacağız. Gençlerimizi çaresizliğe iten, karamsarlığa hapseden, yaşamaktan vazgeçiren sebeplerin peşini bırakmayacağız! Değerli dava arkadaşlarım; Hatırlarsınız, ben bu kürsüden, defalarca Sayın Erdoğan’ın vicdanına seslendim. ‘Her hafta çocuklarımız ölüyor her hafta gençlerimiz ölüyor, her hafta kadınlarımız ölüyor. Gel, iktidar ve muhalefet el ele verelim, bu ülkenin lügatından, kadın ölümlerini, genç ölümlerini silelim’ dedim. Ama belli ki Sayın Erdoğan’ın vicdanı, kapsama alanı dışında ve kendisine ulaşılamıyor. Çünkü bu konuda, tek bir somut adım atmıyor. Çünkü kürsü şovları peşinde koşup, hâlâ üç maymunu oynuyor… Nitekim; Geçtiğimiz günlerde, Vanlı bir gencimiz, KYK yurtlarının yetersizliğiyle ilgili, Bay Kriz’e bir soru sordu. Ne cevap verdi biliyor musunuz? 'KYK yurtları boş. Biz yurtlara öğrenci arıyoruz' dedi. Yanlış duymadınız. Yurtlar boş duruyormuş, kalacak öğrenci arıyorlarmış… Şu umursamazlığa, şu vurdumduymazlığa bakar mısınız? İşte tam da bu nedenle, bu hafta Milletin Kürsüsü’nde üniversite öğrencisi bir gencimizi ağırlıyoruz. Bay Kriz ve arkadaşlarının, gözünü, kulağını ve gönlünü kapadığı gerçekleri bizzat öğrencilerimizin sesinden dinleyeceğiz. Süleyman Kızıltaş aramızda. Buyur Süleymancım, söz de kürsü de senindir.
(Akşener’in kürsüye çıkardığı üniversite öğrencisi; Necip Türkiye Cumhuriyeti bünyesine aldığı 8 milyon Suriyeli insana ev sahipliği yaparken üniversitelerinde bulunan 8 milyon öğrencisine sahip çıkamamıştır.)
Türkiye’yi gayya kuyusuna çevirdiler. Ve ona böyle bakıyorlar şimdi o gayya kuyusu onlara bakıyor. Gerçekten bu yaşta bir gencin bu kadar yılgın, bu kadar neşesiz bu kadar düşünceli olmasını sağlayabilmek bu kadar genç bir insana bu hisleri yaşatabilmek gerçekten izah edilebilir bir durum değil. Psikiyatristlere havale ediyorum sizi bu hale getirenleri. Herkes sussa da biz, İYİ Parti olarak, susmayacağız! Evlatlarımızın, göz göre göre hayattan kopuşuna, sessiz kalmayacağız! Ne genç ölümlerine ne de kadın ölümlerine sessiz kalmayacağız! Milletimizin her bir ferdi için; Özgür, mutlu ve yaşanabilir bir Türkiye’yi, mümkün kılacağız! Hiç merak etmeyin. Çok az kaldı!
Ayrıntılar gelecek...