Ali İsmail’in annesi: 7 yıl geçti ama evladımın acısı ilk günkü gibi taze

27 Mayıs 2013’te Gezi Parkı’nda başlayan eylemlere Eskişehir’de destek verirken polis ve esnaf tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz; eylemlerin 7’nci yıl dönümünde konuştu.
Ali İsmail’in annesi: 7 yıl geçti ama evladımın acısı ilk günkü gibi taze
2020-05-31 18:53:26   Güncelleme: 2020-05-31 18:53:26     Sözcü/ Can Çapar

Gezi Parkı'nın yerine Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapılmasına, ağaçların kesilmesine karşı birkaç çadırla başlayan ve daha sonra tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Parkı eylemleri, 7'nci yıl dönümünde.

Eskişehir'deki destek eylemlerinde, polis ile esnaf tarafından dövülerek, 19 yaşında öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz, evladının kaybedişinin 7'nci yıl dönümünde Sözcü'ye konuştu.

Gezi insancıl bir şekilde başlamıştı. Daha sonra polisin saldırıları, yöneticilerin söylemleri ile daha şiddetli bir hale geldi. Sonucunda da bizim evlatlarımız katledildi” diyen anne Emel Korkmaz, Ali'nin acısını ilk günkü gibi yaşadığını söyledi.

7 YIL GEÇTİ AMA EVLADIMIN ACISI İLK GÜNKÜ GİBİ TAZE”

. Gezi, sizin için ne anlam ifade ediyor?

 

*Gezi insancıl bir şekilde başladı. İnsanların özgürce, kendi özgür iradeleri ile ağaçların katledilmemesi için başlayan bir hareketti. Sonra maalesef polislerin saldırıları, yöneticilerin söylemleri ve müdahaleleri ile daha şiddetli bir hale geldi.

*Bunun sonucunda maalesef evlatlarımız katledildi, canlarımız yandı. Gezi bize acısını bıraktı. Sokağa basit talepler için çıkıldı ama başka bir süreç gelişti.

*Hala ilk günkü acıyı yaşıyorum. 7 yıl geçti, evladıma hasretim onun kokusuna olan özlemim azalmadı. Anne deyişine hasretim, yüreğim yanıyor.”

Ali İsmail'in davasında son durum ne?

*Davada katillere çok az bir ceza verildi. Görüntülere rağmen verilen cezalar ödül niteliğindeydi. Kimi 6, kimi 10 yıl aldı, denetimli serbestlikle de çok az yattılar.

*Katillere kravat takıp geldikleri için iyi hal indirimi verildi. Bu ülkede insan öldürmenin cezası çok düşük. Karnını doyurmak için simit çalan çocuğun cezası bile  daha ağır.

*Davamızı iki defa Yargıtay'a götürdük ama geri döndü. Şu an Anayasa Mahkemesi'nde. Bir sonuç alamazsak AİHM'e götüreceğiz. Ama davanın istediğimiz gibi sonuçlanması ne acımızı dindirecek ne de evladımızı geri getirecek.

*Bundan sonraki mücadelemiz başka çocukların katledilmemesi için. Ali'nin katledilmesinden sonraki mücadelem başka anneler ağlamasın diye.

KATİLLER CEZASIZ KALDIĞI İÇİN ÖFKELİYİM”

· Bugün nasıl bir psikoloji içindesiniz?

*Bugün öfkeliyim. Çünkü bütün dünyanın izlediği görüntülere rağmen katiller cezalandırılmadı. Çocuklarımız suç işlememiş olmasına rağmen katledildiler.

*Hepsi ağaç ve doğa için sokaktalardı. Bunun öfkesini taşıyorum. Çocuklarımız hiçbir suç işlemediler, kimseye şiddet göstermediler.

Bu süre zarfında yaşananlar sizi siyasileştirdi mi?

*Tabi ki siyasileştirdi. Bizim siyasi geçmişimiz yoktu. Eşim yıllarca yurt dışında yaşadı. Ben 4 çocuğa hem anne hem baba hem de arkadaş oldum.

*Varım yoğum çocuklarımdı. Ama Ali'nin başına gelenlerden sonra, siyasilerin söylemlerinden sonra ister istemez siyasi düşüncem ve tavrım oluşmaya ve oturmaya başladı.

ALİŞ’İMİ KAYBETTİM AMA YÜZLERCE ALİŞ'İM OLDU”

· Ali'yi kaybettikten sonra hayatınız nasıl şekillendi?

*Çok şey değişti. Artık benim Aliş'im yok ama yüzlerce Aliş'im oldu. Hiçbir zaman yalnız bırakılmadım. Yavrumun bedenine, sesine hasretim ama gördüğüm destek beni güçlü kıldı.

*Ben artık milyonların Emel annesiyim. Bayram tatilinde Adana'dan ziyaretçim vardı. Evlatlarının adını Ali koyan bir aile benim yanımda kaldı. O Ali bana hep anneanne babaanne dedi.

*Bu beni çok mutlu etti. Ali'den sonra mücadele etmeye başladım. Sadece evde oturup yas tutmak Ali İsmail'in kemiklerini sızlatırdı. Çünkü Ali küçük yaşlarda bile çok güzel şeyler yapan bir çocuktu.

*Huzurevlerini, kimsesiz çocukları ziyaret ederdi. Köy okullarını gezerdi, onlara kitap okurdu. Biz de ondan ilham aldık ve oturmamamız gerektiğini anladık.

ALİ İSMAİL'İN DÜŞLERİNİ YAŞATMAK İÇİN ALİKEV'İ KURDUK”

.  Onun hayallerini yaşatmak için neler yaptınız?

*Ali İsmail'in yarım kalan düşlerinin devamını getirmek için bir vakıf kurduk. İyi ki de bunu yaptık çünkü şu ana kadar 219 çocuğumuza burs veriyoruz.

*Ali İsmail eğitimini tamamlayamadı ama biz onun yerine 219 çocuğumuzu okutuyoruz. Bununla gurur duyuyorum. 5 ilde oluşturulan Düş Elçileri Ekibi ile çocuklarımızın projelerine destek oluyoruz.

*Genç Sanatçı Fonu ile sanatla ilgilenen gençlere destek veriyoruz. Müzik stüdyomuz var, ALİKEV Müzik Topluluğu var. Hatay Barış Koşusu düzenliyorduk ama pandemi nedeniyle iptal etmek zorunda kaldık.

*12 bini aşkın kitabın olduğu bir kütüphanemiz var. Gençler istedikleri gibi faydalanabiliyorlar ve çok sahiplendiler. Ali İsmail için su çok önemliydi. Ben musluğu açık bıraktığımda beni uyarırdı ve kapatırdı.

*Eskişehir'deki Ali İsmail heykelinde de Ali kuşlara avuçları ile su veriyor. Buradan yola çıktık ve Afrika'daki çocuklara su ulaştırdık. Çünkü Ali çocuklara çok önem veriyordu ve biz de bunu düşünüp böyle bir şeyi hayata geçirdik.

*Oradaki çocuklar da temiz su olmadığı için 5 yaşına gelmeden hayatlarını kaybediyorlar. Onların temiz suya ulaşabilmeleri için su kuyusu açtırdık.

*Oraya gittiğimizde çok etkilendik. Orada yoksulluk vardı. Kadınlar için de kadınlar bahçesi yaptırdık. Daha sonra da yine kadınlar için değirmen yaptırdık. Bu sene de elektrik vereceğiz inşallah.

Azminizi, gücünüzü ve umudunuzu nereden alıyorsunuz?

*Azmimi Ali İsmail'den alıyorum. Çünkü o çok güçlü bir yapıya sahipti. Yapmak istediği her şeyi yapardı. Ali vefat ettikten sonra o milyonların çocuğu oldu. Ben gücümü onlardan alıyorum.

*Ben gerçekten onunla durur duyuyorum. Milyonlarca insan ben oldu, milyonlarca insan Ali İsmail oldu. Bunu hissediyorum.”

GEZİ'NİN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜNDEN KORKTULAR VE KORKMAYA DEVAM EDİYORLAR”

· Gezi, 7 yılı geride bıraktı ama bugün siyasilerin hedefinde yine o eylemler var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

*İnsanların birbirini sahiplenmesini hazmedemiyorlar. Bunun tek sebebi bu. ‘Biz özgür irademizle, özgür bir şekilde yaşamak istiyoruz' diyen insanlar yan yana ve omuz omuza durdular, aynı sofrayı paylaştılar.

*İnsanların bu kadar birbirine bağlı olması, kardeşçe yaşamayı hazmedemediler. Bu yapıya sahip evlatlarımızı katlettiklerini sanıyorlar ama yanılıyorlar.

*Sadece bedenleri yok artık. Düşünceleri, amaçları ve umutları hala yaşıyor ve hayata geçiyor. Umut devam ediyor.