Hasar, bunun üzerine, “Paramı verin. Madem otobüse almıyorsunuz, ben de başka otobüs ile giderim” dedi. Firma görevlileri, talebe olumsuz yanıt verdi. Hasar’ın ısrar etmesi üzerine diğer çalışanlar yolcunun üzerine yürüdü, arbede çıktı. Bu sırada olay yerine gelen polis ekibi, duruma müdahale etti.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Sinan Hasar, yaşadıklarını Körfez Şehit Gökhan Kıncak Polis Merkezi Amirliği’ne verdiği ifadede şöyle anlattı:
“Olay nedeniyle polis ekibi benim üzerimi aradı. Üzerimde bulunan rambo bıçağına ve biber gazına el koydular. Bunları rızam ile polislere teslim ettim. Üzerimde bıçak bulunduktan sonra polis ekibi bana arkadan kelepçe taktı. Beni ekip otosuna aldılar ve bir müddet darp ederek gezdirdiler. Gezdiğim yerleri bilmiyorum. Sonra gelişen olayları hatırlamıyorum. 22 Ağustos’ta, saat 06.00 sıralarında, bilmediğim bir köprünün altında uyandım. Durumum kötü olduğu için ambulansı aradım. Gelen ambulans bana bulunduğum yerin Altınoluk olduğunu söyledi. Beni Edremit Devlet Hastanesi’ne getirdiler. Kendime geldiğimde, beni darp eden memurlardan şikâyetçi olmak için polis merkezine geldim. Beni darp eden polis memurlarının araştırılmasını ve haklarında yasal işlem yapılmasını istiyorum. Şikâyetçiyim.”
Ancak polis amirliği, Sinan Hasar’ın ifadesini “müşteki” olarak değil, “şüpheli” olarak aldı. Hasar, “görevi yaptırmamak için direnme, mala zarar verme, tehdit, hakaret ve Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet” ile suçlandı.
Hasar, kendisinin gözaltına alındıktan sonra karakolda da darp edildiğini ve önceden hazırlanmış bir ifadenin imzalatıldığını ileri sürdü.