Suriye yönetimine karşı silahlı faaliyet yürüten ve geçen temmuz ayında El Kaide’den ayrıldığını duyuran El Nusra'nın Ankara’daki Bağlum grubuna üye oldukları iddiasıyla yedi kişi hakkında dava açıldı. İddianamede, “Bu zehir tarifi ile şüphelilerin Suriye ülkesi çatışma bölgelerinde ve ülkemizde bir sansasyonel bir eylem yapabilecekleri değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Diğer yandan şüphelilerden “Hanzala” kod adlı Abdullah Ammar Canöz’ün 2015 Şubat ayında Ankara’dan Suriye’ye çatışma bölgesine gittiği, burada gözünden yaralandığı, Mart 2015’te Ankara Ulucanlar Göz Hastanesi’nde tedavi olduğu anlatıldı.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Suriye’ye geçerek El Nusra örgütü adına yönetim güçleriyle savaşan şüphelilerden Ayhan Gökçeöz ve Mustafa Canöz’ün daha önce de El Kaide silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılandığı, adli kontrol kararlarıyla serbest bırakıldıkları ve beraat ettikleri belirtildi. Mustafa Canöz’ün örgütün Suriye kolu olan El Nusra ile birlikte hareket ettiği, yakın zamanda El Nusra’nın Bağlum grubunun ikinci imamı konumunda olduğu ifade edilen iddianamede, şüphelinin Keçiören’de Davet Kürsüsü isimli mescitte dersler verdiği, Sıhhiye’de telefon dükkânı olduğu ve Suriye’den tanıdıkları aracılığıyla mescitte toplanan paraların sözde cihat bölgesine götürülmesinin koordine ve kontrolünü yaptığı öne sürüldü.
İddianamede, Canöz’ün oğlu Hanzala kod adlı Abdullah Ammar Canöz’ün de şüpheliler arasında olduğu kaydedildi. İddianamede, Canöz’ün, oğlu “Hanzala” kod adlı Abdullah Ammar Canöz ile birlikte 2015 Şubat ayında Ankara’dan Suriye’ye çatışma bölgesine gittiği anlatıldı. Suriye’de ateşli silahla geçirdiği kaza sonucu bir gözünü kaybeden Abdullah Canöz’ün de Mart 2015’te tekrar Türkiye’ye geldiği ve Ankara Ulucanlar Göz Hastanesi’nde tedavi gördüğü belirtildi.
Canöz ise savunmasında, Suriye’de savaşırken yaralanmadığını, Gaziantep’te inşaatta çalışırken gözüne demir battığını iddia etti. İddianameye göre, baba-oğul Canöz’ün yaşadığı Keçiören’deki adreslerinde 28 Temmuz 2015’te yapılan aramada, “Patlayıcılar” başlıklı toplam 26 sayfalık doküman bulundu.
'ZEHİR TARİFİ’
İddianamede yapılan aramada patlayıcı madde yapımı tarifinin yanı sıra, “zehir tarifi” başlıklı iki kâğıt parçası bulunduğu belirtildi. Keneotun ile bir yağın karışımı ile yapılışı detaylı şekilde anlatılan tarifte, bu zehirlerin etkisinin çok yüksek olduğu, kana çabuk karıştığı, ağzı açılırken dikkat edilmesi gerektiği belirtilen iddianamede, “Bu karışımı Suriye ülkesi çatışma bölgelerinde ve ülkemizde sansasyonel bir eylem amacıyla örgüt adına kullanacakları değerlendirilmiştir” denildi.