Arınç: Kim nereye giderse gitsin biz AK Partiliyiz

Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, siyasetteki son gelişmelere dair açıklamalarda bulundu. Arınç 'Biz burada Türkiye’yi, AK Parti’yi konuşuyoruz, kim nereye giderse gitsin biz AK Partiliyiz' dedi.
Arınç: Kim nereye giderse gitsin biz AK Partiliyiz
2019-04-30 09:28:10   Güncelleme: 2022-03-26 01:35:53    

ski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, Süperhaber'den Hülya Okur'a konuştu

Arınç, 'AK Parti’de ayrışmayı bekliyor muydunuz çünkü 'Kurarken bu tür geçişlerin olacağını hiç düşünmedik' gibi bir ifadeniz oldu' sorusu üzerine 'Ayrılıklar olur da. Çok idealist, çok samimi, çok hasbi şeylerdi bunlar. Ama işin doğasında varmış bu demek ki. Fransız İhtilali'nde bile ihtilalciler sonradan birbirlerini yediler. Veya bir başka partide, bir başka toplulukta. Zaman içerisinde değişimler olabiliyor. Bizde de arzu edilmeyen ayrılıklar, küskünlükler olabilir. Bunun telafisi çok kolay, yeter ki bunu istesin' dedi.

Sohbetin devamında Okur'un yönelttiği sorular ve Arınç'ın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

 

'KOLLARI BİR SIVARIZ, AK PARTİ’Yİ BUGÜNKÜ GÜCÜNÜN 10 KATINA ULAŞTIRIRIZ'

- Yeniden bir araya geliriz mi diyorsunuz?

Nasıl olacaksa olur, siz bana söyleyin yeter ki. Kolları bir sıvarız ki, AK Parti’yi bugünkü gücünün 10 katına ulaştırırız.

'KİM NEREYE GİDERSE GİTSİN BİZ AK PARTİLİYİZ'

- O çağrıyı Cumhurbaşkanına mı yapıyorsunuz?

Hayır, sadece Cumhurbaşkanı değil, herkese. Ben halk ile birlikteyim. Sizden sonra Balıkesir’den, Tatvan’dan arkadaşlar gelecek. Biz burada Türkiye’yi, AK Parti’yi konuşuyoruz, kim nereye giderse gitsin biz AK Partiliyiz.

- O çağrıyı Cumhurbaşkanı yapmalı gibi mi görüyorsunuz? Abdullah Gül, Davutoğlu için…

Başımızda o var. Hep bu isimler üzerinde kalmayalım. Ben 50 yılın siyasetçisiyim. İkinci kitapta 2001’den başlayacak, muhteşem 10 yıl ve ondan sonra 2011’den, Allaha ısmarladık dediğim güne kadar. Bestseller olacak o kitap.

- Bilmediklerimiz üzerine mi kurulu? Özel münasebetlere mi yer veriyorsunuz? 

Özel değil, memleketimizin yaşadığı işler. Cumhurbaşkanımızın başarılı yönetimini,  hem iç hem dış politikada yaşadığımız olayları bir tanık olarak paylaşacağız. Tabii gizli kalması gerekenler yine gizli kalacak. Ben MGK’dan sorumlu Başbakan Yardımcısıydım. MGK kararlarında gizlilik vardır, MGK tutanakları ebediyen gizli kalmaya mahkumdur.

'ÖBÜRLERİ BİZİM ETEKLERİMİZE ULAŞAMIYOR'

 

- Bu noktada 'Siyasette en büyük güç gücünü ve bildiklerini gizleyebilmektir' sözünüzü hatırladığımızda gücü elinizde tutmaya kararlı görünüyorsunuz. Peki AK Parti gücü elinde nasıl tutabilir?

Müthiş. Benim çağrım AK Parti’nin bu güzel gövdesi, güçlü gövdesi varken en az yüzde 40’lık kocaman bir gövde var. Öbürleri bizim eteklerimize ulaşamıyor ama bir yerde de işler iyi gitmiyor pek. Bu gövdeyi çok daha güçlendirelim. Yine bir aile fotoğrafı olsun ki, millet bu fotoğrafa bakarak AK Parti’ye oy versin. Çünkü bizim zamanımızda iki fotoğraf vardı. Bir Demirel’in 'benim aile fotoğrafım' dediği bir fotoğraf, millet bunu bir kenara attı.

İkincisi, bizim fotoğrafımız, on, on beş, yirmi, otuz tane adamın birlikte çektirdiği fotoğraf. Hepsi birbirinin eksikliğini tamamlayan, hepsi birbirine güç katan, hepsi birbirinden değerli, hepsi birbirinden kıymetli. Millet oraya baktı; beni sevenler beni gördü, Tayyip Beyi sevenler Tayyip Bey’i gördü. Abdullah Bey’i daha yumuşak daha akılcı bulanlar onu gördü. Daha cesur, cengaver görmek isteyenler Tayyip Bey’di. 'Ah tam benim aradığım adam' dedi. O fotoğraf bize 17 senelik iktidar sağlıyor ama o fotoğrafta bir eskime, bir yıpranma, bir solukluk meydana gelmişse bu fotoğrafı tekrar canlandırmamız lazım. İşin özü bu.

'SAMİMİ BİR ÇAĞRI OLURSA'

- Böyle bir çağrı olursa katılımda aynı samimiyette olur mu?

Bilmem, samimi bir çağrı olursa kim tarafından yapılacaksa arkadaşlarımın ben hiçbir zaman samimiyetinden şüphe etmiyorum ama bir şartım var, Allah Rad Süresi'nde diyor ki: Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Önce kendimizi değiştireceğiz yani yanlış giden bir şey varsa akılcı olarak bunu terk edeceğiz.

Şimdi yeri geldiği için söyleyeyim, bu kadar yıl siyaset yaptık elhamdülillah. AK Parti’nin başında da vardım, sonunda da vardım, daha da devam ediyor hamd olsun. 2000 yılında Ahmet Yesevi Hazretleri’nin türbesinin açılışında da bulundum. İmam Maturidi Hazretleri de böyledir, ikisini de çok önemli buluyorum. Bunların hepsi Piri Türkistan’dır. Ahmet Yesevi Hazretleri’ne sormuşlar 'Şeriat nedir?' diye. Hepimizin bildiği şeyleri söylemiş genelde. Yani Allah’a birlik, iman etmek, asla şirk koşmamak, namaz kılmak vs... Ama Hülya Hanım, bir tanesi  bu günümüze ışık tutuyor bizim. Nedir o? Altıncısı; 'Yumuşak huylu ve tatlı dilli' olmak.  Buna İslam’da 'Kavli Leyyin' derler. Ayetlerde, hadislerde geçen şey budur. Peygamberimize hitaben Cenabı Hak buyuruyor ki: Sen sert olsaydın ağır kelimeler konuşsaydın, etraftakiler senden kaçardı. Sen onları yumuşak dille güzel huyla davet et, Rabbinin yoluna. Yumuşak huylu, tatlı dilli doğruları söyleyen bir yapıya tekrar kavuşmamız lazım.

'MÜCAHİT’İN MİLLETVEKİLLİĞİNİ HAK ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'

- Öyle ama eski fotoğrafı canlandırabiliriz ama sizin bir öneriniz var. Ben gençlik kollarından, Tayyip Bey de aynı şekilde, arkadan gelen gençlerin önünü de açmak lazım görüşü size ait… Yerel seçimlerde eleştiri oklarını teşkilatlar, gençlik kolları üzerine alıyor. Yeni Tayyip Erdoğanlar için Bülent Arınçlar için umudunuz var mı? Bu dönem aslında 'Babalar ve oğulları' diye tanımlanan bir dönem. Oğlunuz Mücahit Bey’in milletvekilliği sizde nasıl bir duygu uyandırdı, ülkeyi yönetmek gibi bir iddiası var mı?

Vehaber Menu