İş insanı Osman Kavala hakkında AİHM tarafından verilen tahliye kararının uygulanmaması nedeniyle Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatılmasını isteyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararını verdi. Komite, bugün yapılan olağan toplantısında, tutukluluğu süren Osman Kavala ile ilgili Türkiye'nin yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin tespit edilmesi için davanın AİHM'e havale edilmesine karar verdi.
AİHM ihlal kararı alırsa yaptırımlar gündemde
Gazete Duvar'ın haberine göre, oy çokluğuyla kabul edilen kararın ardından AİHM, Türkiye'nin yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini inceleyecek. AİHM'nin ihlal yapıldığı yönünde görüş bildirmesi durumunda da Komite, Türkiye'ye karşı alınacak önlemleri değerlendirecek. Bu önlemler arasında Türkiye'nin Konsey üyeliğinden çıkarılması veya oy hakkının askıya alınması da bulunuyor.
'Yargı sürecine saygı ilkesi ihlal edildi'
Kararın ardından Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ülkemizde devam eden bağımsız yargı sürecine müdahale niteliği taşıyan yaklaşımını devam ettirmiş ve yargı sürecine saygı ilkesini ihlal etmiştir denildi.
Açıklamada, Türkiye'nin konuyla ilgili hükümetten istenen görüşü gönderdiği belirtilip şu ifadeler kullanıldı:
Görüşümüzde, ülkemizin AİHM kararının gereğini yerine getirdiği, Kavala’nın tutukluluk durumunun halen devam eden başka bir yargı süreci nedeniyle olduğu ayrıntılarıyla açıklanmış ve konunun hukuk ilkeleri temelinde incelenmesi çağrısında bulunulmuştu. Buna rağmen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bugün (2 Şubat) Kavala davasının AİHM’e havale edilmesine dair bir ara kararı oy çokluğuyla kabul etmiştir. Böylelikle, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ülkemizde devam eden bağımsız yargı sürecine müdahale niteliği taşıyan yaklaşımını devam ettirmiş ve yargı sürecine saygı ilkesini ihlal etmiştir.
'İyi niyetten uzak'
Dışişleri açıklamasında, AİHM kararlarının icrasını denetleyen Bakanlar Komitesi’nin gündeminde başka ülkelerle ilgili çok sayıda uygulanmayan karar bulunurken, Kavala kararının sürekli olarak gündemde tutulmasını, iyi niyetten uzak, kasıtlı ve de tutarsız bir yaklaşım olarak görüyoruz. İç hukukta devam eden dava süreci gözardı edilerek siyasi saiklerle alınan bu önyargılı kararın Avrupa insan hakları sisteminin itibarını zedelediği aşikardır. Avrupa Konseyi insan hakları sisteminin etkinliğinin sağlanması için, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tarafgir ve seçici yaklaşımını bir yana bırakması gerekmektedir ifadeleri yer aldı.
Adalet Bakanlığı: AK Bakanlar Komitesi yargısal makamlar gibi hareket ederek yetkisini aşmıştır
Adalet Bakanlığı'ndan karara ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi bugün yapılan 1423. toplantısında oyçokluğu ile aldığı bir karar ile Kavala kararının tekrar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) sevk edilmesine karar vermiştir. AK Bakanlar Komitesi bu karar ile AİHM’den ülkemizin söz konusu kararı uygulamayı reddedip etmediği hususunun tespit edilmesini talep etmiştir.
İlgili hakkındaki yargılamalar halihazırda Ağır Ceza Mahkemesi önünde devam etmekte olup, tutukluluk incelemesine ilişkin yapılan değerlendirmelerde Kavala’nın mevcut tutukluluğunun AİHM tarafından incelenmeyen başka bir suç kapsamında devam ettiği belirtilmiştir. Ayrıca yargılama makamları ilgilinin AİHM’in incelemesine konu tutukluğunun daha önceden sona erdiğini tespit etmişlerdir. Öte yandan Anayasa Mahkemesi de AİHM kararından sonra başvuruyu tekrar incelemiş ve mevcut tutukluluk nedeniyle başvuranın özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Hal böyle iken AK Bakanlar Komitesi yargısal makamlar gibi hareket ederek yetkisini aşmıştır. Oy çokluğu ile alınan bu karar hâlihazırda devam etmekte olan bir davaya müdahale niteliğindedir. Başta AK Bakanlar Komitesi olmak üzere herkes, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde devam eden bir yargılama sürecine etki etmekten kaçınmalı ve verilecek karara saygı duymalıdır.
Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olan ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanan sorumluluklarının farkındadır. AİHM kararlarının icrası kapsamında gerekli adımlar Hükümetimiz tarafından atılmaktadır. Bu kapsamda bugüne kadar 3730 karar kapsamında alınan tedbirler AK Bakanlar Komitesi tarafından da kabul edilmiş ve icra denetimi sona erdirilmiştir. Sadece geçtiğimiz yıl icra denetimi sona erdirilen dosya sayısı ise 222’dir. Buna rağmen belirli bir kararı teamüllere de uymadan sürekli gündemde tutarak ülkemizi uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemekle itham etmek, söz konusu kararın açıkça siyasi mülahazalarla alındığını göstermektedir.