Avrupa ülkelerinde hakim ve savcılar halkın sorunlarını çözmesi gereken sıradan bir devlet memuru olarak görülürken Türkiye'de karşısında takım elbise giyilmesi, ayakta durulması gereken, ağzından çıkan her söz kutsal kabul edilen yeni bir insan biçimi ve hukuk biçimi olarak karşımızda.
Hakim ve savcıların bu kadar çok suç işlemelerinin temel nedeni dokunulmazlıkları
Hakim ve savcıların bu dokunulmazlıkları Türkiye'de öyle bir boyuta vardı ki suç işlediği açık ve net olanlarla ilgili HSK'ya yapılan başvurular dahi işleme konulmadı, bu durum da hakim ve savcılara istediklerini yapabileceklerini sandıkları bir atmosferi yarattı. Türkiye'de hakim ve savcılara tanınan ayrıcalıklar yan meslek olarak uyuşturucu satanları, çete kuranları da beraberinde getirdi.
AYM'de biriken dosyalara göre en çok yasadışı eylemde bulunan hakim-savcı Türkiye'de
Türkiye'de yazılı hukuk kurallarının yerini hakim ve savcıların ağzından çıkan sözler alırken öyle ki uyuşturucu satan, polisleri uyuşturucu ticareti için kullanan bir savcıya da saygı duymaya zorlayan bir boyuta vardı. Hakları koruması gereken hakim-savcıların hakları ihlal ettiği binlerce dosya da AYM'de birikti, AYM çalışanları dosyalara bakamayacak hale geldi. AYM başkanının tüm tepkilerine rağmen HSK suç işleyen hakim-savcıları görevde tutmaya, şikayetleri sümen altı etmeyi sürdürdü.
Husumet yaşadığı kişiye dava açıp yargılamasını da kendisi yapan hakimler
Hakimin hem hakim hem müşteki olduğu davaların örnekleri Türkiye'de hala görülürken bunları denetleyecek herhangi bir mekanizmanın da olmayışı yargı mensuplarının suç işlemede önünü açıyor. Bu konuları haberleştiren gazeteciler de keyfi soruşturma ve dava tehditleriyle karşı karşıya kalıyor.