İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Meclis’te gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkkan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Sepetler küçüldükçe iktidar sona yaklaşıyor
Yandaş gazeteler boy boy manşet atıyor. Marketleri sanki terör örgütüymüş gibi hedef gösteriyor. Artık kendi yandaş gazetelerinde çocuklarınızla markete gitmeyin, alışveriş arabası değil, sepet kullanın diyorlar. Size azı yeter, ikram edilenleri tatmayın canınız ister, size kuru ekmek yeter diyorlar. Kendileri aslında şunu itiraf ediyorlar. Yani çocuğunuzla markete gitmeyin. Canı çekerse alamaz, bir anne bir baba olarak yerin dibine girersiniz diyorlar. Geçen sene alışveriş arabasını doldurduğunuz parayla artık bu sene ancak küçük bir sepeti doldurabiliyorsunuz. Sepetler küçüldükçe, market poşetleri hafifledikçe, iktidar sona yaklaşıyor. Bunlar konuşulmasın diye de Boğaziçi’nden Gezi benzeri olaylar devşirmeye çalışıyorlar. Bunlar bir daha hiç konuşulmasın diye Anayasa’yı değiştirmek ve kendileri dışında herkesi susturmak istiyorlar.
TÜİK herhalde rakamları Kanada’dan alıyor
TÜİK verilerine göre işsiz sayısı 2020 yılı Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 303 bin kişi azalarak 4 milyon 5 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,4 puanlık azalış ile yüzde 12,9 seviyesinde gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 103 bin kişi azaldı. Anadolu Ajansı esnafın durumunu Japonya’dan örneklerken, TÜİK de bu rakamları Kanada’dan alıyor herhalde. Hiç TÜİK’in rakamlarına bakmayın. Çevrenize bakın. Bu rakamların yalan olduğunu görürsünüz. İş arayanların, işsiz gençlerin ne kadar arttığını görürsünüz. Sizin verdiğiniz rakamlarla işsizlik azalmıyor.
İktidar çıkış yolu bulamıyor
Öyle ki Boğaziçi’nde de yaşananlar, demokrasinin ve demokrasimizin güvencesi gençlerimizi nasıl bir 2023 yılının beklediğini gösteriyor. Oysa daha üç yıl önce, aynı Cumhurbaşkanı gençlere Bize sorgusuz sualsiz itaat eden bir gençlik değil, neyi niçin savunduğunu bilen bir gençlik lazım dememiş miydi? Daha beş yıl önce; Sakın makam mevki sahiplerinin önünde eğilmeyin. İster Cumhurbaşkanı olsun, ister başbakan, ister para babaları olsun; şunu bilelim ki bunların önünde eğilmek dalkavukluğu getirir dememiş miydi? Ben milletvekiliyim, devleti vampir gibi emen beşli çeteden bahsettim diye bana dava üstüne dava açtılar. İktidar neden buna ihtiyaç duyuyor? Ülke yönetilemiyor da ondan. Bu ucube tek adam sistemi devlet mekanizmasını işlevsiz hale getirdi de ondan. Ekonomi derin krizde de ondan. İktidar çıkış yolu bulamıyor da ondan. Bütün kara bulutları Anayasa’ya bağlamaları ondan.
Hazırlanan anayasa falan değil
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiğimizde uçuyorduk. 2017 referandumuyla ekonomimiz 2023’te ilk 10’a giriyordu. Adalet, demokrasi, özgürlük geliyordu; nerede? İstedikleri rejimi kurduklarında çok mutluydular. Şimdi ise yeni bir Gezi Olayı yaratmanın peşindeler. O yüzden yeni anayasayı tartışmaya açtılar. Çünkü sokaklar yangın yeriyken getirecekleri yeni anayasa Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin sonunu getirir. Hazırlanan Anayasa filan değildir tek adam rejimini güçlendirecek bir anayasa.
''Ay’a gidişler de yolcu garantili mi olacak?''
İstanbul’a yeni yapılan, dünyanın en büyüğü olduğu iddia edilen, havaalanına bile metro ile gidilemezken, 2023’te aya gidiyoruz. Buradan İktidara soruyorum; Ay’a gidişler de yolcu garantili mi olacak?