Tutuklananların MHP ve Ülkü Ocakları'na mensup olduğunu söyleyen Ayşe Ateş, Soruşturma yürütülen 17 kişiye bakınca iddia edilen kurumsal saldırı içeriden yapılmış gibi bir izlenim oluşuyor. Bazen düşmanı uzakta aramamak gerek diye konuştu.
Ankara'da öldürülen Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtladı. Röportajdan öne çıkanlar şu şekilde.
Kılavuz hakkında 17 Nisan 2023’te ifade vermiştiniz. Bir gün sonra Kılavuz’a soruşturma başlatılmış. Ancak milletvekili olduğu için ifadesi alınmamış.
- Kılavuz’ un kaldığı evde yakalandı Tolgahan Demirbaş. Orada karartma var. Yakalandığına dair belge yok. Cinayetten sonra Kılavuz ve Demirbaş’ın FaceTime’dan görüşmeleri var. Bağlantısı çok açık.
Kılavuz’un kayıtlarını; olay günü nereye gitti, nereden geldi, ne yaptı; hepsinin detaylı şekilde incelenmesini istemiştim. İncelendiğinde somut delilere ulaşılabileceğini düşünüyorum. Siyasi bir el bu suçluları koruyor. Bunlar korunuyorlar, kollanıyorlar.
Kılavuz, Böyle şerefsiz bir olayın içerisinde bulunacak kadar şerefsiz değilim. Zerre dahlim olsa ben kafama sıkar kendimi öldürürüm” diyor.
- Nedense bu güruhun jargonunda hep bir kafaya sıkma var. İnandırıcı olmak için bile Kafama sıkarım” şeklinde ifadeler kullanıyorlar. Kafaya sıkmayı o kadar içselleştirmişler ki bilinçaltlarının bir yansıması olsa gerek.
Ayrıca şunu da sormak lazım: Şimdiye kadar aklı neredeymiş? Sinan’ın katledildiğin ertesi günü pişkince yeni yıl mesajları gönderip doğum günü kutlamakla meşguldü.
- Bu açıklamaları ne samimi ne de inandırıcı buluyorum. Kendi aralarında anlaşmazlığa düştüklerini düşünüyorum.
Kimle kim arasında?
- Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’la olabilir. Onların bu siyasi cinayeti birlikte planladığını düşünüyorum.
Çünkü eşimin bana söylediği şuydu: Olcay ve Ahmet beni öldürmek için kiralık katil arıyor. Kapı kapı dolaşıyorlarmış beni öldürmek için. Bir sürü kişiye gitmişler. Kimseye yaptıramıyorlarmış ama arıyorlarmış.”
Ne zaman söylemişti?
- Suikastten birkaç ay önce.
Eşinizin vefatından sonra Kılavuz sizi aradı mı?
- Hayır, MHP’den hiç kimse. Zaten talimat vermişler; kimse ne başsağlığı dileyecek ne cenazesine gidecek diye. Zaten başsağlığı dileyenler partiden istifa ettiler.
Kılavuz, Demirbaş’la suikastten sonra ilişkisinin olduğunu reddediyor.
- Yalan söylüyor. Emre Yüksel ve Tolgahan Demirbaş gözaltına alındı, bırakıldı; alındı, bırakıldı. O arada deliller karartıldı. Telefonlarını yok ettiler, sıfırladılar.
Kılavuz’un Demirbaş’la suikast sonrası görüşmeleri var
- Evet, var. Bunu izah edecek olan ben değilim, kendisi.
Bahçeli, Ülkü ocakları ve MHP ile ilgili estirilen isnat ve ithamların hepsi ayağımızın altındadır” diyor
- İsnat ve itham yok. Deliller ortada. Her şey gözler önüne serilmiş. İsnat ve itham olduğunu düşünen her kim varsa açıp dosyaya bakmalıdır.
Kurumsal bir saldırıdan söz ediyor
- Benim hiç kimsenin kurumsal kimliğiyle işim yok. Ben kocamın katillerini arıyorum. Bu kadar! Kim ve nerede, hangi kurumun başında olursa olsun, umurumda değil. Kocamın katillerini arıyorum ve onların yargılanmasını istiyorum.
HTS ve PTS kayıtları, aralarındaki yazışmalar ortada. Tutuklananların hangi kurumlardan olduğu belli. İçeride Ülkü Ocakları’na ve MHP’ye mensup tek bir kişi yokmuş gibi ifadeler kullanıyorlar. Oysa tutuklu taksici, oto kiralamacı ve kiralık katillerin dışındakiler bu iki yapıya mensup. Soruşturma yürütülen 17 kişiye bakınca iddia edilen kurumsal saldırı içeriden yapılmış gibi bir izlenim oluşuyor. Bazen düşmanı uzakta aramamak gerek.
Başka kimlere dava açılmalı?
- En başta Yıldırım ve Kılavuz, Ömer Şanlı, Burak Kılıç, Gürsel Horat ve Suat Yılmazzobu... Hem Sinan hem de benim hakkımızda bilgi toplayan, kiralık katil arayan bu isimler ilk iddianamede yok. Elini kolunu sallayarak dolaşıyorlar.