Ayten Beçet, Abdullah Öcalan için cezaevinde kendini astı

PKK üyeliğinden cezaevinde yatan Ayten Beçet Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması” talebiyle yaşamına son verdi, Beçet’in cenazesi bu sabah cezaevinden cenaze aracı ile çıkarıldı.
Ayten Beçet, Abdullah Öcalan için cezaevinde kendini astı
2019-03-23 17:55:57   Güncelleme: 2019-03-23 17:55:57    

Cezaevi yetkilileri olayı öğrenerek cezaevine giden avukatlara, 24 yaşındaki Beçet’in kendisini asarak yaşamına son verdiğini söyledi. 6 yıldır tutuklu bulunan Beçet’in Gaziantep’te yaşayan ailesi Yenibosna’da bulunan Adli Tıp Kurumu’nda tutulan cenazeyi almak için İstanbul’a doğru yola çıktı.

Ayten Beçet’in annesi Fatma Beçet, Benim yüreğim yandı, başka annelerin yüreğinin yanmasını istemiyorum. Anneler artık bu savaş için ayağa kalkıp ‘yeter’ desin. Bizim tek isteğimiz barıştır. Kaç aydır insanlar açlık grevinde artık ne zaman görecekler dedi.

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da cezaevi görevlileri ile bir görüşme yaptığını söyleyerek olayı doğruladı. Twitter'dan bir mesaj paylaşan Gergerlioğlu, Gebze kadın cezaevi görevlileriyle görüştüm. Siyasi tutuklunun intiharı doğrulandı. Detaylı açıklama yapmıyorlar. Olayı Adalet Bakanlığı'na haber verdiklerini ve açıklamanın Adalet Bakanlığı tarafından yapılacağını söylüyorlar dedi.

24 yaşında olan Ayten Beçet, 6 yıldır cezaevinde bulunuyordu. Beçet, 2012'de Adana 6'ncı Ağır Ceza Mahkmesi'nde örgüt üyeliğinden 9 yıl ceza almıştı.

17 Mart’ta Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu Zülküf Gezen de tecridi protesto etmek için yaşamına son vermiş, cenazesi Diyarbakır Yeniköy Mezarlığı’nda toprağa verilmişti.

HDP'den açıklama

HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran da yaşamına son veren Beçet hakkında şu açıklamayı yaptı:

24 yaşındaki Ayten Beçet, İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan insanlık ve hukuk dışı, gayrı meşru tecridi protesto etmek için Gebze Kapalı Kadın Cezaevi’nde yaşamına son verdi. 

Açlık grevlerinin başladığı 8 Kasım 2018 tarihinden bu yana Uğur Şakar, Zülküf Gezen ve son olarak da Ayten Beçet tecridin kaldırılması talebiyle yaşamlarına son verdiler. Leyla Güven’in 136’ıncı gününe giren açlık grevi, milletvekillerimiz Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın, cezaevlerindeki  binlerce tutsağın, Maxmur, Galler, Almanya ve Erbil’de aktivistlerin ve siyasetçilerin katılımıyla devam ederken, AKP yönetiminin sessizliği ve umursamazlığı ise sürmektedir. 

Üç can, Türkiye’nin hukuksuzluktaki ısrarına son vermek için ölümü göze almışken, miting meydanlarında nefreti körükleyenler, ayrımcılık yapanlar gayrı meşru tecritten oy devşirmeye çalışmaktadır. 

Açlık grevleri ve yaşamı sonlandırma eylemleri halkımızın değerlerinin yok edilmek istenmesine karşı da yürütülen bir mücadeledir. Tecridi kırmak için yaşamını feda eden üç can toplumun hafızasında ölümsüzleşecek ve onları tarih hatırlayacaktır. Bu ölümlere giden yolu örenleri ise yine tarih yargılayacaktır. 

Anayasa’ya, yasalara ve uluslararası demokratik sözleşmelere aykırı şekilde fiilen uygulanan mutlak tecride karşı kayıtsız kalan yönetim, anayasal bir hak olan direnme hakkı kapsamındaki açlık grevlerini, anti-demokratik bir şekilde bastırmayı hedeflemektedir. 

AKP-MHP faşist yönetiminin, tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen, bizler, bu haklı ve onurlu direnişle dayanışmamızı sürdürecek ve yaşananları kamuoyuna duyurmak için her türlü desteği sunacağız.