Bilinmelidir ki, şiddetle lanetlediğimiz 27 Temmuz 2022 tarihinde Musul Başkonsolosluğumuza füzeli saldırıyı kim ya da kimler yapmışsa Zaho’ya saldıran da aynı mihraklardır. Irak’ın içine gömüldüğü siyasi istikrarsızlık tablosu, dokuz ayı bulan hükümet krizi, yayılan sokak gösterileri, mezhep temelli cepheleşmeler, birden alev alan parlamento baskınları gerçeklerin tecellisine mani olamayacaktır. Türkiye’yi töhmet altında bırakmaya hiç kimsenin, hiçbir ülkenin hakkı yoktur. Irak’ın sarsak yönetimi şayet Zaho ve Musul’daki terör saldırılarının sorumlularını bulamayacaksa, buna da yanaşmayacaksa; Türkiye bu hain ve haşaratları araya araya tespit edip cezalandırmaya muktedirdir. Ve mezkûr hesap mutlaka sorulacaktır. Türkiye’yi Irak’ta meşgul etme, tuzağa çekme, yargılama sinsiliği kolektif bir tezgâhtır. Bu tezgâhı kuranlar, Akdeniz ve Ege’deki mevcudiyetimizi, Rusya ve Ukrayna arasında barışçıl çabalarımızı, Tel Rıfat ve Münbiç’e muhtemel askeri harekatımızı engellemek isteyen namertlerdir. Bunlara taşeronluk yapanlar da iç işgal cephesinde buluşan siyasi partiler, köhne bildirilere imza atan sözde aydınlar, satılmış sivil toplum kuruluşları, kiralık gazeteciler, kurşun askere dönüşmüş televizyon yorumcularıdır.