Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye’nin ekonomik gündemini TRT 1 ve TRT Haber ortak yayınında değerlendirdi.
'Ekonomide Türkiye Modeli'nin temelinde yüksek büyüme ve düşük cari açık olduğunu söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Hem bir model öne sürüyoruz hem de sayın Cumhurbaşkanımız bir manifesto yayınladı ve o andan itibaren Türkiye'de birçok şey değişti. Yaşanan kur atakları aslında normal olmayan bir şeyin tartışılmasıydı, şimdi normale döndük dedi.
Nebati, bu değişimin 'normalleşme' olduğunu belirterek, Son birkaç aydır kur ataklarıyla ilgili yaşanan gelişmeler ve buna ilişkin yapılan yorumlar aslında normal olmayan bir şeyin tartışmasıydı. Şimdi normale döndük. Artık gerçek kişilerimiz, kurumlarımız, kamu yönetimimiz, siyasetimiz ve sizlerle her şeyin normal çerçevesi içerisinde devam ettiği bir sürece giriyoruz. değerlendirmesinde bulundu.
Reel sektörün, ekonomik aktivitede bulunan aktörlerin önünü görebileceği çok önemli bir sürece girildiğini belirten Nebati, Özellikle önümüzdeki yıl, bunun da semerelerini çok açık bir şekilde göreceğimiz bir yıl olacak. dedi.
Türkiye'de ticaretin ve ihracatın çok güçlü olduğunu vurgulayan Bakan Nebati, Şimdi öncellikle hayırlı olsun. Hem bir model öne sürüyoruz hem de Sayın Cumhurbaşkanımız dün biliyorsunuz adeta bir manifesto yayınladı. Ve o andan itibaren de Türkiye'de her şey değişti. Aslında bu değişim, bir normalleşme. Son birkaç aydır yaşanan kur ataklarıyla ilgili yaşanan gelişmeler, ve buna ilişkin yapılan yorumlar aslında normal olmayan bir şeyin tartışmasıydı. Şimdi normale döndük. Gerek gerçek kişilerimiz gerek kurumlarımız gerek kamu yönetimi gerek siyasetimiz gerekse de sizler... Herşeyin normal çerçevesi içerisinde devam ettiği bir sürece giriyoruz dedi.
Bakan Nebati'den TUSİAD'a tepki
Hazine Bakanı Nebati, TÜSİAD'ın döviz kurlarına yönelik açıklamalarına tepki göstererek, Sevgili TÜSİAD, sevgili orada bulunan arkadaşlar. Sakın muhalefet partisinin gazına gelmeyin. Siz bizim gideceğimizi zannediyorsanız 2002 yılından bugüne kadar yapılmış olan seçimlerin neticesine bakın, hepsinde sizi yalnız bıraktı ifadesini kullandı.
'Sosyal medya üzerinden yalan yanlış propaganda yapanların canına okuyacağız'
Hazinemiz ve Merkez Bankamız ile günler süren çalışmalar yaptık, alternatif senaryoları önümüze koyduk. En kötü senaryoda bile bireyler karlı çıkıyor. diyen Bakan Nebati, Sosyal medya üzerinden yalan yanlış propaganda yapanların canına okuyacağız. Kimsenin Türk lirası ile özellikle de başta küçük yatırımcılar olmak üzere bireylere ve Türkiye’ye zarar verme hakkı ve yetkisi yoktur. şeklinde konuştu.
'Biz orta gelir tuzağından çıkmak istiyoruz'
Orta gelir tuzağından çıkmak istediklerini aktaran Nebati, şöyle devam etti:
Kırılganlıklarımızdan bir tanesi, 2013 yılında 12 bin 500 dolar neredeyse kişi başına düşen gelire ulaştık ancak o günkü şartlar içerisinde hepimizin memnun olduğu bir durum vardı. Türk lirasının değeri tarihi olarak çok yüksek, fakat ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 56 idi. Bir problem daha var. Cari açığımız büyümeyle beraber yükseliyor. Bütün bunlar bizim o günlerden itibaren almaya çalıştığımız ve aslında Sayın Cumhurbaşkanımızın sadece son 19 yılda değil tanıdığımız günden beri ortaya koyduğu bir şey. Bu ekonomik model Türkiye'nin şartlarına uygun hale gelirse özgün ve özgür olacak. Dolayısıyla bu kırılganlıklardan bir tanesi olan orta gelir tuzağından çıkmak, reel efektif değer kurunu kabul edilebilir bir seviyeye getirmek amacıyla da bu çalışmalar yapıldı.
Nebati, bu oran yakalandığı takdirde optimal noktaya yaklaşılacağını aktararak, 2 liraya mal edilen şeyi 1 liraya yurt dışında almak emeğinizi, gücünüzü, katma değerinizi dışarıya sevk etmek demektir. Şimdiki anlayışımız o optimal noktayı yakalamakla dışarıya vereceğimiz gücümüzü aslında dışarıdan alacağımız imkanlarla değerlendirmek demektir ki bu kırılganlıklar üzerine gelebilelim. diye konuştu.
Bakan Nebati'nin açıklamaları şöyle:
Bu Türkiye için çok çok önemli. Aynı zamanda yöneticiler açısından önemli fakat reel sektörün önünü görmeye gayret eden her türlü ekonomik aktivite de bulunan aktörlerin, önünü görebileceği çok önemli bir sürece girmiş olduk.
- Uzun süredir Türkiye modeli, Çin modeli, Güney Kore modeli gibi tartışmalar yapılıyor. Ben birkaç tespitte bulunarak niçin Türk modeli olduğunu, niçin özgün olduğunu, kendi iç dinamikleriyle uyumlu olduğunu ve diğer ülkelerden nasıl ayrıştığını ortaya koyan bir süre isterim.
- Küresel ekonomilerde gelişmekte olan ülkeler özellikle 2006 yılında eşitlenen payla bugün yüzde 58'lere varan bir pay alıyor. Yani gelişmiş olan ekonomiler, 1990'lı yıllarda yüzde 65'ler civarında bir payı alırken, gelişmekte olan ülkeler yüzde 35'ti. Ve 2007-2008'de bu bir çakışma noktasına geldi, yüzde 50'lik bir pay. Sonrasında ise gelişmekte olan ülkelerin aslında dünyadaki ticaretin büyük bir kısmını almaya başladıkları, dolaysıyla da bu imkanlar silsilesi içinde bazı ülkelerin öne çıktığını çok rahat görüyoruz.
'Türkiye, 2020'de krizde fırsatları iyi değerlendiren ülke oldu'
Uzun süredir Türkiye modeli, Çin modeli, Güney Kore modeli diye tartışmaların yapıldığına değinen Nebati, modelin neden Türk modeli olduğunu ve diğer ülkelerden nasıl ayrıştığını anlattı.
Nebati, gelişmiş olan ekonomilerin 90'lı yıllarda dünyadaki ticaretten yüzde 65'ler civarında bir payı aldığını, 2007-2008'de bunun yüzde 50 haline geldiğini, sonrasında ise gelişmekte olan ülkelerin bu payın büyük bir kısmını almaya başladığını anımsattı.
Türkiye'nin son 19 yılda ortaya koyduğu büyük hamleyle farkını ortaya koyarak öne çıktığını aktaran Nebati, egemen güçlerin aldıkları payların düştüğüne dikkati çekti.
Nebati, birlikte hareket edemeyen, ticaretin daraldığı ama aynı zamanda doğrudan yabancı yatırım girişlerinin de küresel sermaye akımlarının da risk ve oynaklık algısının artmasıyla da azaldığı bir döneme gidildiğini belirterek, şunları kaydetti:
Bir defa bakın Türkiye 2020 yılında çok önemli bir şey yaptı. Krizde fırsatları en iyi şekilde kullanan bir ülke oldu. Bu çok önemli. Bunu kullanmasının temel sebeplerinden bir tanesi bulunduğu coğrafya, ikincisi 19 yıldır yapılmış olan altyapı yatırımlarının tamamlanmış olması, üçüncüsü her türlü pazara yakın olması, aynı zamanda özgün pazar olma niteliği kazanması, 3,5-4 saatte bir uçağa bindiğinizde 1,5 milyarlık pazara hızlı şekilde ulaşabilme ve bu pazarın da aynı zamanda çeşitli olması. Böylesine bir imkanlar silsilesi var.
Türkiye'nin 2020'de doğrudan yatırımlarının birikimli olarak şu anda 12,7 milyar dolara ulaştığını belirten Nebati, Sıcak para biz sevmiyoruz, istemiyoruz. Çünkü sıcak paranın ne zaman geleceği belli fakat ne zaman gideceği belli değil. Bu giderken de ne tür tahribatlar yapacağını da birçok defalar gördük, yaşadık. dedi.
Nebati, Türkiye'nin maliyet avantajı, katma değerli ve yeşil üretime dayalı bir beceriye sahip olması, pazara yakın olması, nitelikli insan sermayesine sahip olan ender ülkelerden birisi olmasıyla dijital altyapıyı geliştirdiklerini ve cari dengeyi de sürdürülebilir bir alan olan ülkeler sınıfına soktuklarını söyledi.
'Kur iyi yerde dengeye gelecektir'
- Kurda köpüklerin gittiği, gerçek fiyatlamanın oluştuğu bir noktaya doğru gidiyoruz. Kur iyi bir yerlerde dengeye gelecektir.
-Döviz tevdiat hesaplarının TL vadeli mevduata dönüşümü halinde vade sonu kuru üzerinden hesaplanacak fark TCMB tarafından karşılanacak.