ABD Başkanı Joe Biden göreve başladıktan sonra yayımlanan Dışişleri Bakanlığı'nın ilk insan hakları ülkeler raporunda, İsrail ve Filistin bölgeleri tanımlanırken "İsrail, Batı Şeria ve Gazze" isimleri kullanıldı.
Her yıl yayımlanan raporda daha önce "İsrail ve İşgal Altındaki Bölgeler" diye tanımlanan bölge; eski başkan Donald Trump'ın döneminde "İsrail, Batı Şeria ve Gazze" olarak değiştirilmişti.
Biden yönetiminin Salı günü çıkardığı ilk raporda da Trump döneminde kullanılan isimlerin kullanılması tepkilere yol açmıştı.
Trump'ın döneminde yayımlanan raporlarda bu bölgeler için "işgal altında" ifadelerinin kullanılmaması; Trump'ın bölge politikasındaki değişimine işaret ettiği belirtiliyor ve eleştiriliyordu.
Ned Price, raporun devamında Batı Şeria'nın "işgal altındaki bölge" olarak tanımlandığını; bunun ABD'nin uzun süredir kabul ettiği tanımlama olduğunu; Biden yönetiminde yaklaşımın değişmediğini belirtti.
Dışişleri Bakanlığı'nın insan haklarından sorumlu en üst düzey diplomatı Lisa Peterson, bu ifadelerin sadece başlıkta "coğrafi bölgeyi tanımlamak için" kullanıldığı ifade etti.
Trump döneminde dışişleri bakanı olan Mike Pompeo, Batı Şeria'daki bir yasa dışı yerleşim bölgesini ziyaret ederek "bu inşaatların yasa dışı olduğuna dair uluslararası fikir birliğine katılmıyorum" demişti. Trump, İsrail'in tek taraflı ilan ettiği şekilde Kudüs'ü ülkenin başkenti olarak tanımıştı. ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınması sırasında geniş çaplı protesto gösterileri düzenlenmiş ve Filistinlilerden hayatını kaybedenler olmuştu.
Trump, İsrail'in bu bölgeleri ilhak etmesine yeşil ışık yakmış, yine uluslararası hukuka göre işgal altında sayılan Golan Tepeleri'nin de Suriye değil İsrail'e ait olduğunu savunmuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha önce Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığı kararını geri çekmeyeceklerini ancak bağımsız bir Filistin devleti için daha fazla çaba göstereceklerini açıklamıştı.