Ticaret Bakanlığı'na bağlı kurumlara 9 milyon lira değerinde dezenfektan sattığı ortaya çıkan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın koltuğundan alınmasını yorumlayan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, AK Parti’nin 19 yıllık iktidarı boyunca ilk kez yolsuzluk iddiasıyla kendi ekibinden birini kurban verdiğini söyledi.
'İLK KEZ SAVUNMA STRATEJİSİNE MECBUR KALDI'
128 milyar dolar tartışması ve AK Partili belediyelerin gri pasaportla yurt dışına insan gönderdiği tartışmaları üzerine iktidarın ilk kez savunmaya geçmek zorunda kaldığını söyleyen Ağırdır, AK Parti ilk kez savunma stratejisine mecbur kalıyor ve oynamayı bilmediği için gelen her hücuma tekme tokatla karşılık veriyor” dedi.
'128 MİLYAR DOLAR AÇIKLAMALARINDA ÇELİŞKİLER VAR'
T24'ten Murat Sabuncu’ya yaptığı değerlendirmelerde iktidarın da kamu yönetiminin de giderek inandırıcılığını yitirdiğini söyleyen Ağırdır, 128 milyar dolar tartışmasında AK Parti’nin kendini savunamadığını, iktidar kanadından yapılan açıklamalarda çelişkilerin olduğunu ifade ederek, Önceden AK Parti’nin strateji ekipleri neredeyse günlük pozisyon notları hazırlanırlardı. Zaman zaman farklı gazetelerde aynı başlıklar var dediğimiz hikaye de o bilgi notlarından besleniyordu. Ama anlaşılıyor ki 128 milyar dolar konusunda böyle bir bilgi notu dahi yok ortada ki Mahir Ünal ile Nurettin Canikli’nin argümanları birbirini tutmuyor” diye konuştu.
AK Parti’nin 19 yıllık iktidarı boyunca savunma stratejisine ihtiyaç duymadığını ancak şimdi yaşanan tartışmalar üzerine bu stratejiye mecbur kaldığını dile getiren Ağırdır, iktidarın cenaze ve kongre görüntüleriyle ‘güç sattığını’ söyledi. 'Bakın böyle bir dönemde bile biz ne kadar güçlüyüz’ mesajı vermeye çalışıyorlar ama o bile çok fakir kalıyor çünkü gerçeklikten kopuk olduğunu hepimiz biliyoruz” diyen Ağırdır, İktidarın toplum ve hakikat ile ilişkisi koptu yorumunu yaptı.
İktidarın kendi içindeki güç kavgalarına odaklandığını belirten Ağırdır, iktidar koalisyonunda Avrasyacılar, ulusalcılar gibi seküler dünyanın milliyetçilerinden bir ayrışma olduğunu buna karşın muhafazakar dünyanın ve milliyetçilerin ağırlığının arttığını dile getirdi.
'TOPLUM PROBLEMLERİ YÖNETEN GÜÇLÜ DEVLET İSTİYOR'
KONDA’nın kasım ayında yaptığı bir anketin sonuçlarını da paylaşan Ağırdır, Birini tercih etmek zorunda olsanız, ülke için en önemli şey nedir?” diye sordukları soruya yüzde 38’in ‘güçlü devlet’, yüzde 31’in ‘istikrarlı ekonomi’ yüzde 31’in de ‘insancıl toplum’ yanıtını verdiğini söyledi. ‘Güçlü devlet’ tercihinin sınırları korumak veya sahip olunan silah anlamına gelmediğini ifade eden Ağırdır, şöyle konuştu:
Peki işsizliği bu kadar yaşayan insanlar sadece devletin bekası için mi bu tercihte bulunuyorlar. Hayır. İnsanlar bu kadar büyük bir problemleri devletin ve siyasetin çözmesini bekliyor. O zaman da devletin güçlülüğünden kastettiği şey sadece sınırlarını koruyan devlet değil. Problemleri yönetmek için gayret sarf ettiğinden emin olduğu, kendisini değil yurttaşı düşünen bir devleti kastediyor. Çünkü bu enflasyon ve işsizlikle devletin stratejileri dışında bir başarı üretme ihtimali yok. Bunu herkes görüyor ve anlıyor.”