GÜNCEL - Binali Yıldırım: Hemşehrilerimiz kusura bakmasınlar, onların oylarına daha iyi sahip çıkabilirdik

GÜNCEL - AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım CNN TÜRK canlı yayınında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlıyor.
Binali Yıldırım: Hemşehrilerimiz kusura bakmasınlar, onların oylarına daha iyi sahip çıkabilirdik
2019-05-13 22:27:01   Güncelleme: 2019-05-13 22:27:01    

Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:

(Suratınız asık gibiydi. YSK kararı sizi mutsuz etti mi?) Tabi ki YSK da bir yargı kurumu. Yargının kararı herkesi bağlar. Onu söylüyoruz. Vatandaş görevini yaptı, oyunu verdi. Oy yerini buldu mu bulmadı mı bunun mücadelesini yaptık.

Tüm bu silsileyi takip ederek itirazlarımızı yapmaya başlayınca bazı anormal bulgulara rastladık, olağandışı. Bunları gördükten sonra burada seçimin bir şaibe ile karşı karşıya kaldığı fikri güçlendi. AK Parti teşkilatı ve şahsım olarak öncelikle biz iptal ya da seçimin tekrarı fikrine itibar etmedik. Bizim başlangıçtaki alternatifimiz değildi. İlk etapta oyların tamamının yeniden sayılmasını istedik. (Oradan çıkan sonuca razı olacak mıydınız?) Gayet tabi.

Seçim yenilemenin oy verecek insanların yaşamını olumsuz etkiliyor, programlarını değiştiriyor. Bir de maliyeti var. Öyle ya da böyle, kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldırmak hem oy verenin hem de kazanan ya da kaybedeni rahatlatmak adına buna ihtiyaç var dedik.

(Tüm oylar neden sayılmadı) Biz sayım için müracaat ettik. İlçelerin müracaatlarını yaptık. Bir kısmı sayıma başladı. O arada CHP itiraz etti ve sayım durdurma kararını aldı. CHP itiraz etti, İl Seçim Kurulu karar aldı. Biz de YSK'ya gittik. 

İşin sonunda yeniden sayılan 850 bin oyun sonucu bizim kazanımızız 15 bin. Aradaki fark 13 bin 729'a düştü. Önceden rakip adayının açıkladığı rakam 29 bin 408, YSK'nın açıkladığı rakam 27 bin civarındaydı. Sayımdan sonra fark 13 bin 729'a geldi. Oyların yarısı geri döndü demektir bu. İstanbullular ne olduğunu bilsin istiyorum. 850 bin oyda siz 15 binin üzerinde oy kazanıyorsanız, geri kalan yüzde 90, yani 8.5 milyon oy kullanılmış İstanbul'da... 850 bini düştüğümüzde geriye 7 milyon kalıyor. Bu oy yüzde 90'a geliyor. Hepsini say gerçek ortaya çıksın. Bu yol kapandıktan sonra, sonuç alamayınca önümüzde tek bir seçenek kaldı, YSK'ya olağanüstü başvuru hakkımızı kullandık.

('Çünkü oyları çaldılar' sözü) Kim çaldı? Bunun ortaya çıkarılmasını da biz istiyoruz. Bizim de ortaya çıkarılmasını istediğimiz bu. Ama kimin çaldığını YSK görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Anadolu Savcılığı da suç duyurusunda bulundu. Sorumlular ortaya çıkacak. (CHP çalmış olmuyor o halde) Gayet tabi. Orada partiden görevliler de var.

Sandık görevlilerini belirleyen ilçe seçim kurulları, ilçe seçim kurullarına verilen listeleri kaymakam yapıyor ama kaymakamların gönderdiği listeler kullanılmadı.

Öylesine garip durumlar var ki. İnsan hayrete düşüyor. Görevlendirilen sandık başkanları 96 tane CHP'nin üyesi. Katiyen olamaz. Resmi üye. Ayrıca 3 bin 389 sandık kurulu başkanı birinci derece akrabaları sandık kurulunda görev almış. Yasak tabii.

Daha başka bir sürü şey var. Yaklaşık 20 bin. 60 bin civarında görevlendirme var, bunun 3'te 1'i kanuna uygun olmayan. Kamudan ihraç edilen, görev almasında sakıncalı olmayanlar 42 bin. Geriye kalan 19 bin 742 sıkıntılı.

(Geçen seçimde de bunlar görev aldı deniyor) Denebilir. Bunun tespiti YSK'da. Biz bunu eşelemesek bunu yine bilemezdik. 

(Bu seçime şaibe getirir mi?) Tek başına getirmiyor. Şaibeyi getiren şu; Gerek şart ve yeter şart bir arada gerçekleşmesi gerekiyor. Bu söylediğim gerek şart. Bu olmadan olmuyor. Yanlış yapınca işi sakatlamış oluyorsun. Bu yanlış görevlendirilen insanların yaptığı işlemler sonuca müesser ise o zaman kanunsuzluk olmuştur. 

19 bin 700 küsür müracaat var. Seçim Kurulu bunların çoğunu dikkate almamış. Sadece 123 sandık belirlemiş. O 123 sandıktaki görevlilerin iş ve işlemlerine bakmış. 

(Bu işlemlerde kasıt mı var ihmal mi var? Sorumlusu kim?) Bunun kararını mahkeme verecek. Ben burada masum bir iş görmüyorum. Bilinçli yapılmış bir işlem var. Bunun belgelerini gösterebilirim.

Büyükşehir Belediyesinin oyu sayılıyor bize 77 oy eksik yazıldığı söyleniyor. Düzeltiliyor 146 olarak yazılıyor. Bu kadar iyi niyetli düşünelim de çuvala sığmayan bir mızrak var ortada. 

Kaydırma veya başkasına yazma veya eksik yazma... Ben iyi niyetli davranıyorum. Adres belli olmadığı için peşinen birisini suçlamıyorum. Yapılan işlem masum değil. Kim yaptır dersiniz onun cevabını vermek benim işim değil. Ama bunun organize bir iş olduğunu rakamlar söylüyor. 

Kartal 198 belediye başkanı, meclis 194 bana da 35 münasip görmüşler. Saydırmışız aynı çıkmış. Yani 163 oyumuz çalınmış.

Fark etmesek ne olurdu? Görevli görmedi, uyudu, bilemedi. Tamam hata yapmış olabilir, eyvallah. Bu hırsızlığı mübah mı gösterecek? Birisi girdi bir dükkana kasadan 100 bin TL'yi aldı çıktı, çıkarken fark ettiler döndü getirdi parayı yerine koydu. 'Ne var diyor, 100 bin eksikti şimdi 100 bin'ini getirdik koyduk' dese bunun adı hırsızlık olmayacak mı? Üstüne gidiyoruz tespit ediyoruz. Kısaca adamlar sağlam çalmış.

(Sağlam çalmışlar derken CHP'yi mi işaret ediyorsunuz?) Eğer bu işe kim tepki veriyorsa, alınganlık yapıyorsa adres orasıdır. Ben isim vermiyorum, olayı anlatıyorum. Biz oy çalınmasını hırsızlığı tespit ettik. Oyların bir kısmını kurtardık, diğer kısmını kurtarmaya CHP engel oldu. CHP neden engel oldu? Engel olduklarına göre bir bildikleri var. Ben de bu kadar söylüyorum. Endişeleri yok idiyse o zaman bu şaibeleri bir ithamları ortadan kaldırmanın en güzel yolu oyların tümünün sayılmasıydı. Buna neden engel oldunuz?

Vatandaş oyunu vermiş. CHP'li seçmen de AK Partili de Saadet Partili de Vatan Partili de... Oy verenlerin suçu yok. Oy verdi geldi evine. Ondan sonra yapılan işlemleri yapanlar bu işin sorumlusudur. Onu söylemeye çalışıyorum.

(İmamoğlu'nun "Şu mübarek Ramazan ayında bile yalanla ve iftirayla konuşanları Allah’a havale ediyorum. Bakan olursun, Başbakan olursun, TBMM Başkanı olursun ama..." mesajı üzerine) Bizim güzel bir sözümüz vardır: Üslub-ı Beyan ayniyle insan.

İptal oylarını saydılar. Amblemin üzerine basmış, geçersiz sayılmış. Bakıyorlar bu oy geçerli olması lazım. Sandık başkanı 'oylama yapacağım' diyor. 4 tanesi geçersiz diyor, bizim adam geçerli diyor. Ve geçersize atılıyor. Burada ne dümen döndüğünü anlatmaya çalışıyorum. 

Tahminimi söylüyorum... Şöyle olmuş; Biz başlarken öndeydik. Kampanya süresince yaklaştı birbirine. Yaklaşınca bu sefer alınan oyların önemi arttı. Şöyle şikayetler geldi bana seçim esnasında; "Başkanım bize oy pusulası iki tane verildi." Ben bunu arıyorum, "Yahu olmaz öyle şey" filan... Bir tanesi de farkediyor... Dönüyor "Bana bir oy pusulası eksik verildi" diyor, "Bitti" diyorlar. Büyükşehir pusulasını eksik veriyor. Her sandıkta bir tane yapsa 31 bin küsur oy yapar. 

(Sandık kurullarında problem varsa neden ilçeleri iptal edilmedi?) YSK, gerekçeli geniş kararını yayınlamadı. Ara karar yayınladı. Gerekçeli kararda bahsettiğim hususlara yer verecektir. Bir an önce versin artık canım, millet bekliyor. Biz biliyoruz ama kamuoyu açısından diyorsanız, her partinin temsilcisi YSK'da. Oy kullanamıyorlar ama oradaki müzakereleri, değerlendirmeler biliniyor. Herkes biliyor. 

Seçim Kanunu sandık başkanları konusunda ne diyor?

Sandık kurulu başkanının belirlenmesi

(1) Madde 22 - (Değişik: 13/3/2018-7102/3 md.) İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler. Sandık kurulu başkanının göreve gelmemesi halinde, kamu görevlileri arasından belirlenen üye, bu üyenin de bulunmaması durumunda en yaşlı üye kurula başkanlık eder.

Sandık kurulu üyelikleri

Madde 23 – (Değişik: 17/5/1979-2234/1 md.) Sandık kurulu üyelikleri aşağıdaki şekilde belli edilir: İlçe seçim kurulu başkanı, o seçim çevresinde seçime katılan ve ilçede teşkilatı bulunan siyasi partilerden, son milletvekili genel seçiminde o ilçede en çok oy almış olan beş partiye, her sandık için birer asıl ve birer yedek üye adını beş gün içinde bildirmelerini tebliğ eder. Bu yoldan tespit edilen sandık kurulu üye sayısı beşten az olduğu takdirde, eksik kalan üyelikler, aynı şartları taşıyan diğer siyasi partilerden, aldıkları oyların büyüklük sırasına göre, aynı usulle tamamlanır. Oylarda eşitlik halinde ad çekilir. Yukarıdaki hükümlerin uygulanmasına rağmen beş asıl ve beş yedek üyenin tümü belirlenemediği takdirde, o ilçede seçime katılan ve teşkilatı bulunan diğer siyasi partiler arasında ad çekilir. Ad çekmedeki sıraya göre, adı çıkan, eksik üyelik sayısı kadar siyasi partinin yukarıda yazılan usulle bildireceği kimseler, sandık kurulu üyesi olur.

(Değişik altıncı fıkra: 13/3/2018-7102/4 md.) İlçe seçim kurulu başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce, 22’nci maddenin birinci fıkrası uyarınca bildirilen listeden sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyenler arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler

Yukarıdaki fıkralar gereğince belirlenen sandık kurulu asıl üyelerinden göreve gelmeyenin yerine, öncelikle, gelmeyen üyenin yedeği alınır. Sandık kurulu başkan ve üyelikleri için ad çekme işlemleri, ilçe seçim kurulu huzurunda, bu kurulun başkanı tarafından yapılır. Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimselerden doldurulur.