İşte o yazı;
''Sağlam kemiklere sahip olmanın birinci şartı yürüyüş, spor yapmaktır. Kemiklerinize “onlara ihtiyaçınızı olduğunu” hissetirmeniz gerekir. Peki, ikinci şartı nedir? Sokaktaki insan bu soruya “süt içmek, yoğurt yemek” cevabını verir. Oysa çalışmalar, kalça kırıklarının süt/yoğurt tüketimi fazla olan toplumlarda daha fazla olduğunu gösteriyor. 12 yıl süren “Harvard Nurses’ Health Study” araştırmasında 34-59 yaşları arasında 77.761 kadın takip edilmiş, süt ürünlerini fazla tüketenlerde az tüketenlere göre daha çok kalça kırığı görülmüştür (1). Sağlam kemiklere sahip olmanın ikinci şartı: bitkisel beslenmektir. Bitkilerde kemiklerimizin sağlamlığı için ihtiyaç duyduğumuz başta kalsiyum olmak üzere tüm mineraller fazlasıyla vardır. Kalsiyum deyince marul ve ıspanağın akla gelmemesinin nedeni, arkada güçlü bir “marul üreticileri birliği” olmamasıdır. (Amerikan Süt Üreticileri Birliğinin yıllık cirosu 50 milyar dolardır ve her yıl bütçelerinin 206 milyon dolarını reklama ayırırlar.) Geçen ay Journal of Bone and Mineral Research dergisinde yayınlanan bir araştırma kalça kırığını engellemenin yolunun günde beş porsiyon sebze meyve tüketmekten geçtiğini gösterdi (2). 75.591 kişi beslenme alışkanlıklarına göre gruplara ayrılarak 14 yıl süreyle takip ediliyor. 3644 kişide kalça kırığı ortaya çıkıyor. Günde beş porsiyon ve üzerinde sebze meyve tüketenlerde kalça kırığı görülme şansı günde bir porsiyon ve altında meyve sebze tüketenlere göre % 88 daha az bulunuyor. Meyve sebze tüketimi günde bir porsiyondan yukarı doğru arttıkça kalça kırığı riski azalıyor ancak günde beş porsiyona gelindiğinde bir plato oluşuyor, bir başka deyimle beş porsiyondan daha fazla tüketim -kalça krizini engelleme açısından- ekstra bir yarar göstermiyor. Sonuç olarak kemiklerinizin erimesini istemiyorsanız: SİGARA İÇMEYİN, YÜRÜYÜN, VEGAN OLUN YETER...''