'Boğularak yaşamak istemiyorum, lütfen beni entübe edin' diyen hastam oldu'

Koronavirüs salgınıyla mücadelede Erzurum Şehir Hastanesi'nde enfeksiyon ve ara yoğun bakım servisinde hastaları iyileştirmek için çalışan doktor çift, yaşadıklarını anlattı.
'Boğularak yaşamak istemiyorum, lütfen beni entübe edin' diyen hastam oldu'
2020-09-21 15:46:30   Mettre à jour: 2020-09-21 15:46:30    

Erzurum'da pandemi hastanesi olarak hizmet veren Şehir Hastanesi'nde görevli doktor Kerget, Buradaki hastalar boğularak yaşıyor, akciğerlerindeki tutulmadan dolayı oksijen açlığı çekiyor. Eşini dışarı çıkartıp 'boğularak yaşamak istemiyorum, lütfen beni entübe edin' diyen hastam oldu, öleceğini biliyordu, entübe olduktan sonra vefat etti dedi.

Koronavirüs salgınıyla mücadelede Erzurum Şehir Hastanesi'nde enfeksiyon ve ara yoğun bakım servisinde hastaları iyileştirmek için çalışan doktor çift, yaşadıklarını anlattı.

Pandemi hastanesi olarak hizmet veren Şehir Hastanesi'nde enfeksiyon doktoru olan Ferhan Kerget ile Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nde çalışırken Şehir Hastanesi'nin ara yoğun bakım servisinde görevlendirilen eşi Dr. Öğr. Üyesi Buğra Kerget, hastaları hayata bağlamak için ter döküyor.

Dr. Buğra Kerget, AA'ya yaptığı açıklamada, enfeksiyon doktoru eşi ile pandemi döneminden itibaren Kovid-19 ile mücadelede görev yaptığını söyledi.

Ara yoğun bakımda entübe durumda olmayan ağır düzeydeki akciğer tutulumu olan hastaların tedavisini yaptıklarını anlatan Kerget, Hastalara hem immün sistemlerini güçlendirici hem de virüsle mücadelede destekleyici tedaviler uyguluyoruz dedi.

Kerget, şehirler arası ulaşımın açılmasıyla kente göçün yoğun olduğunu ve bu sebeple vaka sayılarında ciddi artış yaşandığını kaydetti.

'Altı aydır yakınlarımızı göremiyoruz'

Kovid-19 ile mücadelede karşılaştıkları zorluğu anlatan Kerget, Çocuğumuzu sevemediğimiz zamanlar oldu, rahatça göremiyoruz. Uzun süredir arkadaşlarımla çay, kahve içtiğimiz yok. Altı aydır yakınlarımızı göremiyoruz. Evimizde korunarak yaşıyoruz. Sağlıkçılar olarak bu mücadelede bu kadar özen gösterirken insanların rahatça kafelerde ve çeşitli mekanlarda maskesiz, sosyal mesafeden uzak şekilde çayını, kahvesini içerek bulaşı gözardı etmesi bizi yoruyor ve demoralize olmamıza neden oluyor diye konuştu.

Kerget, halktan sağlık ordusunun aylardır çektiği sıkıntıları bilerek yaşamlarını sürdürmelerini istedi. Salgın döneminde tanık olduğu dramatik olayları anlatan Kerget, şöyle devam etti:

Bizi tüketen ruhsal boyut, o da hastalarla yaşadığımız trajik hikayeler. Buradaki hastalar boğularak yaşıyor, akciğerlerindeki yoğun tutulmadan dolayı oksijen açlığı çekiyor. Eşini dışarı çıkartıp 'boğularak yaşamak istemiyorum, lütfen beni entübe edin' diyen hastam oldu çünkü öleceğini biliyordu, hasta entübe olduktan sonra vefat etti. İnsanların annesi, babası ve sevdiklerinin bu gibi manzarayla karşılaşmalarını istemem. Burada 30 yaşında da 60 yaşında da hasta var.

Kerget, hastaları solunum cihazına bağladıktan sonra hayata döndürmenin zor olduğuna dikkati çekerek, ara yoğun bakımda geçirilen 20 günün hasta ve yakınlarının ömründen 20 yıl geçmiş gibi zor ve meşakkatli olduğunu aktardı.

İnsanlardan tedbirlere uymalarını isteyen Kerget, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyanlarda hastalığın bulaştığını pek görmediğini kaydetti.

'100-200 yılda bir görülecek pandemiyle karşı karşıyayız'

Kerget, sözlerini şöyle tamamladı:

Burada hastalarımızı 15-20 gün boyunca yüz üstü yatar pozisyonda solunum cihazına bağlıyor, yüksek düzeyde basınç vermek için maskeler kullandırıyoruz. Maskeler hastaların yüzünde yaralar oluşturuyor, buradan çıkanların yüzlerinde acı hatıralar oluyor. Burası gri alan dediğimiz nokta, burada hastaları ya hayata döndürüyoruz ya da solunum cihazına bağlamak üzere yoğun bakıma gönderiyoruz. Çok şükür bu zaman kadar hastamızdan çoğunu evine taburcu ettik. Belki 100-200 yılda bir görülecek pandemiyle karşı karşıyayız, bu hastalığın seyrini kestiremiyoruz. Kovid-19 zengin fakir, genç yaşlı ayırt etmiyor ve acımasızca davranıyor. Burada yaşam ile ölüm arasındaki gri alandayız.

Dr. Ferhan Kerget de Kovid-19 sürecinin çok sıkıntılı geçtiğini belirterek İşi bırakmak istediğimiz ve tükendiğimiz çok anlar oldu ama hastaların durumunu görünce vazgeçtik. Bizi en çok insanların sanki dışarıda çok normal hayat varmış gibi hayatlarına devam etmesi ve Kovid-19'un sadece hastanedeymiş gibi davranması sıkıntıya koyuyor. Bunlar moral bozukluğuna ve şevkimizin kırılmasına sebep oluyor dedi.

'Çocuğunuza sarılamamak, öpmemek çok zor'

Servisteki hastaların çoğunun Kovid-19'u başlarına gelmeden anlamadıklarını söylediklerini dile getiren Ferhan Kerget, aile bireylerine ve sevdiklerine Kovid-19'u bulaştırma endişesinden dolayı onlarla görüşmediklerini ifade ederek şunları söyledi:

Kreşler ve bakımevleri kapalıydı, 5 yaşındaki çocuğumuza bakacak kimse olmadı, çocuğu bırakacak yer de bulamadık. Dışarıdaki akrabalarımızdan destek aldık. Bunlar bizi gerçekten çok sıkıntıya koydu. Eşimin ailesinin de yaşlı ve kronik hastalığı olduğu için onlarla da görüşemedik. Eşimle de görüşemediğimiz günler oldu. Bu dönemde çocuğunuza sarılamamak, öpmemek çok zor. Birlikte yemek yerken bile tedirginlik yaşamak gerçekten psikolojik olarak yıpratan süreç oldu.

'Sabah vizitte iyi durumda gördüğünüz 40 yaşındaki hastayı aynı gün kaybedebiliyoruz'

Kovid-19 ile mücadelede çoğu gün eşinden ve çocuğundan ayrı kaldığını ifade eden Kerget, tüm zorluklara rağmen bu süreçte tedavi sonucu hastalıktan kurtulan her hastanın kendilerini son derece mutlu ve motive ettiğini vurguladı.

Kerget, sağlık personelinden moralini iyi tutmasını isteyerek Çok dramatik sahnelerle karşılaşıyoruz. Sabah vizitte çok iyi durumda gördüğünüz 40 yaşındaki hastayı aynı gün bir vakit kaybedebiliyoruz. Bu virüs çok kötü seyrediyor. Kim moralden düşüyor ve depresyona giriyorsa onların da hastalandığını görüyoruz. Moral çok önemli, tüm sağlıkçıların virüs teması var. Bu virüs bağışıklık sistemi çöktüğünde bizi etkiliyor dedi.