Prof. Dr. Ceyhan, şöyle konuştu:
Şu yanılgıdan kurtulmamız lazım; hastalık istenilen düzeyde bağışıklık sağlamıyor. ‘Ben hastalık geçirdim’ deyip buna güvenmeyin. Bizim çok yatan hastalarımız içinde 3’üncü defa enfeksiyon geçirenler var.
Mutant virüs bazı şeyleri de şüphe ile karşılamamıza neden oldu, bildiğimizi sandığımız şeyleri. Bunlardan bir tanesi de geçirilen hastalığın 6 ay koruması.
Hastanemizde hastalıktan 2 ay sonra tekrar hastalık geçiren kişiler var. ‘Şu kadarı hastalık ile bağışıklık kazanır, şu kadarını da ben aşılarım’ diye hesap yaparsak; Hindistan bunu yaptı, büyük bir patlama yaşadı.
Aşı ve tedbiri birlikte yürütmeden vaka sayısının azalması mümkün değil. Biz ‘6 ay bekleyin’ diye söylüyorduk, mutant virüs ile ortaya çıkan vakalarda daha erken hastalanmalar olduğunu görüyoruz; aşıyı da belki 6 ay sonra değil, daha erken sürede yapmamız gerekecek.
Aşı kararsızlığının tedbiri alınmalıydı”
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, tedbirler ile birlikte vaka sayılarında azalma yaşanıp yaşanamayacağına ilişkin olarak, Halkın kurallara ne kadar uyduğu önemli. Orada bir iyiye gitmeyi ben gözlemlemiyorum açıkçası. Aşılama hızımız ilk başta gayet iyiydi, şimdi günde 30 binlere kadar düştü, bu hızla devam ederse Türkiye’nin istediğimiz düzeyde aşılanması yıllar alır. Aşı kararsızlığını biz zaten bekliyorduk, bunun çok önceden tedbirinin alınması lazımdı” dedi.
Halkın önlemlere sarılması lazım”
Prof. Dr. Ceyhan, önlemlerin gevşetilmesi ile vakalarda büyük bir patlama yaşanabileceğine dikkat çekerek, Bu önlemler ile vaka sayısı azalıyor gibi çıkar ve önlemler kaldırılırsa eğer ya da halk gevşetirse önlemleri, bir süre içerisinde büyük bir patlama yaşayabileceğimizden korkarım. Bunlar daha sonra riski artıran yaklaşımlar. Biz günde 30 bin aşılama ile aşının etkisini gözlemleyemeyiz açıkçası. Önlemlerin daha sıkı olması lazım, halkın bu önlemlere daha sıkı sarılması lazım. Artık ucunda ışığın göründüğü tüneldeyiz. Ne kadar erken topumun yüzde 70-75’ini aşılayabilirsek o kadar çabuk kurtulacağız salgından” diye konuştu.