Dilipak yazısında, "Kızılay meydanında konser işini de organize ederdi. Yine o ayın en popüler sanatçısı ve eserlerinden oluşurdu bu konserler. Kızılay Meydanından ayran fiyatına süt ve portakal suyu da satılırdı. Belediye ölçeğinde oluyor da bu işler, ülke ölçeğinde zor oluyor. Hele bürokratlar eliyle yapmaya çalışınca böyle oluyor işte. Bir çuval incir berbat ediliyor. Bu soğan patates işinin tartışması daha epey süreceğe benziyor. Üreticiden alınıp dar gelirliye bedava verilince, yardım alamayan yoksul ve pazardan normal fiyata soğan patates bulamayan alt gelir grubundaki insanların sesi daha çok çıkacak. Hele bir de dağıtımda adaletsizlik ya da bazı yerlere çok gitti ve bazı bölgeler yardım alamadı ise, bu konu istismara açık olacak demektir. Independent Turkish’de 14 Nisan’da bir haber vardı. İklim değişikliği patates kıtlığına yol açabilirmiş." ifadesini kullandı.
Dilipak şunları kaydetti:
"Bu da talihsiz bir durum galiba. Öte yandan; patates sadece pazar ürünü değil kızartması, patates unu ve daha birçok sektörde temel bir ürün. Soğan ve patates özellikle Fast Food’a önemli bir ürün. Bu geni ile oynanmış patates ve soğan ziraatı hem insan hem de toprak sağlığı açısından ciddi bir sorun. Her Ramazan birileri İftar şovu, birileri yardım şovu yapıyordu. Mesele gizli ya da açık yapmak değil, işi şova dönüştürmek. O ekmek yardımında birbirini ezen insan görüntüleri hafızalardan silinmedi. Ramazan çadırları bir başka alemdi. CHP’liler bile bu işe heveslendi, ama sanatçıları yanlış seçtiler. Şimdi Ramazan için bir minibüsle gıda paketi işine soyundular. Bir kutu getiriliyor içinde makarna, bulgur, yağ, paket süt vesaire! Göstere göstere! Bu işler artık kabak tadı vermeye başladı. Olmuyor!"