Adını Feriha Koydum dizisiyle bir gecede yıldızı parladı. Şimdi ekranda ikinci sınavında. 23 yaşındaki Çağatay Ulusoy, samimi açıklamalar yaptı..İşte o röportajın bir kısmı;
Türkiye sizi Best Model yarışmasıyla tanıdı. Öncesinde nasıl bir hayatınız vardı?
- Bosna Hersek göçmeniyiz. İstanbul Avcılarda doğup büyüdüm. Annem ve babam memur emeklisi. Orta halli bir aileydik. 15 yaşında Atalay adında bir erkek kardeşim var. Benim sarışınım. Oyunculuğa hevesli ama çekingen bir çocuk.
Şöhret olma hayalleriniz çocuk yaşlarda mı başladı?
- Şöhret aklımdan geçmezdi. 12 yaşımda basketbola başladım. Basketbol antrenörü olmak istiyordum. Sonra şimdilerde dondurduğum İstanbul Üniversitesinde Sulama Sistemi ve Tasarımları okumaya başladım. Peyzaj mimarı olacaktım. Bir yandan da okulun basketbol takımına devam ediyordum.
Her şey yolundayken neden spor akademisine değil Best Modele girdiniz?
- Arkadaşlarım aklımı çeldi. Ama birinci olma hırsım yoktu. Zaten spor yapıyordum, sadece biraz daha fiziğimle ilgilendim. İlk beşe girebilirim derken birinci oldum.
Televizyon dünyası sizi podyumda mı keşfetti?
- Yarışmanın olduğu gece yapım şirketinin dikkatini çekmişim. Kutlama sonrası eve döndüğümde telefon geldi. Ertesi gün Adını Feriha Koydumun senaryosunu okudum ve denemek istedim. İlk iki gün çok gergindim. Düşünsene, televizyonda gördüğüm insanlar karşımdaydı. Sete alışma sürecinden sonra işten keyif almaya başladım. Bu iş benim mesleğim olur dedim.
Madem mesleğiniz olacak konservatuvara gitmeyi düşünmüyor musunuz?
- Bilmiyorum! Mesela tiyatro okuyorsun, yıllarca oyun sergiliyorsun, diziye girmek istiyorsun ama şansın yok. Fakat hiç bu işlerle alakası olmayan biri (kendini gösteriyor) başrol oynuyor. Bu yüzden bir ön yargıyla karşılaşabilirim diye düşündüm. Aynı zamanda yer aldığım projeler devam ederken zamanım da olamıyor. Yalnız konservatuvara gitmesem de özel derslerle ve yurtiçi ve yurtdışındaki workshoplarla oyunculuğumu geliştiriyorum.
Anlattığınız her şey toz pembe görünüyor. Başrol oynayan, yakışıklı, iyi bir aileye sahip bir adam. Hiç mi hayatınızda dram yok?
- Duyduğum ne hikâyeler var. Eğer onların yanında benim bir dramım var dersem o hikâyelere büyük haksızlık etmiş olurum.
Yeni projenize gelirsek. Medcezirin uyarlandığı The O.Cnin takipçisi miydiniz?
- Birkaç kere izlemiştim. Proje geldiğinde hemen DVDlerini aldım. Biraz izledim ama karakterin etkisi altında kalmamak için bir kenara koydum.
COOL BİR TARAFIM VAR
Törkiş Ryanımız olmaya hazır mısınız?
- Ben Yaman olacağım. Uzun süreden beri karakteri psikolojik taraflarıyla çok detaylı çalıştım. Bu yüzden bana hep Yamanmışım gibi geliyor.
Hayatımıza giren ve uzun sürede çıkmayacak gibi duran Yaman sizin gözünüzden nasıl biri?
- Daha önce canlandırdığım Emirden çok farklı. Yamanın bir yükseliş hikâyesi var. Babasız büyümüş. Annesi pavyonda şarkı söylüyor ve ikinci bir evlilik yapıyor. Problem çıkaran abisini kendine rol model alıyor. Hayatı avukatıyla karşılaşmasıyla birlikte değişiyor.
Yamanda kendinizden bulduğunuz bir şeyler var mı?
- Hareketlerimiz sanırım. Rahatlığı ve cool duruşu bana benziyor olabilir.
Sırrım at kuyruğu
Gelelim çok konuşulan yedi kilo verme hikâyesine. Mısır püskülü, kiraz sapı ve avokado yağıyla zayıfladığınız doğru mu?
- Bu eksik bilgi. Malzemeler arasında bir de at kuyruğu var. Gerçek at kuyruğu değil canım. Bu bir bitki. Hepsini kaynatıyorsun. Soğuk ya da sıcak olarak bir şişeye doldurup içiyorsun. Ödem atmaya yarıyor. Bunun yanında üç ay pilates yaptım. Kaslarım iriydi, pilates sayesinde şimdi daha ince ve uzunlar.
Hayatınızda şimdi biri var mı?
- Bir senedir yok. Çok klişe gelebilir ama beş aydır bu proje için aralıksız çalışıyorum ve konsantrasyonum tamamen iş üzerine.