ÖMER ÇELİK - Çelik: Kim 'saray rejimi' diyorsa demokrasiyi felç etme örgütünün üyesi olduğunu itiraf etmiş oluyor

ÖMER ÇELİK - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Kim 'saray rejimi' diyorsa bilin ki aslında demokrasiyi felç etme örgütünün üyesi olduğunu itiraf etmiş oluyor" dedi.
Çelik: Kim 'saray rejimi' diyorsa demokrasiyi felç etme örgütünün üyesi olduğunu itiraf etmiş oluyor
2020-05-01 05:03:53   Güncelleme: 2020-05-01 05:03:53    

A Haber canlı yayınına bağlanan Çelik'e, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun açıklamaları ile sosyal medya hesabında kullandığı "demokrasiyi felç etme örgütü" ifadesine ilişkin değerlendirmeleri soruldu.

Çelik, yeni tip koronavirüs sürecinden önce sistematik şekilde vesayet ve antidemokratik gelişmelere ilişkin imaların arka arkaya geldiğini ifade ederek, siyasi tecrübelerinin, bunları tespite ve teşhise yettiğini çünkü iktidara geldiklerinden beri bunlarla uğraştıklarını söyledi.  

Ömer Çelik, şöyle konuştu:

"Bunlar hiçbir zaman milletten iktidar alma gayreti peşinde olmazlar. Sürekli olarak milletten iktidar almış olanların faaliyetlerini aksatmak, felç etmek çabasına girerler. Geçmişte bunu askeri vesayet yoluyla yapıyorlardı. Daha sonra yargı vesayetini devreye sokuyorlardı. Çok iyi hatırlarım AK Parti iktidarlarının ilk dönemlerinde, Mecliste bir grup başkanvekilleri, 'Biz istesek de bu Meclisi açık tutamayabiliriz' demişti. Bu uyarının benzeri Menderes ve arkadaşlarına yapılmıştı. Yüce Mecliste bu tekrar edilmişti. Daha sonrasında bunların hukukçu bir milletvekili, profesördü, asker darbe yapmıyor diye askerin kağıttan kaplan olduğunu söylemişti. Yani bir hukukçunun gözünde darbe yapmayan asker, muteber asker anlamına gelmiyordu. Bu şekilde kışkırtma içindeydiler. Bunu sık sık yapıyorlar. Geçmişte hatırlıyorum, dış politikadan eğitime kadar her konuyu rejim meselesi haline getirirlerdi. Bu demokrasiyi felç etme örgütü dediğim zihniyetin, yani 'Yassıada zihniyetinin' Türkiye'de demokrasiyi felç etmek için kullandığı metodlardır."

Çelik, söz konusu zihniyetin siyasi sistemle ilgili her türlü normal demokratik tartışmayı, rejim tartışmasına dönüştürdüğünü ifade ederek, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinde de bunu rejim krizine çevirmeye çalıştıklarını ifade etti.

TBMM'de tarım politikası konuşulurken de rejim tartışması açılmaya çalışıldığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

"Şimdi 'saray rejimi' diyerek, seçilmiş cumhurbaşkanlığı makamıyla kavga ediyor görüntüsü altında milletle kavga ediyorlar. Bu grup başkanvekilleri olan şahıs, il başkanları olan şahıs aleni bir şekilde vesayet çağrısı yaptığı halde maalesef en üst yöneticilerinden en aşağısına kadar bunu onaylayan bir tabloyla karşı karşıyayız. Yani burası, bu demokrasiyi felç etme örgütü dediğimiz zihniyetin bütün unsurlarını gözetiyor. Bunu böyle herhangi bir klasik örgüt, başı şöyle, sonu böyle diye düşünürsek bu meseleyi çok indirgemiş oluruz. Bu yaygın bir zihniyet."

'Bürokrasiyi kendi tekelci zihniyetlerinin kölesi haline getirmeye çalışıyorlar'

Çelik, geçmişte 367 kararını çıkaranların, AK Parti'ye kapatma davası açanların, 27 Nisan'da muhtıra vermeye çalışanların da aynı zihniyetin içinde olduklarını kaydetti.

"Bu şahıslar demokrasiyi felç etme örgütü üyeleri olarak bu şekilde konuşuyorlar" ifadesini kullanan Çelik, şöyle devam etti:

"Rejim krizi çıkarmaya çalıştıklarını görüyoruz. Asıl yapmaya çalıştıkları şey her zaman olduğu gibi kendilerini devletin sahibi olarak görüp, devlet bürokrasisini tehdit ederek kontrol altına almaya çalışıyorlar. Devlet bürokrasisini kendi tekelci zihniyetlerinin kölesi, tebaası haline getirmeye çalışıyorlar. Biz bu vesayet meddahlığını siyasi hayatımız boyunca çok gördük. Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti'nin mücadelesinin omurgası, bu demokrasiyi felç etme örgütünü milli irade adına mağlup etmedir. Cumhurbaşkanımıza belediye başkanıyken verilen yasaklarda da 367 kararında da AK Parti'ye açılan kapatma davasında da gördük. Şimdi yine aynı şeyleri yapmaya çalışıyorlar. 27 Nisan'da asker adına birtakım bürokratların muhtıra teşebbüsünde de aynı şeyi gördük. Ama her seferinde AK Parti sağlam durarak, bu vesayeti alt üst etti."

Çelik, siyasi tartışmayı nezaket içinde götürmeye çalıştıklarını, siyasi argümanlara siyasi argümanlarla cevap verdiklerini söyleyerek, "Ama söz konusu olan bu darbe çağrısı, bu vesayet çağrısı bambaşka bir manaya geliyor. Bu milletimizin tehdit edilmesidir. Böyle bir durumda AK Parti'nin yapacağı tek şey şudur: Milletimizi tehdit edenlere karşı AK Parti dimdik ayaktadır, milleti tehdit edenlere, millete meydan okuyanlara, milli iradeye meydan okuyanlara AK Parti meydan okur. Bu bedeli ödeye ödeye geldik." diye konuştu.

Milletin demokrasi için çok büyük bedel ödediğini, başbakanını ve bakanlarını şehit verdiğini, yakın zamandaki 15 Temmuz'da da direndiğini ifade eden Çelik, "milletin, vesayet çağrısıyla, darbe çağrısıyla, askeriyede, yargıda kışkırtma oluşturulmasıyla istikametinden sapmayacağını" belirtti.

'Kim 'saray rejimi' diyorsa...'

Söz konusu zihniyetin eskiden çok kolay şekilde birtakım askeri bürokratları manipüle ettiklerini belirten Çelik, "Şimdi TSK'nın, emniyet güçlerimizin, jandarmamızın demokrasiye gönülden bağlı olması, demokratik rejime bağlı olması bunlar için büyük kabustur. Bunlar isterler ki silahlı güçleri istedikleri gibi manipüle edebilsinler." dedi.

Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunlar yine rejim kışkırtıcılığından bahsediyorlar. Bir kod vermek isterim. Kim 'saray rejimi' diyorsa bilin ki aslında demokrasiyi felç etme örgütünün üyesi olduğunu itiraf etmiş oluyor. Kaç gündür dikkatle izliyoruz, nezaketle uyarıyoruz. Bakın bunlar antidemokratik sözlerdir, bu yaklaşımların içine girmeyin diyoruz. Ama millete meydan okumaya devam ediyorlar. Onlar millete meydan okuma cüretini gösteriyorsa millete meydan okuyanların karşısında da onlara meydan okuyacak AK Parti dimdik ayaktadır, Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır."