CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan tarafından hazırlanan araştırma önergesinde, iktidarın istediği gibi şekillendirdiği sosyal medyanın ifade ve düşünce hürriyeti bağlamında yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtilerek sahte hesapların ortaya çıkarılması, nefret söyleminin önüne geçebilecek düzenlemelerin belirlenebilmesi gerektiği vurgulandı.
Sputnik’in haberine göre, Doğan ve 30 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı'na verilen araştırma önergesinde; sosyal medyanın tüm dünyada ve Türkiye'de giderek yaygın bir şekilde kullanıldığı ve düşünce ve ifade hürriyeti bakımından önemine dikkat çekildi. Sosyal medyanın iktidarın kendisine göre şekillendirdiği bir alan haline geldiği belirtilen önergede, "Muhalif paylaşımlarda bulunan kullanıcılar, kolluk güçleri marifetiyle tespit edilip cezalara çarptırılmaktadır. Bu aynı zamanda muhalif düşünceleri paylaşan kişilerde korku ve tedirginliğe neden olmaktadır" dendi.
Önergede, kamuoyunda ‘AKtrol' olarak bilinen sahte hesaplarla toplumun tercihleri ve yönelimlerinin iktidarın istediği gibi şekillendirilmeye çalışıldığına ifade edilerek bu hesaplar üzerinden azınlıkların ve muhalif siyasetçilerin ‘sosyal lince' uğratıldıkları ve tehdit edildikleri vurgulandı. "Bu hesaplar kimler tarafından kullanılmaktadır? Bu kullanıcılar hangi kurumlar tarafından istihdam edilmektedir?" sorularının yer aldığı önergede, şu görüşlere yer verildi:
Terör saldırıları başta olmak üzere iktidarın yoğun olarak eleştiriye uğradığı dönemlerde sosyal medyaya hiçbir yargı kararı olmadan sınırlama getirilmektedir. Yasadışı bir şekilde iktidar tarafından sosyal medya sitelerine baskılar yapıldığı ve yayın yapılan bant aralığının daraltıldığı gözlenmektedir.
Sosyal medya, iktidarın antidemokratik uygulamaları ve baskısı sonucu Türkiye'de giderek ifade, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün önünde büyük bir engel olmaya başlamış durumdadır. Nefret söylemi giderek artmakta ve azınlıklar ile dezavantajlı gruplar tedirgin olmaktadır. Muhalif siyasetçiler ‘sosyal lince' tabi tutulmakta ve tüm bunlara ilişkin hiçbir yasal yaptırıma gidilmemektedir. Tüm bu sorunların TBMM bünyesinde araştırılması gerekmektedir.