Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bugün gerçekleştirdiği toplantıda, yüzde 45 olan politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 50’ye çıkardı.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, PPK’nın duyurduğu faiz kararına tepki gösterdi. Genç, ekonominin güvenin, adaletin sağlandığı, talanın ve israfın olmadığı bir yönetim anlayışı ile düzeleceğini belirtti. Genç, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
Ekonomiyi alt üst eden iktidar, şimdi dar gelirlinin kemerini daha da sıkıyor. Genel seçim sonrası Nas’ı unutup faizleri artırmaya başladılar. Yüzde 45 yetmedi şimdi daha da artırmaya devam ediyorlar. Dar gelirliyi düşünen yok. Geçim derdinde olan milyonların kredi kartlarına göz dikenler, enflasyonu düşürmek için kredi kartları ve kredili mevduat hesaplarının faizlerini artırmaya başladılar. Halk pazarda bile kredi kartı kullanacak duruma geldi.
Ekonomideki dağılmışlığı, ‘acı reçete’ ile toparlamak istiyor
Kur korumalı mevduatın (KKM) geçtiğimiz yıl ülkeye maliyeti 152 milyar lira oldu. Piyasaları bozmadan KKM’den çıkacaklarını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikası ne enflasyonun ne de döviz kurlarının artışına engel olamadı. Ekonomideki dağılmışlığı, ‘acı reçete’ ile toparlamak istiyor.
Bütçe, şubat ayında 153,8 milyar TL açık verdi
KKM hesaplarına, garanti ödemeli köprü, yol ve hastanelere ödenen paralar yüzünden boşalan Hazineyi, halka kestiği vergilerle doldurmaya çalışıyor ancak vergilerdeki devasa artışa rağmen bütçe, şubat ayında 153,8 milyar TL açık verdi.
İktidar, yerel seçim öncesi sessizliğini koruyor
Halkı yoksullukla baş başa bırakanlar, uyguladıkları yanlış politikaların sonuçlarını yine halka kesiyorlar. Gerçeklikten uzak bu ekonomi politikalarına, halka yüklenen vergi yüküne seçim sonrası devam edeceğinin sinyalini veren iktidar, yerel seçim öncesi sessizliğini koruyor.
Ekonomiyi düzeltmenin yolu uçuk, halkın yaşadığı gerçeklikten uzak ekonomi politikaları değil
Ekonomiyi düzeltmenin yolu uçuk, halkın yaşadığı gerçeklikten uzak ekonomi politikaları değil; güvenin, adaletin sağlandığı, talanın ve israfın olmadığı bir yönetim anlayışından geçiyor. Ne yerli ne de yabancı sermayeye güven vermeyen, sadece kendine yakın olan bir kesimi zengin etmeye yönelik bu anlayış ekonomiyi düzeltemez.”