Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, İstanbul’un Tuzla ilçesi Orhanlı beldesi eski Belediye Başkanı Cemil Ekşi ile birlikte tutuklanan 7 kişi, Mayıs 2012’de sahte faturalarla kırtasiye alımı yapılmış gibi göstererek, Orhanlı Belediyesini yaklaşık 2 milyon lira zarara uğrattığı iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, ancak ilk duruşmada tahliye edilmişti.
Kırtasiye malzemelerini öğrencilere dağıtan Ekşi, suçlamaların ardından yaptığı açıklamada, Otuz bin lirayla kırtasiye malzemesinde yolsuzluk yaptığım söyleniyor. Ben değil otuz bin lira; milyar da olsa yolsuzluk yapmam, yetimin hakkını yemem, kimseye de yedirtmem.” açıklamasını yapmıştı.
8 yıl 3 ay hapis cezası
Cemil Ekşi’nin Tuzla Belediyesi Başkanlığı aday adaylığını açıklamasından kısa bir süre sonra sonuçlandı. Buna göre Ekşi’ye 8 yıl 3 ay 30 gün hapis cezası verildiği öğrenildi. Sonuçlanan dava ile ilgili Cemil Ekşi’nin itiraz hakkı bulunuyor.
Cemil Ekşi yaptığı açıklamada, adaylık sürecini başlatmasının ardından cezaevine gireceğini söyleyerek Aklıselim herkes, benim bu suçu işlemeyeceğime zaten kanaat getirecektir. Şahsıma verilen bahse konu hüküm; hakkaniyete ve vicdani kanaatlere aykırıdır. Elbet ki; şahsıma verilen böylesine bir karar sebepsiz değildir. Hele ki; Tuzla’da yapılan seçim anketlerinde ve söylemlerde ismimin yüksek seslerle söylenmesi, toplumun sesine kayıtsız kalmamak için yaptığım Tuzla Belediye Başkanlığı aday adaylığı müracaatı, yıllardır açıklanması beklenen dosyanın akıbetini hızlandırmış olabilir. Manidar olduğunu düşündüğüm husus şu ki; zamanlama” diye konuştu.
Ekşi’nin yazılı açıklaması ise şöyle:
Kıymetli Yol Arkadaşlarım, Değerli Dostlarım,
İstanbul’da kazanılacak her bir oyun Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri için kritik öneme sahip olduğu bir noktada, iki dönem Orhanlı Belediye Başkanlığı yapan bir kardeşiniz olarak dostlarımızın bizleri göreve çağırmasıyla, önümüzdeki 2024 yerel seçimlerinde Tuzla Belediye Başkanlığı görevine aday adaylığımızı açıkladık.
Ancak uzun yıllardan beri süregelen hakkımızda açılmış bir dosyanın adaylık başvurumuzun hemen ardından karara bağlandığını öğrenmiş bulunmaktayız.
Dosyanın içeriğini bilen veya bilebilecek konumda olan herkes, şahsımın bu suçu işlemeyeceğine zaten kanaat getirecektir. Kaldı ki; dosyanın soruşturma aşaması da dahil olmak üzere; şahsıma sunulan hiç bir etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmadım. İşlemediğimiz bir suçu kabul edip inzivaya çekilmek yerine, sonuna kadar hukuki mücadelemizi sürdürdük.
Geçmişten gelen ve tüm itirazlarımıza rağmen suçsuzluğumuzu ispatlayamadığımız bir dava dosyası dolayısıyla kısa bir süreliğine aranızda bulunamayacağım. Bugüne kadar doğru olduğuna inandığını savunan, doğrularının arkasında durduğu gibi yanlışlarının da arkasında duracak yürekliliğe sahip bir kardeşiniz, adaleti savunan bir yoldaşınız, her kesimden insanı kucaklayan bir dostunuz, geçmişte olduğu gibi bugün de devletimizin bekası için siyasi adımlar atmakta çekimser davranmayan bir başkanınız olarak; Medrese-i Yusufiye’de sabır sınavından geçeceğiz.
Bilinmesini isterim ki verilen karar her ne olursa olsun; yargı organlarımız ne karar verirlerse versinler, bizlere düşen her zaman devletimiz ve milletimizin yanında olmak, adaleti savunmak ve inancımızı hiç kaybetmemektedir.
En çok üzüldüğümüz ise sizlerle bir arada olamamak, dostlarımıza hasret kalmaktır.
Elbet bir gün tekrar görüşeceğiz.
Sabır ve selametle kalın.”