Cihaner: AKP seçim sandığında kaybettiğini savaş meydanında kazanmak istiyor!

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, operasyonları değerlendirdi.
Cihaner: AKP seçim sandığında kaybettiğini savaş meydanında kazanmak istiyor!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner operasyonlara yönelik yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Halkın iktidar yetkisini elinden aldığı AKP ve AKP için seçim çalışması yaparken halkın itibar etmediği bir Cumhurbaşkanı, bütün yetkisizlikleriyle Türkiye’yi kendi topraklarında bir iç savaşın eşiğine getirirken, geniş Ortadoğu coğrafyasını kana bulayacak, ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı belli olmayan bir savaşın fitilini ateşlemiş bulunuyor.
AKP hükümetinin son birkaç gün içinde yaptıkları IŞİD ve PKK mevzilerinin vurulması sınır ötesi geçici bir operasyon niyetinin çok ötesindedir. Halihazırda çelişkiler yumağı olan Ortadoğu coğrafyasındaki savaşın ülkemize sıçraması ve bölgenin topyekûn bir savaş alanına dönüşmesi riski yüksektir.
Bu durumu görmek için Suruç’da olanların ötesinde, büyük kentlerin meydanlarında uygulanan şiddete, gece yarısı operasyonları ile yapılan çok sayıda gözaltı ve yargısız infazlara bakmak yeterlidir. 13 yılın sonunda AKP, içerde ve dışarda savaş halinde bir ülke yaratmıştır. Bugün yaptıklarıyla AKP iktidarı geçtiği dönem Kürt sorunu ve Suriye’ye yönelik politikalarının tümüyle yanlış olduğunu itiraf etmektedir. Bugün mevzilerini vurduğu IŞİD’e uzun süredir silah ve benzeri desteğin sağlandığı belgelidir. Muhtemeldir ki IŞİD, AKP iktidarının temin ettiği silah ve mühimmatlarla Türkiye’ye ateş etmektedir. Kısaca dün Suriye politikasında müttefik olarak görülenler bugün askeri operasyonların hedefi haline getirilmiştir. Öte yandan, yine dün vurulan Kandil, geçtiğimiz dönem Çözüm süreci adı altında, AKP’nin Kürt hareketi ile görüşmelerinin önemi odaklarından birisiydi. Öcalan’ın mektupları güvenlik güçlerinin gözetiminde Kandil’e götürülmüş, Öcalan ve Kandil çözüm sürecinin en önemi aktörleri olarak kabul görmüştür. Dün barışın muhatabı olarak kabul edilenler bugün savaşın muhatabı haline getirilmiştir.
Erdoğan başta olmak üzere AKP seçkinleri seçim yenilgisini yolsuzluk, rüşvet, faşizan-otoriter yönetim tekniklerinde aramak yerine, çözüm sürecine fatura etmişlerdir. U dönüşünün gerçek nedeni budur. Başta HDP olmak üzere Kürt siyasal hareketinin ise seçim sandığında kazandığını savaş meydanında kaybetmemek konusunda duyarlılığını korumasını beklemek, barıştan yana herkesin hakkıdır. Uzun şiddet dönemi sonrasında, Kürt sorunu konusunda sağlanan en önemli gelişme son seçimlerde Türkiye’nin batısında da geniş halk kesimlerinin Kürt sorunun barışçıl, saydam ve emekten yana bir çözüme kavuşmasına destek verdiğini göstermesi olmuştur. Tekrar savaş ve şiddet ortamına dönülmesi her şeyden önce bu sorundan en fazla çekmiş Kürt halkına büyük bir haksızlık olacak, bu sorunun çözümüne yönelik ‘Batıdan’ uzatılan eli de boşa çıkaracaktır. En önemlisi de Gezi/Haziran direnişi ile ortaya çıkan barış dinamiğinin berhava edilmesi sonucunu doğuracaktır.     Demokratik ve parlamenter ortamda kendisini üretemeyen AKP, siyaseti bir savaş olarak yürütme kararını almış bulunuyor. Geçici hükümet statüsünü göz ardı ederek, koalisyon sürecinin “sakin” siyasi havasını kötüye kullanmaktadır.

    Yapılması gereken açıktır. Tüm savaş karşıtı güçlerin, şiddet sarmalına kapılmadan, en kısa sürede ve en geniş biçimde bir barış cephesi örmesi en acil siyasal görev olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye’de demokrasiye, kardeşliğe ve insanca yaşamaya inanan güçlerin bu yaşamsal görevi en iyi biçimde yerine getirecek birikimi vardır."