'Cihat bir Amerikan projesiydi'

Kabil İbn Sina Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Cevad Sultani, Kabulica Media’dan Gazeteci Arif Yakubi’nin Afganistan’ın sorunlarıyla ilgili sorularını cevapladı.
'Cihat bir Amerikan projesiydi'
2021-08-18 14:09:19   Güncelleme: 2021-08-18 14:09:19    

YDH Haber'in aktardığı röportajda Sultani'nin "Birincisi, cihat bir Amerikan projesiydi. Amerikan ve Arap projesiydi. Biz onların müdahaleleri sebebiyle öyle bir savaşa girdik ki 2 milyon insanımız öldü. Ülke viran oldu, ordu viran oldu, kurumlar viran oldu, yurt viran oldu" sözleri dikkat çekti.

Röportajın ilgili bölümü şöyle:

Dr. Cevad Sultani, Afganistan’daki sorunların kaynağının Amerika olduğuna dair sözlerine itiraz eden gazeteci Arif Yakubi’nin “Sizin bu söylediklerinizin aynısını Taliban da söylüyor?” diyerek eleştirmesi üzerine şu cevabı verdi:

“Olabilir, eğer Taliban da bu sözleri söylüyorsa doğru söylüyor. Taliban’ın söylediği her şey yanlıştır demenin bir anlamı yok. İzin verin açıklayayım:

Birincisi, cihat bir Amerikan projesiydi. Amerikan ve Arap projesiydi. Biz onların müdahaleleri sebebiyle biz öyle bir savaşa girdik ki 2 milyon insanımız öldü. Ülke viran oldu, ordu viran oldu, kurumlar viran oldu, yurt viran oldu. 

Ardından Amerika gelip Taliban’ı destekledi. Daha önce kendi projesi için ürettiği mücahit grupları zayıflatmak için bir panzehir olarak Taliban’ı destekledi. Yıllar boyunca Amerikalıların ve Batılıların gözünün ışığı Taliban’dı. 

Taliban etnik soykırım yaptı, etnik ve kültürel soykırımla ülkeyi yaktı. Zararları onlara (Amerikalılara) ulaşınca kontrol altına alamadılar ve kendileri doğrudan müdahale ettiler. Düne kadar Taliban teröristti; ama bugün bakıyorsunuz bir masanın etrafında akşam yemeği yiyorlar.

Eğer cihat ve Taliban Afganistan toplumunun yararına idiyse, neden fakirlikten, fesattan, yıkım, cahillik ve şiddetten başka bir sonuç getirmedi?”

- Arif Yakubi: Ama tüm mesele Amerika değil ki…

- Dr. Cevad Sultani: Tüm mesele Amerika’dır. Eğer Amerika’nı siyasi desteği, Amerika’nın parası, Amerika’nın istihbaratı, Amerika’nın Ortadoğu ve Orta Asya’ya yönelik uzun vadeli planları ve programları olmasaydı, bütün bunlar olmazdı.

Çünkü hiç kimse terörist gruplara terör yapmaları için milyarlarca dolar vermezdi. Başka hiçbir ülke bunu yapmazdı, zaten ekonomik sistem böyle bir kapasiteye sahip değil. 

- Arif Yakubi: Amerikalılar, Afganistan’a geldiklerinden bu yana buradan ne kadar para götürdüler, buna dair elinizde bir rakam var mı?

- Dr. Cevad Sultani: Kapitalist toplumun mantığına göre hiçbir menfaatin olmadığı bir yere gidip milyarlarca dolar harcanmaz. Böyle bir şeyin imkanı yoktur. Bence buradaki “cihadın” kapitalist şirketlere sağladığı kazanç, Boing, Airbus veya Microsoft gibi şirketlerinkinden çok daha fazladır. 

- Arif Yakubi: Bunu nerden biliyorsunuz?

- Dr. Cevad Sultani: Çok basit, şu an Ortadoğu’yu ateşe verdiler. Bakın Dubai’de Musul kentinin yeniden imarı için bir toplantı yaptılar. O toplantıda Musul’un yeniden imarı için 130 milyar dolara ihtiyaç olduğunu belirttiler.

Sizce bir yıl içerisinde viran edilen bu şehrin imarı için kullanılacak malzemeler Irak’tan mı temin edilecek? Hayır yabancı şirketler ve yabancı piyasalar bunu yapacak danışmanlarından tutun da en temel malzemelerine varıncaya kadar. Bir cümleyle savaş ekonomisi, kapitalist krizi dizginleyen bir ekonomidir. 

- Arif Yakubi: Bakınız Sayın Sultani, bir sosyoloğun ya da sosyoloji eğitimi veren birinin savaşın, şiddetin, Taliban’ın ve el-Kaide’nin ortaya çıkışının dış etkenleri gibi iç etkenlere, kültürel ve dini etkenlere bağlı olduğunu bilmemesi mümkün değildir. Birçok konu da coğrafyayla ve o ülkeyle ilgilidir. Ve bunlar çok karmaşık olmasına rağmen siz sadece tek bir etkenden bahsediyorsunuz.

- Dr. Cevad Sultani: Karmaşık falan değil, bu karmaşıklaştırma, açık ve somut gerçekleri gizlemek için yapılıyor. Karmaşıklaştırma meseleyi örtbas etmek için kullanılan bir yöntemdir. Karmaşıklık bunun neresinde? Bakın on yıllık bir planla gelip Direniş Ekseni’nin Ortadou’daki altı, yedi ülkesini yok ediyorsunuz buraları taş devrine döndürüyorsunuz. Siz bundan ne anlıyorsunuz?

Mesele çok açık, bakın örnek olarak söylüyorum. IŞİD, TOW füzelerini nereden alıyor? IŞİD TOW füzesi mi üretiyor? IŞİD, Kornet füzesi üretebilir mi? IŞİD, insansız uçak üretebilir mi? Tabi ki hayır! 

- Arif Yakubi: Afganistan’ın kentlerinde, Gazne’de, Mezar-ı Şerif’te bir insanın başını kesen insanlar var. Burada Amerika’nın rolü yok. 

- Dr. Cevad Sultani: Tabi ki var. Bakın, IŞİD’in Irak’ta ortaya çıkışını okuduğunuzda, IŞİD’in kurucularının, stratejistlerinin, sahadaki ve yönetimdeki adamlarının yüzde 90’ının bir dönem Amerikan cezaevlerinde tutulduğunu görürsünüz. 

Amerika’nın Bagram’daki cezaevi kelimenin gerçek anlamıyla tam anlamıyla bir terörist üretim merkeziydi. Bir tarafta işkence ve aşağılama vardı, diğer tarafta Kur’an, seccade, namaz vs. vardı. Buradan çıkış nasıl oluyor? 

Bir üniversite kurup orada Taliban yetiştirmeniz gerekmiyor. İnsanları şiddetten başka hiçbir şey düşünmeyecek hale getirmeniz yeterlidir. 

- Arif Yakubi: Sayın Sultani, siz Kabil’in özel üniversitelerinden birinde ders veriyorsunuz. Siz Amerika’nın buraya girmesinden sonra gelip ders vermeye başladınız. 

- Dr. Cevad Sultani: Bu Amerika’nın lütfu değil. Amerikalılar bizim elimizde ülkemizi aldılar, siz ne söylüyorsunuz! Biz ne diyoruz, cihat Amerikan projesiydi. Bıraksalar hükümet devam ederdi, Afganistan’ın başına ne gelirdi? Orta Asya’daki yerlerin başına gelen neyse o gelirdi. Gidin şimdi Buhara’ya, Hucend’e, Harezm’e, Semerkant’a şu an gidin.

- Arif Yakubi: Ama sizin sözlerinizde çelişki var. Siz daha önce Afganistan ulusal otoritesi için de olumsuz şeyler söylediniz.

- Dr. Cevad Sultani: Hayır tam tersine, ulusal otoritenin koruyucusu kim? Dış güçler. Afganistan’da ulusal otoritede bulunan kişiler kimler? Bu söylediklerimde hiçbir çelişki yok. Afganistan’da Şah Şuca’dan bu güne kadar tarihi bir alışveriş var. Bunun belgesi de bütün bir Afganistan tarihidir. Bu alışverişin özü şudur: Sen bana bağlılığını bildir, ben de senin tacını ve tahtını resmi hükümet olarak tanıyayım. 

- Arif Yakubi: Son soru. Siz daha önce yabancı ülkelerin kendi ulusal çıkarları için çalıştıklarını, savaştıklarını söylemiştiniz. Amerika da kendi çıkarları için başka ülkelere gitti, Afganistan’a geldi. Bu mesele bu kadar açıkken başkalarının sözünü bu kadar dinlemek, sizin deyiminizle Amerika’nın büyük planlarını uygulamaya bu kadar hazır hale gelmekte de hiçbir sorun yok mu? Amerikalıların tabiriyle yanlış giden bir şeyler yok mu?

- Dr. Cevad Sultan: Evet, tabi ki ben diyorum ki özelde Amerikalılar, genelde Avrupalılar, İslam ülkelerinin cahilliğinden, çökmüşlüğünden, geri kalmışlığından kendi siyasi ve toplumsal çıkarlarını sağlamak için istifade ediyorlar. Onlar buradaki cehaleti, bir ölüm ticaretine dönüştürdüler. Evet bu bir gerçek onlar adamlarını buradan devşiriyor. Ama eğer bunlara imkanlar verilmezse nasıl savaşacak? 

Çok basit bir şey söyleyeyim. Taliban’ın tüfek veya mühimmat fabrikası yok. Para basma makineleri de yok. Peki bunlar 20 sene nasıl savaşıyor, bunları nereden buluyor? Savaşın anası ekonomidir. Bir dağ gücü olan, bedevi, geri kalmış; sanayiye, ticarete, fabrikaya, markete yabansı bir grup olan Taliban bu savaş ekonomisini nereden buluyor? Bunların hepsi insanları yağmalamakla olur mu? 

- Arif Yakubi: Mevcut coğrafyası ve şartlarıyla Afganistan eğer dış yardımlar olmasa, dış ülkelerin desteği olmasa sizce Afganistan kendi imkanlarıyla iyi duruma gelebilir mi?  

 - Dr. Cevad Sultani: Bir kere bu sorunun kendisi yanlış. Yani siz bize savaşta bakın, çünkü sizin sizin yardımınız olmadan biz yaşayamayız! Böyle şey olur mu?

Amerika Soğuk Savaş dönemi çelişkileri sebebiyle, Soğuk Savaştan edindiği tehditlerden dolayı bir ülkeyi kendi menfaatleri için viran etti. Bu ülkenin kendi doğal gelişiminde ilerlemesine izin vermedi. Bu son derece açık.

Siz Trump’ın, Clinton’un, Obama’nın söylediklerini görüyorsunuz. Onlar çok açıkça söylüyorlar: Cihat Kissinger’in projesiydi ve biz Afganistan’ın Rusların Vietnam’ı olması fırsatını kaçırmadık. Bunun masrafını biz karşıladık. Bunlar, Amerikan başkanlık seçimleri münazaralarında son derece açık bir şekilde söylendi.

Trump, “Obama is the father od ISIS” yani Obama, IŞİD’in babasıdır dediğini duymadınız mı?