Şırnak’ın Cizre ilçesinde geçtiğimiz hafta çarşamba günü cenazeleri ve yaralıları almak için mahallelere giden HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın da bulunduğu heyete ateş açılması sonucu İMC Tv kameramanı Refik Tekin’in de aralarında bulunduğu 10 kişi yaralanmış, yaralılardan Belediye Meclis üyesi Hamit Poçal ile Selman Erdoğan yaşamını yitirmişti. Bölgeye ateş açılması sonucu uzun süre yaralılar alınamazken, gezeteci Tekin, yaralı olduğu halde ambulansa bindirilirken güvelik güçleri tarafından tekmelenmiş ve sürüklenmişti. Mardin’e sevk edilen Tekin’in ayağına platin takılırken, Tekin hakkında gözaltı kararı çıkarılmış, “babası bile gelse görüşemez” denilerek kimseyle görüşmesine izin verilmemişti. Anadolu Ajansı olayla ilgili yayınladığı haberde Tekin ve olay yerinde bulunanlar için “terörist” ifadesini kullanırken, hem Şırnak Valiliğinin hem de Cizre Savcılığının hazırladığı gözaltı belgelerinde Refik Tekin için “Bölücü terör örgütü üyesi” ifadesi kullanıldığı ortaya çıktı. Tekin için Cizre Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, Tekin’in hastanede bulunduğu sürede gözaltında tutulması ve taburcu olunca da gözaltına alınarak ifadeye götürülmesi talep ediliyor.Tutanaklarda ayrıca Refik Tekin’in hiçbir adli kaydının dahi olmadığı görülüyor.
Ödüllü bir gazeteci
“Canlı yayında IŞİD’in sınır ihlali” görüntüleriyle Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü’nü kazanan Tekin’in ektiği fotoğraflar pek çok ulusal ve uluslararası dergide yayınlanmış, yurt içi ve yurt dışında karma sergilerde yer almıştı. 6 gündür hastanede tedavi gören Tekin, polis gözetiminde tutuluyor
Banu Güven: çok ciddi bir hak ihlali var
İMC Tv’den Banu Güven, “Refik arkadaşımız bir vurularak mağdur edildi, canına kast edildi, ikincisi yaralılar taşıyan cenaze aracından ceketinin yakasından tutularak çekildi ve sağlam bacağı tekmelendi. Oradaki yaralılara da muhtemelen aynı mualeyi yaptılar. Ayrıca ‘Türkün gücünü göreceksiniz’ diyorlar. ‘Hastaneye sürünerek gitsin’ deniyor Refik orada biraz sürünüyor. Cizre Devlet Hastanesi’nde de orada bekleyen askerler tarafından yüzüne yumruk atılmış. Bir sivil, bir gazeteci kaç kez mağdur edildi. Bununla beraber arkadaşım hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. ‘Bölücü terör örgütü üyesi’ ifadesi kullanılmış Refik için. Yargılanmadan kimse için bi şekilde bir suç atfedilemez. Adli kolluk bu şekilde ifade edince sanırım savcılık bu şekilde tutanaklara geçirmiş. Arkadaşımızın bacağına platin takıldı. Cumartesi gününden bu yana gözetim altında tutumuyor. Savcılık Refik’in uzaktan ifadesinin alınabileceğini belirtmiş. Tedavisinin ardından savcılığa götürülerek ifadesi alınacak.Savcılığı tek lütfu sanırık Refik’i yeniden Cizre’ye taşımamak oldu” dedi. Bölgede görev yapan gazetecilerin zor şartlar altında çalıştığına dikkat çeken Güven, “Burada çok ciddi bir hak ihlali var. AA, çok büyük bir yanlış yaptı haberinde hiç kontrol etme gereği duymadan terörist ifadesini kullandı. Birçok gazete ve internet sitesi bu şekilde girdi ha.eri. ‘kameraman olduğu iddia edilen’ diyor Refik için. Bizim daha önce Van muhabirimiz BekirGüneş’in de başanıa geldi. Bölgede birçok gazetecinin başına bu tür durumlar geliyor. JİNHA kadınların oluşturduğu, geri adım atmadan haber yapan bir ajans ve bu birilerini çılgına çeviriyor gibi gözüküyor. Aynı şekilde DİHA muhabirleri gözaltına alındı, tutuklandı, internet siteleri kaçıncı kez kapatıldı. İfade özgürlüğünün ne durumda olduğunu görmek istiyorlarsa bu yaşananlara baksınlar” diye konuştu.
Balıkçı: bundan daha hazin ne olabilir ki?
Tekin için hukuki itirazlar yapılmasına karşın henüz bir sonuç alımadığı belirtilirken, MC TV editörlerinden Faruk Balıkçı, “Refik’in kime sorarsarsanız sorun onun için gazeteci diyeceklerdir. Bunu herkes biliyor. Refik, bölgede uzun zamandır gazetecilik yapıyor. Yaklaşık 1,5 aydır Cizre’de görev yapıyordu. Bir gazetecin ‘terörist’ sıfatıyla ifadesinin alınması trajikomik bir durumdur. Buna bütün gazetecilerin tepki göstermesi gerekir. Bugün Refik’in başına gelen yarın hepimizin başına gelebilid. Haber takibi yaparken vuracaksın, yaralayacaksın, yaralıyken darp edeceksin hem de ‘terörist’ şüphesiyle ifadesinin alınmasını isteyeceksin bundan daha hazin bir durum yok” dedi.
Gazeteciler baskı altında
7 Haziran’dan sonra başlayan çatışmalı süreçte çok sayıda gazetecinin gözaltına alındığını, tutuklandığını ve görev başında darp edildiğini vurgulayan Balıkçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “bölgede7 hazirandan sonra 90’ları aratmayan çatışmalı bir süreç var. Yaşananları izleyen gazeteciler, haber yapmak isteyenler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Bunun en bariz örneği Refik’in başına gelenlerdir’ dedi.