İsmail Saymaz’ın bugünkü köşesinde Çocuğunu okula göndermeyen hakim” başlığıyla yer alan yazı şöyle:
Balıkesir'de yaşayan sekiz yaşındaki S. adlı kız çocuğu bu yıl ikinci sınıfa geçti. Ama ailesi S.'yi okula yollamadı. Okul şikayette bulundu. Balıkesir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, geçen 15 Mart'ta bir sosyal hizmet görevlisini eve gönderdi. İnceleme sonucu, çocuğun babasının Hakim A.B. olduğu anlaşıldı.
Uygulama Değerlendirme Raporu'nda şöyle yazıldı:
S.'nin ailesinin evde tüm desteği sağlıyor olup özel öğretmenler tutularak, eğitimine destek oldukları görülmüş olsa da yaşıtlarıyla sosyal yaşamına katılımını sağlamak, olumlu alışkanlıklar kazandırmak, kişilik ve karakter gelişimiyle birlikte özgüven gelişimi, bakış açısı, sosyal beceri, birey olma bilincini desteklemek ve hayata hazırlamak adına eğitim tedbiri ile desteklenmesinin uygun olacağı...
Bunun üzerine Burhaniye Aile Mahkemesi'nde dava açıldı. Dava 1 Nisan'da karara bağlandı. Mahkeme, Çocuk Koruma Kanunu gereğince S.'nin okula gitmesi için tedbire karar verdi. Karar velilere ve Milli Eğitim Müdürlüğüne iletildi.
Hakim A.B.'nin dini gerekçelerle kızını okula göndermediği ileri sürülüyor. A.B.'ye Bu yüzden göndermediğiniz doğru mu? diye sordum. Kararda ve raporda öyle bir şey yok. Kim söyledi? Kulaktan dolma bilgilerle haber yapılmaz dedi. O halde neden göndermiyorsunuz? diye sordum. Raporda yazıyor dedi. Mahkemenin aleyhine sonuçlandığını hatırlattım. Olabilir, sizi ilgilendirmez dedi.
Yanılıyorsunuz, hakim bey! Kız çocuğunu okula göndermediği için bir hakim hakkında tedbir kararı alınması salt beni değil, bütün toplumu ilgilendirir.