Danıştay'da İstanbul Sözleşmesi davası: Savcı Cumhurbaşkanı kararının iptali talebini yineledi

Danıştay 10. Daire, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi kararının iptali istemiyle açılan davaları görüşmeye devam etti.
Danıştay'da İstanbul Sözleşmesi davası: Savcı Cumhurbaşkanı kararının iptali talebini yineledi
2022-06-07 16:58:51   Güncelleme: 2022-06-07 16:58:51    

Davaya yine yüzlerce avukat ve aralarında Kadın Dayanışma Komiteleri'nin de bulunduğu çok sayıda kadın örgütü katıldı. Dava savunmalarla başladı.

'Buraya 20 ailemizle birlikte geldik'

Duruşmada savunma yapan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği adına Avukat Müjde Tozbey Erden, 'Biz buraya 20 ailemizle birlikte geldik. Öldürülen kadın kardeşlerimizin ablaları, kardeşleri, kızları, babaları, abileri aramızdalar. Fotoğraflarını açtılar. Kızına cinsel istismarda bulunan eşinden ayrılan ve öldürülen Döndü Şengül'ün ailesi burada. Karabük'te defalarca kez karakola giden Vildan Akkaya korunmadı. Vildan'ın ailesi burada. Biz kadınları öldüren erkekleri sadece tutuklatmak istemiyoruz. Biz kadınların her alanda korunmasını istiyoruz. Öldürülen kadınların asıl katili devlettir. Çünkü kadınları yoksulluğa iten onları korumayan devlettir' ifadelerini kullandı.

'Bizce tek katil, kadınları öldüren eşleri, sevgilileri, arkadaşları, kardeşleri, babaları, sokaktan geçen tanımadıkları o erkek değil. Kadınları korumayan, defalarca yaptıkları başvurularına rağmen onları korumayan bu düzen, yargısal uygulamalar, idari kurumlar katildir' diyen Müjde Tozbey Erden savunmasında şunları söyledi:

'Yoksulluğa boğarak kadınları yalnızlaştıran, kadınların yaşam hakkını gözetmek için sorumluluk üstlenmeyen, bu kadınların öldürülme ihtimalini öngörmesine rağmen korumayan devlet, katil...

Hiçbir devlet binlerce kişiyi aynı anda koruyamaz. Bu nedenle vatandaşlarının tek tek başına gelenlerden sorumlu tutulamaz. Ancak eğer, vatandaşının öldürülme ihtimalinden haberdar olduysa artık devlet, devlet olma yükümlülüğü gereği o kimseyi korumakla sorumludur.

İstanbul Sözleşmesini diğer sözleşmelerden ayıran şey, devletin önleme yükümlülüğünün olması, önleyici tedbirleri almakla yükümlü olması konusunda en yaygın etkili ve yaptırımı olan bir sözleşme olmasıdır. Burada olan ailelerimizin kızlarını, annelerini, eşlerini, arkadaşlarını devlet, bu düzenin devleti korumadı. İstanbul Sözleşmesinin gereğini yerine getirmedi. Peki İstanbul Sözleşmesi ve sözleşmenin eseri yasa, 6284 sayesinde öldürülmekten kurtulan binlerce kadın?

'Bugün bu davada vereceğiniz kararla yaşamı seçebilirsiniz'

Korunan, koruma kararı verildiği için yaşamına devam edebilen binlerce kadın? Biz şimdi nasıl İstanbul Sözleşmesine, kadınların mücadelesiyle, kanıyla yazılan yasa 6284’e müteşekkir olmayalım. Kadınların mücadelesiyle kazanılan haklarımızdan, İstanbul Sözleşmemizden nasıl vazgeçelim?

Siz bugün bu davamızda vereceğiniz kararla birlikte, bugüne kadar yasalarla korunduğu için öldürülmeyen, yalnızlaştırılmadığı için şiddete maruz kalmayan kadınlar hakkında karar vereceksiniz.

Vereceğiniz kararla İstanbul Sözleşmesini hükümsüz hale getirirseniz, İstanbul Sözleşmesi sayesinde yaşayacak olan kadınların yaşamını çalacaksınız, bu kadınların kanları elinize bulaşacak. Artık onların hayatları ve vebali sizin boynunuzda olacak.

Bugün bu davada vereceğiniz kararla yaşamı seçebilir, yaşatmayı seçebilir ya da diğer katil siz olabilirsiniz.'

Daha sonra HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan söz aldı. Buldan, 'İstanbul Sözleşmesi kadınların mücadeleyle kazandığı ve erkek şiddetine karşı adım adım ördüğü bir kazanımdır. AKP kendi başarısı olarak lanse etmeye çalışsa da cumhuriyetten de eski bir mücadelenin kazanımıdır. İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik her türlü şiddetin engellenmesi, kadınların korunması, faillerin soruşturulması için özenle hazırlanmış bir metindir. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin en yoğun olduğu dönemde imzalanmıştır' dedi. Buldan, 'Türkiye’de milyonlarca kadın adına sizden sadece vicdanlı olmanızı talep ediyorum' diye konuştu. 

Duruşmada CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de konuşma yaptı. Özel, 'Bazı uluslarararası anlaşmaların tartışmaya açılması beka sorunudur' dedi.

Savcı, Cumhurbaşkanı kararının iptali talebini yineledi

Savunmaların ardından 28 Nisan’daki duruşmada Cumhurbaşkanlığı kararının iptalini talep eden Danıştay Savcısı, mütalaasını bu yönde yineledi. Savcının mütalaası salonda uzun süre alkışlandı.

Mahkeme heyeti, kararın daha sonra yazılı açıklanacağını ifade ederek duruşmayı sonlandırdı.

Ne olmuştu? 

Danıştay, kararın iptali istemiyle açılan davalar için özel duruşma açma kararı almıştı. Duruşmaya katılmak için yaklaşık bini aşkın avukat yetki belgesi alırken, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile çok sayıda baro, kadın örgütleri, siyasi partiler ile meslek kuruluşları da duruşma için çağrıda bulunmuştu.

Duruşmada tarafların dinlenmesinin ardından Danıştay 10. Dairesi'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması kararını iptal edip etmeyeceği belli olacak. Daire, kararını daha sonra da açıklayabilir. Ancak karar, kesin nitelik taşımıyor. Bu karara karşı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na (İDDK) karşı itiraz edilebiliyor.