HDP 1'inci Olağanüstü İl Kongresi Adana'da bir otelde gerçekleştirildi. Yüksekdağ, burada yaptığı konuşmada, "Adana demek Çukurova demek binbir renkten oluşan bir güzellik, renk cümbüşü. Çukurova demek halkların, inançların, kültürlerin kardeşliği ve beraberliği, aynı toprakları paylaşması ve aynı toprakların bereketiyle büyümesi çoğalması demek. 7 Haziran’da baraj, baraj, dediler. Önümüze barajları çıkardılar. Çok şükür sizlerin de desteğiyle barajları yıktık dümdüz ettik. 80 milletvekiliyle mecliste yerimizi aldık. 1 Kasım’da baraj dediler. Baraj kar etmedi. Bizlerin HDP milletvekilleri ve eş başkanları olarak dokunulmazlığımızı kaldıracaklarmış. Sizin gibi, HDP, dokunulmazlık zırhıyla mı geldi. Bu sorunun cevabını biz iyi biliyoruz. Aslında onlar da iyi biliyorlar. Ama itiraf edemiyorlar. Çünkü kendileri korkak. Bu halkın cesareti olduğumuz ortaya çıkacak. Onlar bu zırh olmadan emin olun bir adım atamazlar. Bir cümle kuramazlar. Dün 4-5 milletvekiliyle olan temsiliyeti halk 80 milletvekiline çıkardı. Savaş çıkarıp 59'a zar zor düşürmeyi başardınız. 10 milyonlarca insanın siyasi taleplerinden bahsediyoruz. Bizi baskıyla, tehditle korkutup yıldıramayacaklar. 550 milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılsın. Kürt halkıyla Suriye'de, bölgede de dostluk ve kardeşlik hukuku yeniden tesis edilsin istedik. Bundan bütün bölge halkları ve Türkiye halkları kazansın ve geleceğe dair gelişim sonucu çıksın dedik. Ama bunu ellerinin tersiyle ittiler. Artık bugünkü siyasi iktidarın kendisini bölgesel ve yerel düzeyde de Türkiye halklarının geleceğini temsil etmesi mümkün değil. Bizler bu karanlık süreçte eğer geleceği kazanmak istiyorsak çok açık ve net bir şekilde bu siyasi iktidarın geleceğimizi gasp etme ve zapt etme siyasetine karşı bir mücadele geliştirmek durumundayız. Bu mücadelenin merkezinde HDP duruyor. Önümüzdeki süreçte de partimiz bütün emek ve demokrasi güçleriyle birlikte Türkiye halklarının demokratik geleceğini kazanmak için kararlı bir mücadele yürütecek. Bu karanlık Türkiye halklarının içini karartmasın. Bu karanlığın içinde HDP gibi bir ışık var. İşte bizler bu ışığı gördükçe bu ışığı elimizde tuttukça bu siyasi iktidarın yarattığı karanlığı dağıtmayı, aydınlatmayı başarabiliriz. Önerdiğimiz yeni modelin adı demokratik parlamenter sistem ve demokratik cumhuriyettir. Bu modelin güncel yaşam içerisindeki yansıması yerel demokrasi ve öz yönetim modelidir. 21. yüzyılda 2016’da demokratik cumhuriyeti inşa etmenin, yerel demokrasi ve öz yönetimlerle gerçekleştirileceğini çok iyi biliyoruz. Bunu da iddia ediyoruz. Yeni anayasa yapacaklar. Demokrasinin olmadığı bir anayasa, yeni anayasa olmayacaktır. Yerel demokrasinin olmadığı, halkın öz yönetim taleplerinin dikkate alınmadığı anayasa yeni bir anayasa olmayacaktır. 1980 Anayasası'na bir başkanlık sistemi ekleyip oralarını buralarını dikip yeni anayasa diye yutturmaya kalkmasınlar." dedi.