Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu TV5'te Gazeteci Hasan Basri Akdemir'in sorularını yanıtladı.
Türkiye'de kriz yönetiminin bir ötekileştirme haline dönüştüğünü belirten Davutoğlu, “İşsizlik fonları talan ediliyor. Türkiye'nin son rezervleri tüketiliyor. Bakın, devleti yönetmiş birisi olarak uyarıyorum! Türkiye'nin son kaynakları tüketiliyor. Kime kaynak aktarılıyor? Acaba dara düşen bazı şirketlere kaynak mı aktarılıyor? Çünkü Türkiye'de artık ihale rejimi diye bir rejim kalmadı. İhale Kanunu delik deşik” dedi.
İnfaz yasasına ilişkin eleştirilerde bulunan Davutoğlu, “İnfaz düzenlemesi, infaz yasası falan değil, örtülü af. Gaspçılar, rüşvetçiler, kamu malına göz dikenler ceza yemeden çıkarken, gazeteciler, düşünce suçluları, tutuksuz yargılananlar içeride kaldı. Perde arkasında hangi pazarlıklar döndü, bilemiyoruz” diye konuştu.
“Türkiye'de her şey eskisi gibi artık” diyen Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
Eskiden ‘Yeni Türkiye' kavramı öndeydi. ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' deniyor da, Türkiye'de her şey eskisi gibi artık. 90'ların Türkiye'sini adım adım geri getirdiler. Sayın Cumhurbaşkanı şimdi ‘Yeni Türkiye' diyemiyor.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in görevden alınmasının bir sır olarak kaldığını ifade eden Davutoğlu, “Nasıl Ulaştırma Bakanı’nın görevden alınması bir sırası, Görmez'in görevden alınışı da bir sırdır. Ne ihtiyaç hissedildi de Türkiye'nin gayet saygı uyandıran bir Diyanet İşleri Başkanı görevden alındı? Maalesef, Diyanet'in talimatla yönetildiği intibası doğduğu anda halkın bir kesimi Diyanet'ten soğuyor. Düşünce özgürlüğünün yok edildiği bir ortamda yeni ufuklar açılmaz. İlim, siyasî otoritenin altında olmaz. YÖK'ün ve Diyanet'in özerk olması gerekir. Diyanet, talimatla yönetilmez” şeklinde konuştu.
“Türkiye, çarpık bir parlamenter sistemden çarpık bir başkanlık sistemine geçti” diyen Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
* Sayın Cumhurbaşkanına 17 sayfa rapor verdim. ‘Bu sistemle istenilen şey, aslında sizin güçlü olmanız falan değil; siz öyle zannediyorsunuz' dedim.
* Türkiye'de otoriterleşme, sadece Sayın Erdoğan'ın otoriterleşmesi değil; sistem artık yapısal olarak otoriterleşti. Bu sistem getirilirken, demokrat kitlelerin denetleyemeyeceği bir iktidar oluşturulmak istendi.
* Başkanlık sistemi aslında 2018'de devreye girmedi. Sayın Binali Yıldırım, genel başkanlıktan ayrıldı, görevini tamamladı çünkü.
* Onların hepsi, birer araç olarak kullanıldı bize karşı. Parti genel başkanlığı ile cumhurbaşkanlığı birleştiği anda Türkiye'de sistem, doğasından tümüyle uzaklaştı.