Son Dakika Haberi - Davutoğlu: Gençlere bedava internet hizmeti sağlıyoruz!

Son Dakika Haberi - Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP'nin 1 Kasım seçim beyannamesini açıklıyor.
Davutoğlu: Gençlere bedava internet hizmeti sağlıyoruz!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2020-08-23 22:23:00    

Davutoğlu'nun konuşması

Bize böyle güzel yoldaşlar nasip eden Allah’a hamdolsun. Bu aziz kadroyla birlikte bir kez daha Türkiye’nin emanetine sahip olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.

Yüreğimizdeki emanetin hakkını vermeye kararlıyız. Bugün AK Parti ailesi olarak 1 Kasım’a doğru ilk günkü aşkla, kararlılıkla, heyecanla gidiyoruz. Bu salondan yükselen milli iradenin sesidir.

1 Kasım seçimlerinin ülkemize, vatanımıza, gönül coğrafyamıza ve insanlığa bereket getirmesini diliyorum. 

AK Parti hareketini diğerlerinden farklı kılan 3 özelliğe dikkat çekiyorum.

İlk olarak AK Parti hareketi bir reform hareketidir. Köhne sistemi, tıkanmış ekonominin önünü açan AK Parti’dir. Doğru eksende, tarihin akışını doğru anlayarak bir reform hareketi olarak ortaya çıkmıştır.

AK Parti sessiz bir devrim gerçekleştirmiştir. Bu reform hareketini erdem ve ilkelerle birleştirmiştir, geleneğimizden gelen erdem ve ahlaki ilkelerle  birleştirmiştir.

İkincisi, AK Parti toplumun içinden çıkmış bir harekettir. Özetle, halk biziz, biz halkız.

AK Parti’nin üçüncü özelliği vizyon hareketi olmasıdır. Güçlü Türkiye, büyük Türkiye vizyonu için gece gündüz çalıştık. Birazdan beyannamede reformlardan, halkımızın her kesimine dokunan vaatlerimizden bahsedeceğim, büyük Türkiye ideali yolundaki projelerimizden bahsedeceğim.

Değişim irademiz ve bu anlamda yaşam standartlarını yükseltme davasında 1 Kasım önemli bir eşiktir. 1 Kasım’da reformcu, vizyoner niteliğimizle ülkemize yepyeni ufuklar çizeceğiz. 7 Haziran’dan çıkan sonuçların bu tecrübeden çıkan dersleri çıkardığını ümit etmek istiyorum.

Milletimiz seçim sandıklarında çatışma kültürünün terk edilmesini istemiştir. Kollarımızı sıvayarak, aşkla sevdayla tazelendik ve yeni bir yola çıkmaya karar verdik.

Biz 7 Haziran akşamı daha partimizin genel merkezinden, balkonundan bir demokrasi platformu haline gelmiş balkondan yaptığım konuşmada dersleri çıkaracağımızı söylemiştim. Partimizin her kademesinde tartıştık.

Dar ya da geniş kitle toplantılarıyla halkımıza ses vermeye çalıştık. Eleştirileri dinledik, bugün sizlere sunduğumuz beyanname milletin katılımıyla geniş bir konsensusla hazırlanmış bir beyannamedir. Milletimizin huzuruna Türkiye’nin sesi olarak çıkmış bulunuyoruz. AK Parti bütün birikim ve kararlılığıyla yola çıkmaya hazırdır. Yarın İstiklal harbimiz gibi startı Samsun’dan vereceğiz inşallah. İlk günkü aşkla yola çıkmaya sabırsızlıkla bekliyoruz. Gece demeden, gündüz demeden, hafta sonu, tatil demeden çalışacağız.

Kaosa, krize, kriz çıkarmak isteyenlere hiçbir surette geçit vermeyeceğiz. Kim önümüze ne engel çıkarırsa çıkarsın, mutlaka neticeye ulaştıracak, menzile mutlaka ulaşacağız. Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl hedeflerini birlikte gerçekleştireceğiz. Aslında en büyük teminat geçmişimizdir.  Bize göre beyan esastır, beyan sahibiyle birlikte değer kazanır. Milletimiz bizi, biz milletimizi biliyor.  Millet bizim yönetim tecrübemizi, hizmetlerimizi biliyor. Milletimiz biliyor ki, bizim sözümüz sözdür, sözümüz senettir. Ayrıca notere ihtiyacı olmayan bir senettir.

'Blok siyaseti, hayır siyaseti, terör siyaseti...'

Detaylarına geçmeden önce 7 Haziran’dan itibaren yaşadıklarımızın özetini aktarmak istiyorum.

Bizim için aslolan millettir. 7 Haziran’da söylediğim gibi. Milletin sözü başımızın üstündedir. 7 Haziran’da milletimizin verdiği temel mesaj siyasi partilerin uzlaşma yönünde tavır almasıdır. Biz milli iradeye ve demokrasiye olan inancımızın gereği olarak bu kararı saygıyla karşıladık. Koalisyon görüşmelerini sonuna kadar, iyi niyetle sürdürdük.

AK Parti bütün kadrolarıyla milletimizin verdiği bu mesajın gereğini hayata geçirdi. AK Parti her zaman demokrasi ruhuna sadakat içinde oldu, bundan sonra da öyle olacak. Maalesef aynı yaklaşımı muhataplarımızdan görmek şansı çok güç. Siyaset sorun çözme sanatıdır. Bütün ısrarlı gayretlerimize rağmen muhataplarımız uzlaşma yerine kendi tutumlarında inat etti.

CHP blok siyasetine yöneldi. AK Parti’yi dışlayan  bir dil geliştirdi. Blok siyaseti Meclis Başkanlığı seçiminde çöktü. MHP hayır siyaseti güttü. Ne önerdiysek hayır dedi. Hükümet kuralım, hayır. Seçim hükümeti kuralım hayır, beraber seçim kararı alalım hayır, biz kuralım siz destek verin, hayır.

Blok siyaseti de hayır siyaseti de milletten gereken cevabı alır. HDP’yse terör siyasetine yöneldi. Bunlara karşı biz birlik siyaseti takip ettik. Blok siyasetine karşı toplumsal uzlaşma, hayır siyasetine karşı milleti hükümetsiz bırakmamanın yolunu bulduk. Milletimizin AK Parti’yi siyasetin merkezi olarak gördüğünü gözardı edenler, dar alanda kısa paslaşmalar yaptılar. AK Parti olmadan Türkiye’de siyasete şekil ve düzen verilemez. Kısa bir süre sonra ülkeyi bu siyasetleriyle çıkmaz içinde bıraktılar. Bütün siyasi partilerle ayrım gözetmeden konuştuk. Bizim için mesele parti meselesinin ötesinde ülke meselesiydi. Onlarsa hükümet kurulamamasının faturasını bize çıkarmak istediler.

'Tuğrul Türkeş dışında babayiğit çıkmadı'

7 Haziran’dan beri ağzımızdan tek dışlayıcı kelime çıkmadı. Gerilim yaşanmasına izin vermedik. Bütün partilerle eşit şartlarda koalisyonun yollarını aradık.

CHP’yle son derece medeni istikşafi görüşmeler yaptık. Sonuçsuz kalmasının temel sebebi görüşmeler esnasında eğitim ve dış politika konusunda 180 derece farklı bir onarım hükümetinden bahsedilmesidir. 13 yıllık AK Parti iktidarları herhangi bir yıkım bırakmadılar ki onarım olsun. AK Parti iktidarları yeniden inşa ve imar iktidarlarıdır.

Anayasal zorunluluk hükümeti ortaya çıktı Ben ya da Cumhurbaşkanı’nın değil anayasanın öngördüğü hükümete katılma konusunda CHP ve MHP olumsuz bir yaklaşım içinde oldular. Gönderdiğimiz mektuplara bakıldığında çok ciddi bir mahalle baskısı olduğunu gördük.

MHP’den şu an aramızda bulunan Sayın Tuğrul Türkeş dışında (alkışlar) elini taşın altına koyan bir babayiğit çıkmadı. Bütün bize verilen görev, sükunetle ve sühuletle Türkiye’yi seçime götürme göreviydi. Gelin birlikte anayasal zorunluluk hükümeti kuralım dedik ama olmadı. CHP ve MHP mahalle baskısı uyguladı. HDP’den 2 bakan katıldı ama onlar da 1 ay sonra dağ baskısıyla hükümetten çekildi.

Türkiye’de herhangi bir hükümet boşluğu oldu mu? Eğer Türkiye’de 7 Haziran’dan bu yana yönetim boşluğu olmamışsa bunda AK Parti’nin ülkeyi yönetme sorumluluğu bilinci ve ahlakı var. Geleceğimiz adına ülkenin yegane umudunun AK Parti olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Ziya Paşa’nın dediği gibi “Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz.” Huzur ve istikrar 1 Kasım’da temel vizyonumuzdur. Büyük, yeni, demokratik Türkiye, 1 Kasım seçimlerinin temel vizyonudur.

'Puslu havayı seven çakallar...'

Nasıl 2002’den itibaren Türkiye’yi ileri taşıyacak vizyonlara imza attıysak her aşamada siyasetimizi yeniledik ve aynı kararlılıkla yürüyoruz. Yenilenmeyen yenileyemez. Toplumun değişik taleplerini okumayanlar Türkiye’nin geleceğini göremezler.

Yenilendik, tazelendik, haydi Bismillah diyoruz...

Geçmişte tarihin akışını okuyamayan siyasi partilerin nasıl millete hitap edemediklerini, insana, zamana, döneme hitap edemediklerini biliyoruz. AK Parti zamana, mekana ve insana selam durarak yola çıkan bir partidir. Zaman bizim elimizdedir, mekanı en iyi şekilde değerlendirir, insana gereken onuru veririz. Nasıl 2002’nin eşiğinde uçurumun eşiğinden alarak bu ülkeyi düzlüğe çıkardıysak bugün de ülkeyi gelecek vizyonuna götürecek olan AK Parti’dir. Bizim söylenecek sözümüz, yürünecek yolumuz, fethedilecek menzillerimiz var. Türkiye, geleceğini maceracıların eline bırakmayacak, istikbale bizimle yürüyecektir.

Yeni bir seçim sürecine girdiğimiz şu dönemde gündemdeki en önemli madde toplumsal barışın tahkim edilmesidir. Kanayan yaraları iyileştirmek üzere yola çıkarken, milletimizden çok büyük destek gördük. Bütün yasakları ortadan kaldırarak milletimizin bütünleşmesine büyük çaba gösterdik, çok önemli mesafeler elde ettik.  Ancak ne yazık ki varlığını ve geleceğini teröre bağlayan hain odaklar bu kardeşliğin yaygınlaşmasını istemediler. Çözüm arayışına menfur eylemlerle, zulümle son vermeye çalıştılar.

27 Haziran’dan sonra geçen sene Kurban Bayramı’nı bize zehir edenler, bu sene de Ramazan Bayramı’nı müteakiben harekete geçti. Puslu havayı seven bu çakallar, sandılar ki ülke sahipsizdir, 7 Haziran’dan sonra yönetim boşluğu söz konusudur. Net bir talimatla tüm güvenlik güçlerimize şunu söyledik: Madem ki DHKP-C’den DAİŞ’a kadar tüm çakallara, bu odaklara haddini bildirmek sizin temel görevinizdir.

O günden bugüne güvenlik birimlerimiz büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla bu terör örgütlerine haddini bildirdi, ülkemizin birliğini teminat altına alacak adımları attı. Bu terör örgütleri huzurumuzu hedef edindiler. 

'Tüm silahlar gömülene kadar...'

Çok güzel iki hatıramı paylaşmak istiyorum. Arife günü Konya’daydım. Gece Diyarbakır’a geçtim. Ulu Cami’de bayram namazı kıldık. Sayın Başbakanım, “Allah sizden razı olsun, bunlara haddini bildirin. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin” diye dua ettiler. Bu ülkenin kardeşlik ışığını gördüm.

Daha sonra bu hain çetelerin katlettiği bir çorbacıda katlettiği garson Şeyhmus ile orada çorba içen Osman Bey’in aileleriyle buluştum. Onlar da aynı şekilde niyazda bulundular. Kardeş kavgasını körüklemek isteyen bu gür seda, Türkiye’nin doğusundan batısından, kuzeyinden güneyinden yükselen seda oldu.

Daha sonra Dağlıca’ya gittim. Karavanaya birlikte kaşık salladık. Bütün Mehmetçiklerimizin, polislerimizin alnından öpüyorum. O bayram günü bizi bağrına basan Diyarbakırlı kardeşlerimizin alnından öpüyorum. Devletimiz, vatandaşlarımıza yönelik her türlü tehdidi bertaraf edecek güç ve kararlılıktadır. Kimse başladığımız işi yarım bırakacağımız vehmine katılmasın. Tüm silahların üstüne beton dökülene kadar bu mücadelemiz sürecek.

Sırtını dağa yaslayanların nifak tohumu ekmesine kesinlikle izin vermeyiz. Aslolan milli birlik ve kardeşlik projesiyle tesis etmeye çalıştığımız barış iklimidir.

'Herkes kürsüye yürümesin, beyannameyi bitirmemiz gerek'

Yeni bir anayasayla hukuki bir zemin kazandırarak pekiştireceğiz. Bizim için aslolan milli birlik ve kardeşliğimizdir, ülkenin bütün sorunlarına çözüm bulma irademizdir. Bu iradenin yegane siyasi temsilcisi dün olduğu gibi bugün de, yarın da sadece AK Parti’dir. Demokrasimizi her türlü vesayet girişiminden kirli oyundan koruyacağız. Adaletten, hak ve özgürlüklerden en ufak taviz vermeyeceğiz. Bütün bu kirli oyunların arkasındaki temel hedef Türkiye’yi yolundan çevirmek, büyük Türkiye hayalini duraksatma çabasıdır.

Hedef Türkiye’dir, hedef milletimizdir, genç nesillerdir. Bu milletin birliğinin ve beraberliğinin adresi de AK Parti’dir. Herkesin kendini ait hissettiği mutlu bir Türkiye’yi bunlar istemiyorlar. Terörden beslenenlere, nefretten, öfkeden beslenenlere ekmek yok. Hepiniz takip ettiniz. Geçtiğimiz günlerde BM’de Filistin devletinin bayrağı göndere çekildi. Dışişleri Bakanıyken sizler için büyük mücadelelerin içinden geçtik. Ancak unutmadığım, 29 Kasım 2012’de Filistin adına konuşan tek Dışişleri Bakanıydım. O gün, “Kimse istemese de Filistin  bayrağı bir gün burada dalgalanacaktır” dedim. Bu gözler onu gördü ya, inşallah bir gün o bayrağın Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da dalgalanmasını da hep beraber göreceğiz.

Birçok vesileyle Mahmud Abbas hep bunu söyledi. “O gün, BM Genel Kurulu’nda birçok İslam ülkesi Dışişleri Bakanı gözlerim aradı. Sadece siz vardınız. Teşekkür ediyorum” dedi.

1 Kasım seçimleri yönünü Türkiye’ye dönmüş Filistin’in, Suriye’nin, bütün mazlum milletlerin kaderini tayin edecek seçimdir.

Türkiye’nin ne kadar kritik bir coğrafyada bulunduğu ve bölgesel şartlar nedeniyle ne kadar kritik bir süreçten geçtiği hepimizin malumudur.

(Bir partilinin kürsüye gelerek kendisine sarılmak istemesi üzerine)

Davutoğlu: Bırakın gelsin, böyle aşkla gelene hayır diyebilir miyiz arkadaşlar? Hayatımda bana doğru gelen kimseye hayır demedim. Özellikle gençlere. Ama tabi bundan hareketle herkes buraya doğru yürümesin. Bu beyannameyi bitirmek lazım.

'Başkanlık sistemi beyannamede'

Millet iradesine ipotek koyan anlayışı tümüyle ortadan kaldırdık, bundan sonra da izin vermeyeceğiz.

Bu mücadele daha bitmedi, yeni bir mücadelenin eşiğindeyiz. Hep yapılması gerekenler bitmedi, hem de yeni ihtiyaçlar doğdu. Bunlar olmadan ekmeğimizi, aşımızı üretemeyiz. Demokrasi bunların en temel kaynağıdır. Farklılıklarımızı görmedikçe maddi olarak refaha erişemeyiz.

Devlet hastanelerinde sıra bekleyen hastaların umudu olduk. Okulunu bitirdiğinde kara kara düşünen gencin, başörtülü bacılarımızın, katsayı zulmüne uğrayanların umudu olduk. Biz milletimizin umudu olarak iktidara geldik. Mafyanın manşetlerden inmediği, siyasetin manşetlerle dizayn edildiği günlerden buralara geldik.

AK Parti milletle  birlikte yürümenin adresidir.  Bundan sonra da bize güvenin diyoruz. Şimdi bir seçim arifesinde milletimizin desteğini istiyoruz. Değerli dava arkadaşlarım, AK Parti’nin üzerinde yükseldiği sütun millet iradesidir.  Gelin hep beraber bir olalım, iri olalım, diri olalım...

Laf olsun diye bir beyanname hazırlamadık, milletle birlikte yazdık. Yenilenmenin adıdır bu beyanname, yeniden haydi Bismillah demektir bu beyanname. Gelin bu hayalleri birlikte hayata geçirelim. Hayal tacirliği, umut simsarlığı yok. AK Parti siyasetinde millete yalan söylemek yoktur. Bu beyannamede de sadece ve sadece yapılabileceklere yer veriyoruz. Türkiye 13 yıldır her alanda büyüdü, daha da ileriye gidecek. Ülkemiz büyüdükçe her alanda yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Toplumumuzun her kesimiyle konuşarak bu ihtiyaçları, bu talepleri tespit ettik.

Bu beyanname diğer partilerin beyannameleriyle değil, G-20 ülkeleriyle bile kıyaslandığında geleceğe yönelik umut vaat eden tek beyannamedir. Bu beyanname halkı önceleyen, halkla birlikte hazırlanmış tek  beyannamedir. Bu beyanname, insanı ve toplumu esas alan halkımızın ihtiyaçları esas alınmış bir beyannamedir. İnsan onurunun tamamına dokunan bir beyannamedir.

Üç ana bölümden oluşuyor. Bir yapacağımız reformlar, iki halkın her kesimine dokunan vaatlerimiz, üç büyük Türkiye yolundaki projelerimiz.

Bizim AK Parti olarak girdiğimiz her seçimde, demokrasi, hukukun üstünlüğü, hak ve özgürlükler olmuştur.

13 yılda demokrasiye kazandırdığımız mesafeyi daha ileri aşamalara taşıyacağız. Vatandaş odaklı siyasetimizin, aslı, esası, özeti insan onurudur.            

İlhamımızı bu ilkelerden alarak her türlü ayrımcılıkla mücadele edeceğiz.

İnsan onurunu zedeleyen hiçbir uygulama meşru görülemez ve gösterilemez. Yeni anayasamızın da çerçevesini oluşturacak en temel ilke budur: İnsan onuruyla taçlandırılan hiçbir Türkiye vatandaşı ayrımcılığa maruz bırakılamaz, herhangi bir şekilde nefret söyleminin muhatabı kılınamaz. Demokratik gelişme, ekonomik gelişmenin olmazsa olmaz şartıdır.

Yeni bir anayasa, yeni Türkiye’nin en temel taşıdır. AK Parti genel başkanı olarak söz veriyorum. Verdiğimiz sözün arkasında milletin iradesi vardır. Allah’ın izniyle ve milletin vereceği destekle neler yapacağımızı beyannamemizde detaylı olarak göstereceğiz.

Yeni bir anayasa yapacağız, demokrasinin tüm kurum ve süreçleri hayata geçmesi için reform yapacağız. Reform ayağının ilki anayasadır. Demokratikleşme ve adalet kapsamında yapacağımız reformlara biraz daha yakından bakalım. Herkes inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği bir toplumu birlikte inşa edeceğiz. Bu çerçevede, birçok kez vurguladığımız gibi, dinamik tarihi akış içinde hedefimiz bütün unsurlarıyla milletimizi tarihimizin öznesi kılacağız. Eşit vatandaşlık ilkesini egemen kılacağız. Bu temelde hiçbir surette eşit vatandaşlık zedelenmesine izin verilmeyecektir. Önceliğimiz, ülkemizin katılımcı, çoğulcu, demokratik, sivil bir anayasanın yapılmasıdır. Anayasanın özünde insan hak ve özgürlükleri olacaktır.  Bu çerçevede düşünce, ifade, inanç ve girişim özgürlüğü insan onurunun ayrılmaz parçaları olarak garanti altına alacaktır.

AK Parti olarak seçimlerden sadece temsilin değil, güçlü bir hükümeti de mümkün kılan çağdaş bir hükümet sisteminin hayata geçirilmesini istiyoruz. Siyasi istikrarsızlıklar karşısında Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik bir başkanlık sisteminin daha uygun bir sistem olduğunu düşünüyoruz. Yeni yapıda hiçbir paralel yapıya izin verilmeyecektir. 

Beyannameden

- Siyasi partileri güçsüz kılan ülke seçim barajıyla ilgili düzenleyeceğiz.

- Cemevleri, Alevi öğretisiyle ilgili eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme Alevi kanaat önderiyle diyalog temelinde gerekli adımı atacağız. Cemevlerine hukuki statü tanıyacağız.

- Bütün toplum kesimleri ve Roman vatandaşlarımıza yapılan ayrımcılığı kaldıracağız.

- Kardeşliği ebedi kılacağız, demokratikleşme adımlarını atacağız.

- TBMM İnsan Hakları İnceleme Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu’nu daha da üstün kılacağız.

- Yargıda, yargı reformu bağlamında, yargıda yaşanan bazı gelişmeleri, yargının saygın hale gelmesi için tekrar gözden geçirdik. Kapsamlı bir reform öngörüyoruz.

- Anayasal değişikliklere bağlı olarak içtihat düzleminde dağınıklıkları gidereceğiz.

- Disiplin mahkemeleri dışında askeri yargıya son vereceğiz.

- Yargı üst yönetimiyle, temyiz mahkemelerinin oluşumunda TBMM’nin rolünü artıracağız.

- Yüksek mahkeme üyeliklerini ömür boyu kazanılmış hak olmaktan çıkarıp, makul sürelerle belirleyeceğiz.

- HSYK’yı yeniden yapılandıracak, Hakimler Yüksek Kurulu, Savcılar Yüksek Kurulu olarak yeniden yapılandıracağız.

- Bilirkişilik müessesini yeniden yapılandırıp etkin kılacağız.

- Anayasa ve yargı reformu yanında, eğitimde çok önemli reformları gerçekleştirdik. Artırarak ve genişleterek sürdüreceğiz. Fiziki altyapı kadar niteliksel dönüşümün de önüne açacağız.

- Üniversite özerkliğini esas alan yeni bir YÖK yasası hazırlayacağız.

- Kamunun vatandaşımıza sunduğu her hizmetin kalitesini artırıyoruz, artırmaya devam edeceğiz.

- Kamu ihale sistemini revize edeceğiz.

- Gelir ve kurumlar vergisini birleştirerek yeni gelir  vergisi kanunu çıkartacağız.

- Ekonomimizdeki en büyük reformu reel ekonomide büyük bir dönüşüm projesi halinde gerçekleştireceğiz.

- Gümrük işlemlerini hızlandıracağız.

- En kısa zamanda 5G’ye geçişin altyapısını hazırlayarak gerçekleştireceğiz.

Vaatler

- Biz vaatlerimizi masa başında hazırlamadık. Gençlerimizle, kadınlarımızla, esnafımızla konuştuk. Cevaplarını kaydettik.

- Aile ve çocuklara dönük olarak... Aileyi güçlendirmemiz, çocuklarımıza sahip çıkmamız gerektiğini biliyoruz. Sosyal yardım veya hizmete ihtiyacı olan tüm dezavantajlı vatandaşlarımıza Aile ve Sosyal Destek Programı’nı hayata geçiriyoruz. 

- Ev almak için yüzde 25 peşinat biriktirenin yüzde 15’ini devlet verecek.

- Kadınların siyasetten bürokrasiye, kültürel ve sanatsal hayattan sivil toplum faaliyetlerinde karar alma mekanizmalarında yer almalarını sağlayacak her türlü tedbiri alacağız. Kadın  girişimcilere 100 bin lira ve 5 yıla ulaşacak kefaret imkanı sağlayacağız.

- İlk çocukta 3 ay, ikinci çocukta 6 ay, üçüncü çocukta 10 ay kadınlar yarım zamanlı çalışıp tam zamanlı maaş alacak. 

- Kadına yönelik şiddete ilişkin bütüncül çerçevede mücadele edeceğiz.

- Gençlerimiz için atacağımız adımları paylaşıyorum. Bir seçilme yaşını inşallah 18’e indireceğiz.

- Gençlerimize sınırsız, limitsiz, bedava internet erişimi sağlıyoruz.

- Genç girişimcilere 50 bin liraya kadar nakdi destek vereceğiz. Bu yetmiyorsa, 100 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz.

- Gençler faizsiz kredi almak için nereden kefalet bulacaklar? Yüzde 85 oranında kefalet imkanı sağlayacağız. Yeni iş kuracak gençlerimize 3 yıl gelir vergisi muafiyeti sağlayacağız.

- İlk kez iş bulan her gencimizin maaşını 1 yıl boyunca devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız. Bu çift yönlü bir destek. Aynı zamanda işverene bir destek.

- Gençlerimizin genel sağlık sigortasını 2 yıl boyunca karşılıksız ödeyecek, ücretsiz sağlık hizmeti sunacağız.

- Aşkın önüne geçilmez. Evlilikte çeyiz desteği vereceğiz. Gençlerin çeyiz hesabında 100 bin lira aile biriktirdiyse, 20 bin lira devlet verecek.

- Engelli yaşam merkezleri kurulacak. Bir annenin, babanın o gün bir işi varsa, ya da tatile gitmek istiyorlarsa, engelli gençlerimizi buraya bırakabilecek.